Bekin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, AB Komisyonunun yeni AB-Türkiye ilişkileri raporunu değerlendirdi.
Doğan Bekin, AB ile Türkiye arasındaki yüksek düzeyli diyalog mekanizmasının yeniden başlatılmasının Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetine başlamaması ve AB üye ülkelerinin egemenlik haklarına saygı göstermesi koşuluyla yeniden oluşturulabileceği konusundaki tavsiye kararların, Türkiye’yi Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Adalar Denizi’nde tavize zorlayıcı politikalara yönelik olduğunu ve kabul edilebilir hiçbir yanının bulunmadığını söyledi.
AB’nin Türkiye’ye karşı iyi niyetli bir yaklaşım içinde olmadığını dile getiren Bekin, “Burada asıl yapılması gereken Kıbrıs’ta bağımsız Kıbrıs Türk Devleti’nin süratle tanınması konusunda somut adımların atılmasıdır.” diye konuştu.
Bekin, “Cihat Yaycı’nın ortaya koyduğu Libya örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin tanıdığı Filistin Devletiyle de deniz yetki alanı anlaşmasının bir an önce hayata geçirilmesi Yunanistan ve AB’nin Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından uzak tutmaya yönelik dayatmacı politikalarını ve sözde ‘Sevilla Haritası’nın da yok hükmünde olmasını sağlayacak önemli bir adımdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bekin, Mısır ile de bu tür bir anlaşmanın süratle yapılmasının Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını kalıcı hale getireceğinin altını çizdi.