Kariyer planında “prime dönem” etkisi: “Kendi değerleriniz doğrultusunda sağlıklı kararlar alın”

Prime dönem’in genç yetişkinlikten orta yaşa kadar değişebildiğine değinen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın şunları söyledi: “Prime dönem” genellikle bir kişinin yaşamında fiziksel, zihinsel, duygusal ve profesyonel olarak en üretken, başarılı ve tatmin edici olduğu bir dönemi ifade eder. Bu terim, genç yetişkinlikten orta yaşa kadar değişebilir. Genellikle bu aralıkta ‘prime dönem’ görülür.”

“PRİME DÖNEM PARMAK İZİ GİBİDİR, KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİR”

“Prime dönemde olduğunuzu anlamak kişisel bir değerlendirme gerektirir. Bu, genellikle fiziksel sağlık, enerji seviyeleri, profesyonel başarılar, kişisel ilişkiler ve genel yaşam tatmini gibi birçok faktörü içerir. Ancak bu kriterler kişiden kişiye değişebilir ve herkesin prime dönemi farklı zamanlarda başlayabilir ve sona erebilir. Kişinin prime dönemi parmak izi gibidir. Birbirinden farklıdır. Prime dönemindeki bir kişinin başarıları ve etkinliği genellikle bireyin hedefleri ve değerleriyle uyumlu olduğunda artar. Bu, bir kişinin kendi potansiyelini en iyi şekilde kullanmasıyla ilgilidir. Ancak herkesin prime dönemi farklılık gösterebilir çünkü her bireyin değerleri, hedefleri ve hayat koşulları farklıdır.”

Prime dönemin kişiden kişiye farklılık göstermesinde belirli etmenler olduğunun altını çizen Özgenur Taşkın, “Yaş, sağlık durumu, eğitim ve kariyer, kişisel hedefler ve değerler, yaşam koşulları ve deneyimlerin yanı sıra sosyal ilişkiler, bireysel yetenekler ve tutkunun da etkili olduğunu söyledi. Kaçırma korkusu ve karşılaştırma zorluğunun kararsızlığa ve mutsuzluğa yol açabileceğini fakat bazı kişilerinde seçenek bolluğunu avantaja çevirebildiğine değinen Taşkın, “Çok sayıda seçenek arasında bir tercih yaparken, kişiler diğer olasılıkları kaçırma korkusu yaşayabilirler. Bu da huzursuzluk ve memnuniyetsizliğe neden olabilir. Karşılaştırma zorluğunda ise çok fazla seçenek arasında karşılaştırma yapmak, her bir seçeneğin avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendirmek zor olabilir. Bu da kararsızlığa ve mutsuzluğa yol açabilir. Ancak bu durum herkes için aynı şekilde geçerli değildir. Bazı insanlar seçenek bolluğuyla başa çıkabilir ve bu durumu avantaja çevirebilirken, diğerleri bu durumla başa çıkmakta daha zorlanabilir. Önemli olan, kişinin kendi değerleri, ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda sağlıklı kararlar alabilmesidir.” ifadelerini kullandı.

DENEYİM KAZANDIKÇA DAHA İYİ ANLAMA

Taşkın, belirli bir hedefte ilerlerken diğer seçeneklerin aklımıza takılmasında birkaç psikolojik faktörün etkisinin olduğunu şu şekilde açıkladı:

Kayıp Aversionu: Bir seçenek seçildiğinde, diğer seçeneklerden vazgeçilmiş olur ve bu kaybı hissetme eğiliminde oluruz. İnsanlar genellikle kayıp hissiyatından kaçınmaya çalışır ve seçtikleri şeyin gerçekten en iyi seçenek olduğuna dair bir güvence ararlar.

Seçim Sonrası Pişmanlık: Seçtikten sonra, insanlar başka bir seçeneği düşünerek “Keşke diğerini seçseydim” düşüncesine kapılabilirler. Bu, seçim sonrası pişmanlık olarak adlandırılır ve kişinin aldığı kararı sorgulamasına neden olabilir.

Diğer Seçeneklerin Görünür Olması: Seçim yapıldıktan sonra, seçilmeyen diğer seçenekler hala görünür ve erişilebilir olabilir. Bu durum, insanların seçtikleri şeyin yanı sıra diğer olasılıkları düşünmeye devam etmelerine neden olabilir.

Belirsizlik ve Riskten Kaçınma: Seçilen yol belirsizlik içeriyorsa veya risk taşıyorsa, insanlar bu belirsizlik ve riskle baş etmeye çalışırken alternatif seçeneklere yönelebilirler.

Hedeflerin ve Değerlerin Değişmesi: Zaman içinde bireyin hedefleri, değerleri veya öncelikleri değişebilir. Bu değişiklikler, başlangıçta tercih edilen seçenekle uyumsuz olabilir ve kişiyi alternatif seçeneklere yönlendirebilir.

Bu düşünceler, bireyin içsel çatışma yaşamasına ve belirli bir seçimi sorgulamasına neden olabilir. Ancak, bu durum aynı zamanda kişinin değerlendirmelerini gözden geçirmesi, öğrenmesi ve gelişmesi için bir fırsat da sunabilir. İnsanlar zaman içinde deneyim kazandıkça, seçimleri ve bu seçimlere yönelik düşünceleri daha iyi anlamaya ve kabullenmeye başlayabilirler.”

“BAKIŞ AÇIMIZ YAPTIĞIMIZ SEÇİMLERDE ÖNEMLİ BİR ROL OYNAR”

Yaptığımız seçimlerde birden fazla faktörün etkisi olduğunu söyleyen Taşkın, şu şekilde konuştu: “Seçimlerimizi etkileyen birçok faktör vardır, bunlar arasında genetik miras, çevresel etkiler, eğitim düzeyi, kültürel etkiler ve yaşam deneyimleri bulunabilir. Ancak, bu faktörlerin yanı sıra insanlar genellikle kendi kararlarını verebilme yeteneğine sahiptir. Bakış açısı, yaptığımız seçimlerde önemli bir rol oynar. Bir kişinin değerleri, inançları ve deneyimleri, onun kararlarını şekillendirir. Ancak bu bakış açısı aynı zamanda bir kişinin seçenekleri değerlendirme ve değerlendirme şeklini de etkiler.”

Yorum yapın