Sayılı günler kaldı! 270 delegeye ulaşan başkanlık yarışını kazanacak

Amerikalılar, 5 Kasım Salı günü hem ülkeyi 4 yıl yönetecek yeni başkan için Cumhuriyetçi Donald Trump ile Demokrat Kamala Harris arasında tercih yapacak hem de yasaların çıkarılmasında kilit rol oynayan ABD Kongresinin iki kanadı Senatonun 34 sandalyesi ile 435 sandalyeli Temsilciler Meclisinin yeni üyelerini belirleyecek.

ABD başkanlık seçim süreci, ön seçimler ve parti toplantıları (caucuses), ulusal kongreler, seçim kampanyası ve Seçiciler Kurulu (Electoral College) oylaması aşamalarından oluşuyor.

Ön seçim sürecinde Demokrat Partili seçmenler kendi başkan adaylarını, Cumhuriyetçi Partililer de kendi başkan adaylarını belirlemek üzere oylarını kullanıyor. Yaklaşık 5 ay süren ön seçim sürecinin ardından gerçekleştirilen parti kongrelerinde, her iki parti de adayını resmen ilan ediyor.

Ardından 5 Kasım’da Demokrat ya da Cumhuriyetçi adaydan birini başkan yapmak için sandığa gidiliyor.

Trump ile Harris’i karşı karşıya getirecek seçimlerin galibi, ABD’nin 47. başkanı olacak.

– ÖN SEÇİMLER

Beyaz Saray’a giden yol, 2023’ün başlarında çeşitli adayların başkanlığa aday olma niyetlerini açıklamasıyla başlıyor.

Mevcut ABD Başkanı Joe Biden, Demokrat Partinin öne çıkan adayıyken, Cumhuriyetçi Trump, Florida Valisi Ron DeSantis, eski ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley ve Amerikalı girişimci Vivek Ramaswamy’nin de aralarında bulunduğu aday adaylarıyla rekabet etti.

Başkanlık aday adayları için isimlerin belirlenmesinin ardından, eyaletlerin tamamında Demokrat ve Cumhuriyetçilerin başkan adaylarının belirlenmesinde rol oynayan ön seçimler düzenleniyor.

ABD halkı, başkanlık seçiminden önce aday adayları arasından kendi partilerinin başkan adaylarını belirlemek üzere bu süreçte oy kullanıyor. Bazı eyaletlerde hem Demokrat Parti hem de Cumhuriyetçi Parti aynı gün ön seçim yaparken, bazı eyaletlerde iki parti farklı zamanlarda ön seçim düzenleniyor.

Ön seçimlerde birçok eyalette “primary” denilen seçimlerde, seçmenler sandığa giderek oylarını kullanıyor. Bazı eyaletlerde ise “parti toplantısı” formatında yapılan “caucus” sistemi uygulanıyor.

Ülkede 15 Ocak’ta Iowa eyaletinde başlayan ön seçim süreci, 8 Haziran’da Guam ve Virgin Adaları’ndaki son ön seçimlerle tamamlandı.

– BİDEN ÇEKİLDİ, HARRİS DEMOKRATLARIN YENİ ADAYI OLDU

Ön seçim sürecinde Demokrat Partide Biden, Cumhuriyetçi Partide ise Trump, partilerinin başkan adayı olabilmek için gerekli delege sayısına rahat şekilde ulaştı.

12 Mart akşamı açıklanan sonuçlara göre Biden, Demokrat Partide başkan adaylığı için gereken delege sayısı olan 1968’i geçerken, Trump da Cumhuriyetçi Partide başkan adaylığı için gereken delege sayısı 1215’e ulaştı.

Öte yandan, Demokrat Parti adaylığını rahat kazanan Biden, yaşı ve akıl sağlığıyla ilgili tartışmaların büyümesi üzerine 21 Temmuz’da “Tekrar seçim için yarışma niyetindeydim ancak partim ve ülkem adına geri çekilmenin en doğrusu olacağına karar verdim.” sözleriyle adaylıktan çekildiğini duyurdu.

Biden’ın, Başkan Yardımcısı Harris’i Demokrat Partinin adayı olarak desteklediğini açıklamasının ardından gözler Harris’e çevrildi.

