Basın toplantısında, bal ülkesi olan Türkiye’nin arıcılıkta dünyada 2.’si olduğunu anlatan Şahin, arıcıların emeklerinin korunmasının herkesin görevi olduğunu kaydetti.
Şahin, “Bala dışarıdan bir madde eklemeyi, balın yapısını bozmayı ve balın yapısından herhangi bir bileşeni çıkarmayı ‘sahtecilik’ olarak kabul ediyoruz.
Sahteciliğin iki çeşidi var: Taklit ve tağşiş. Biz taklit balın değil, arının doğada ürettiği, arıcının dağda ürettiği balın piyasada hakim olmasını amaçlıyoruz.” diye konuştu.
1 kilogram balın arıcıya maliyetinin 261 lira olduğunu aktaran Şahin, “Market raflarına bakıyorsunuz kilogramı 50 liraya, 70 liraya bal var. Bu balı kim yiyecek? Benim tüketicim yiyecek. Dolayısıyla piyasanın taklit ürünlerden arındırılmasını istiyoruz. Bütün amacımız da bu.” ifadesini kullandı.
Şahin, yurt dışına bal pazarlarken çok sayıda analiz ve kriteri yerine getirdiklerine işaret ederek, iç piyasada da bu analiz metotlarının uygulanması gerektiğini vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan bu konularda yaptırım uygulamasını beklediklerini aktaran Şahin, sözlerini, “Bakanlığımızın laboratuvarlarında balın saflığını ölçecek NMR makinelerimiz var. Bunların 2025’ten itibaren kullanılmasını dört gözle bekliyoruz. Avrupa’da nasıl bal yiyorlarsa, benim ülkemdeki insanlar da bu denli güvenli bal yemeli.” diye tamamladı.