40 yaş sonrası çene kemiği erimesine dikkat

İlkel çağlarda insanoğlunun yırtıcı ve vahşi hayvanlardan korunma, yiyecek bulma konularında büyük sorunlar yaşarken dişsiz kalmaktan da korktuklarını biliyor musunuz? Evet antik zamanlarda bile insanların dişlerini temizlediklerini, temiz tutmaya çalıştıklarını gösteren kanıtlar bulunmaktadır. Bu noktada pek çok teori üretilse de insanların dişsizlikten korkması da gayet normal. Çünkü dişsiz kalan bireyin beslenmesi ve hayatını devam ettirebilmesi pek mümkün değil. Yiyecekler, ilkel çağlarda daha sert ve işlenmemiş gıdalardan oluştuğu için dişlerinizi kaybederseniz pek fazla beslenebileceğiniz gıda bulamıyordunuz. Peki günümüzde bu durum nasıl?

Günümüzde dişlerinizi kaybetmeniz halinde modern diş hekimliğinin sunduğu pek çok yöntem sayesinde er ya da geç / konforlu ya da daha az konforlu bir şekilde diş sahibi olabiliyorsunuz. Ama bu noktada herkesin korktuğu şey: Kemik erimesi.

ÇENE KEMİĞİNDE ERİME NEDİR?

“Tam vücudumuzdaki kemiklerde erime olabilir ve çene kemiğimizde de bu erimeyi görebiliriz. Ancak herkeste olmaz. Bazı kişilerde ise yaşlanmadan dahi erimeye başlayabilir. Çene kemiği erimesinde birinci sebep ağız hijyeni eksikliği olarak görülmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar ağız hijyeni yetersizliği bulunan bireylerde meydana gelen çene kemiği erimesinin ağız hijyeni optimum olan bireylere göre anlamlı derecede yüksek bulmaktadır. Ancak çeşitli yan faktörler de çene kemiği erimesinde etkili olmaktadır. Genetik faktörlerin her ne kadar etkisi görülse de çalışmalar bu etkinin kısıtlı olduğuna işaret etmektedir.”

“Ağız hijyeni eksikliğine bağlı olarak biriken besin artıkları, bakterilerin kolonizasyonu için rahat bir ortam hazırlamaktadır. Kolonize olan bakterilerin salgıları ile diş etinde tahribat ve çene kemiğinde kayıp başlar. Bu salgılara vücudun verdiği tepki de çene kemiğinde erime olmaktadır. Bu erime sürecini çok çok kısaca anlatmaya çalıştım. Ancak bu erime süreci çok önemlidir ve zamanında müdahale ile durdurulabilir hatta bazı durumlarda geri döndürülebilirdir. Bu erimenin genel isimlendirmesi ise periodontitis’tir. Periodontitis, ortlama olarak 40 yaş sonrası görülen bir hastalıktır. Bu dönemlerde ve sonrasında dikkat edilmesi önemlidir.

PROTEZLERLE DİŞSİZLİK ÖNLENEBİLİR Mİ?

Yüzlerce yıldır çeşitli protezler ile insanların dişsizlikleri tedavi edilmektedir. Ancak insanlık her şeyde olduğu gibi protezlerde de daha konforlusunu aradılar. Hareketli protezler, hala yapılmakla beraber çok çok daha konforlu durumdadırlar. Ancak hareketli protezler yerlerini çok daha konforlu olan sabit protezlere, implantlara, implant üstü hareketli protezlere bırakıyorlar. Yani aslında dişsizlik bir kader dahil. Dişsiz duruma gelen bireylere bir şekilde diş yapılabilmektedir. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki her zaman en önemli ve en değerlisi kişinin kendi dişlerinin korunmasıdır.

İMPLANTLAR DİŞSİZLİĞE İYİ BİR ÇÖZÜM MÜ?

Dental implantlar geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren kullanılmaya başlanılan yapay diş kökleridir. Ve dental implantlar, diş hekimliğinde bir devrim yarattı. Hiç bir dişe müdahale edilmeksizin eksik dişi tamamlama imkanı yaratabilmesi, çok etkili ve tamamen yenilikçi bir tedavi imkanını diş hekimliğine sağladı. Modern diş hekimliğinde dental implant uygulamaları diğer şartlar da uygun ise eksik dişler için en iyi sonuçları sunmaktadır. Bu nedenle dişsizlik sorununa en etkili ve en konforlu çözümü implant uygulamaları getirebilmektedir.

ZİGOMA İMPLANTLARI

Üst çenesinde şiddetli kemik erimesi olan bireylerde eğer ogmentasyon teknikleri yetersiz kalıyor ise zigoma kemiklerinden destek alınarak implant yerleştirilabilmektedir. Bu implantlar genellikle son çarelerden bir tanesi olarak değerlendirilirler. İleri cerrahi yöntemlerdir ve bazı komplikasyonları standart dental implantlara göre daha şiddetli olabilmektedir.

KİŞİYE ÖZEL İMPLANTLAR

İnsanoğlu, her şeyi daha ileri taşımak istediği gibi dental implant uygulamaları için de daha ileri uygulamalarda kullanabilmek için bazı özel sistemler geliştirildi. Kişiye özel implantlar son 2-3 dekatta giderek daha spesifik uygulama alanları getirmiştir. İlk uygulama yıllarında kişiselleştirme için özel implant parçaları üretilirken günümüzde implantın kendisi de tamamen kişinin kemiğine göre çeşitli şekillerde üretilmektedirler. Bu kişiselleştirmekteki amaç özellikle ileri derecede kemik kaybı görülen bireylerde kalan dokular müsaitse kişiye göre üretilen kafes şeklinde titanyum implantlar kemik yüzeyine adapte edilerek sabitlenir.

Kısaca yazmak gerekirse; dişsizlik için çözümler günümüzde oldukça fazla. Kişinin isteklerine, beklentilerine, kemik/diş eti durumuna, kapanışına, dudak şekli – boyuna göre vb planlama yapılarak nasıl bir diş yapılacağı belirlenebilmektedir.

Yorum yapın