– ADAYLARIN RESMEN BELİRLENDİĞİ PARTİ KONGRELERİ

Bir partinin başkan ve başkan yardımcısı adaylarının ilan edildiği kongreler, ön seçimlerde adayların kazandığı delege oylarının resmen onaylanması anlamına gelen bir uygulama.

Cumhuriyetçi Parti 15-18 Temmuz’da Milwaukee’de, Demokrat Parti ise 19-22 Ağustos’ta Chicago’da düzenlediği kongrelerinde, eyaletlerden gelen delegelerin oylarıyla kendi başkan adaylarını resmen belirledi.

Demokratların başkan adayı Kamala Harris, başkan yardımcısı adayı ise Minnesota Valisi Tim Walz oldu. Diğer yandan Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı Donald Trump, başkan yardımcısı adayı ise Ohio Senatörü JD Vance oldu.

– SEÇİMLERE YAPILAN BAĞIŞLAR

ABD Federal Seçim Komisyonuna göre bireyler, bir adayın komitesine en fazla 3 bin 300 dolar; eyalet, bölge ve yerel parti komitelerine her bir seçimde toplam 10 bin dolar; ulusal parti komitelerine ise 41 bin 300 dolar bağış yapabiliyor.

Öte yandan, “siyasi eylem komitesi (PAC)” denilen komiteler aracılığıyla kurumlar, sendikalar ve diğer organizasyonlar, destekledikleri adaya daha yüksek miktarlarda bağışlarda bulunabiliyor. Aynı şekilde “süper PAC” denen komitelerde de yüksek meblağlı bağışlar gerçekleştirilebiliyor.

Örneğin Tesla ile X’in sahibi Amerikalı milyarder Elon Musk, süper PAC’ler aracılığıyla Trump’a 132 milyon dolar bağış aktarırken, bir diğer Amerikalı milyarder Bill Gates ise Harris’e en az 50 milyon dolar bağış yaptı.

– 270 DELEGEYE ULAŞAN BAŞKANLIK YARIŞINI KAZANIYOR

ABD’de başkanlık seçimleri geleneksel olarak her 4 yılda bir kasımın ilk pazartesi gününden sonraki ilk salı yapılıyor.

Ülkedeki seçim sistemi, en fazla oyu alanın değil, en fazla delegeye ulaşan adayın başkan olmasına imkan veren Seçiciler Kurulu (Electoral College) yöntemiyle çalışıyor.

Buna göre ABD halkı, başkanlarını doğrudan kendi oylarıyla değil, seçtikleri delegeler üzerinden dolaylı olarak belirliyor.

50 eyalet ile başkent Washington DC’yi temsilen toplam 538 delegeden oluşan “Seçiciler Kurulu” adı verilen sistemde, her bir eyaletteki delege sayısı, o eyaletin Senato ve Temsilciler Meclisindeki üyelerinin toplamına eşit oluyor.

Bu sistemde bir adayın, başkanlık için 538 sayısının yarıdan bir fazlası olan 270 delegeye ulaşması gerekiyor.

Aynı seçim sistemi kapsamında eyaletlerde yarışı kazanan aday o eyaletin tüm delegelerini alıyor; “Kazanan hepsini alır (winner-take-all-system)” adıyla anılan bu kural, o eyalette kaybeden adaya verilen oyları yok saydığı için tartışılıyor.

ABD seçim sisteminde toplamda daha fazla oy almasına rağmen kritik eyaletleri kaybettiği için delege sayılarında geride kalıp yarışı kaybeden başkan adayları bulunuyor.

Buna en güncel örnek olarak, 2016 başkanlık seçimlerinde rakibi Hillary Clinton’dan 2,8 milyon daha az oy alan Donald Trump, salıncak eyaletlerde kazanarak 304 delegeye ulaştı ve rahat şekilde başkan oldu.

– SEÇİMLERİN KADERİNİ “SALINCAK EYALETLER” BELİRLİYOR

Bu sistemde başkanlık seçiminin kaderini, Cumhuriyetçi ile Demokratlar arasında gidip geldikleri için “salıncak” olarak da adlandırılan çekişmeli eyaletler belirliyor.

