(Resim: AA)
Yüksel, Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesiyle bölgedeki dengelerin değiştiğini belirterek, “Tüm planlarını bu kanlı ve baskıcı rejimin devamı üstüne kuran devletler, Suriye halkının icra ettiği devrimi kabul etmiyor. Bu devletlerin başlangıcında İsrail yok. O tarihten bu yana Gazze’de yırtıcı bir soykırım yürüten İsrail, 7 Ekim 2023 ve 2024’te Lübnan Bölgeden alınan bilgilere bakılırsa 8 Aralık’tan bu yana Golan Tepeleri’nin işgali sürüyor. İsrail, 1963 yılından bu yana hukuka aykırı olarak Golan’ın bir bölümünü işgal ediyor. Bu vaziyet, başkent Şam da dahil olmak suretiyle kabul edilemez. Bununla birlikte saldırılar, internasyonal sulh ve güvenliğe de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Gazze’de yaşanmış olan soykırım, cenk suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar, internasyonal camianın derin endişelerini artıran bir durumdur. ifadeler kullandı.
“TÜRKİYE ÇOK CİDDİ SİYASİ VE EKONOMİK BEDELLER ÖDEDİ”
Yüksel, Suriye’de insan hakları ihlallerinin ve cenk suçlarının tekrarının önlenmesi ve faillerin hakkaniyet önüne çıkarılması için internasyonal camianın müessir adımlar atması icap ettiğini söylemiş oldu. Türkiye’nin Suriye krizinden net bir yüzle çıktığını söyleyen Yüksel, “Bizler bu mazlumlara, kimseyi gözetmeden, yalnızca insanlık, kardeşlik ve İslam adına haiz çıktık. Halkoyu baskısının en fazlaca arttığı dönemde bile arkalarında durduk. Onları göndermeye razı olmayacağımızı duyuru ettik. Esad’ın açıklamış olduğu lafda aflara her yerde insanoğlu inanıyor ve bir an için Suriyelileri zorla ülkelerine göndermek isteyenlere en kuvvetli halde reaksiyon gösterdik, gönüllü, güvenilir, haysiyetli ve tertipli bir yardımın gerekliliğini anladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirmiş olduğu Suriye’ye dönüşler. olanaklar sağlanacak. dedi.
“Esad Diyeti insanlık dışı ve hukuka aykırı davrandı”
Yüksel, Suriye’nin iç savaştan bu yana insanlık trajedilerine sahne bulunduğunu ve Esad diyetinin insanlığa karşı suçlar işlediğine dikkat çekti. Yüksel, Sednaya Cezaevi’nde yaşananları örneklendir. “Esad diyetinin işlediği suçlar, internasyonal hukukta yer alma hakkına müsait olarak, BM raporları, hukuki belgeler ve deliller çerçevesinde ele alınmalı ve sorumlular hesap vermeli. Bütün bu ihlaller açıkça tanımlanmalıdır. Sednaya Cezaevi’nde yaşananlar, rejimin işlediği bu suçların en yırtıcı örneklerinden biridir. Cezalandırılması ve Suriye halkının hak etmiş olduğu adaleti bulması, Esad diyeti, Cenevre Roma Statüsü, Soykırım Sözleşmesi, İşkenceye Karşı Kontrat şeklinde internasyonal sözleşmeleri ihlal ederek insanlık dışı ve hukuka aykırı davranmış, adaletin internasyonal camianın sorumluluğunda olması adına mühim bir savaşım başlatmıştır.” dedi.