2024 seçimlerinde başkanlık için ulaşılması gereken toplam 270 delege sayısının 93’ünü teşkil eden Arizona, Nevada, Wisconsin, Michigan, Pennsylvania, Kuzey Carolina ve Georgia “salıncak eyalet” konumunda bulunuyor.

Güncellenen sayılara göre, Arizona 11, Nevada 6, Wisconsin 10, Michigan 15, Pennsylvania 19, Kuzey Carolina 16 ve Georgia 16 delege sahibi.

California’nın 54, Texas’ın 40, Florida’nın 30 ve New York’un 28 delegesi bulunuyor ancak delege sayısı fazla olan bu eyaletlerin parti eğilimleri uzun yıllardır pek değişmediği için toplamda sonuca etkileri büyük olmuyor. Örneğin, California ve New York uzun yıllardır Demokrat, Texas ve Florida ise uzun zamandır Cumhuriyetçi eğilimiyle biliniyor.

Bu eyaletler dışında, Alabama 9, Kentucky 8, Kuzey Dakota 3, Alaska 3, Louisiana 8, Ohio 17, Maine 4, Oklahoma 7, Arkansas 6, Maryland 10, Oregon 8, Massachusetts 11, Colorado 10, Rhode Island 4, Connecticut 7, Minnesota 10, Güney Carolina 9, Delaware 3, Missisippi 6, Güney Dakota 3, Missouri 10, Tennessee 11, Montana 4, Nebraska 5, Utah 6, Hawaii 4, Vermont 3, Idaho 4, New Hampshire 4, Virginia 13, Illinois 19, New Jersey 14, Washington 12, Indiana 11, New Mexico 5, Batı Virginia 4, Iowa 6, Kansas 6 ve Wyoming 3 delege sahibi. Özel statüsü olan başkent Washington DC’nin de 3 delegesi bulunuyor.

– KONGRE SEÇİMLERİ

Kongrenin hangi kanadının hangi parti tarafından kontrol edildiği, ABD başkanının çalışma alanını doğrudan etkilediği için ülke siyasetinde büyük öneme sahip. Başkanın özellikle bütçe yapma, asker gönderme gibi kararları alma ve dış politika gibi başlıklarda Kongre ile çalışması gerekiyor.

435 sandalyeli Temsilciler Meclisi üyeleri 2 yıllığına göreve gelirken, 100 sandalyeli Senato üyeleri 6 yıllığına seçiliyor. Böylece her 2 yılda bir yapılan Kongre seçimlerinde Temsilciler Meclisinin tamamı, Senato’nun ise 3’te 1’i değişmiş oluyor.

Temsilciler Meclisinde hangi eyaletin ne kadar temsilcisi olacağı, eyaletlerdeki seçim bölgelerinin nüfus yoğunluğuna göre belirlenirken, Senato’da ise her eyaletin 2 senatörü bulunuyor.

Temsilciler Meclisi üyesinin en az 25 yaşında ve en az 7 yıldır ABD vatandaşı olması, temsil edeceği eyalette yaşaması şart. Bir senatörün de en az 30 yaşında ve en az 9 yıldır ABD vatandaşı olması gerekiyor.

– SEÇİM GÜNÜNDEN SONRAKİ SÜREÇ

ABD’de seçim süreci, seçim gününden sonra da uzun bir süreyi kapsıyor. Tarihler, eyaletlere göre farklılık gösterse de tüm eyaletlerin 10 Kasım-11 Aralık’ta seçim sonuçlarını resmen onaylaması gerekiyor.

17 Aralık’a kadar her eyaletin Seçiciler Kurulu üyelerinin, başkan adayına oyunu verip, bu oyları Washington’a göndermesi öngörülüyor. Gönderilen oyların en geç 23 Aralık’a kadar ABD Kongresine ulaşması gerekiyor.

Temsilciler Meclisi Genel Kurulu salonunda 6 Ocak’ta bir araya gelecek Kongre üyeleri, eyaletlerden gelen oyları alfabetik sıraya göre okuyup sayacak. Bu süreç tamamlandıktan sonra sonuçlar resmen duyurulacak.

Yeni ABD başkanı, 20 Ocak 2025’te yemin ederek görevine resmen başlayacak.

Yorum yapın