Yılmaz, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla toplumsal medya hesabından video ileti yayınladı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayan Yılmaz, gazeteciliğin yalnız bir meslek değil, bununla beraber yorulmadan gerçeğin gerisinde koşmak ve sosyal vicdanın sesi olmak için verilen haysiyetli bir savaşım bulunduğunu söylemiş oldu.
Basın çalışanlarının gece gündüz topluma haber ulaştırdığını, gazetecilerin omuzlarında tek kamera olduğunu anlatım eden Yılmaz, doğru ve süratli haber verme sorumluluğunu taşıdıklarını altını çizdi.
Gazetecilerin ara ara bir zafer anını, ara ara bir açılımı, ara ara de yokluk yahut kriz anlarını belgeleyerek her insanın sesi olduğuna işaret eden Yılmaz, laflarını şöyleki sürdürdü:
“Sosyal vakaları olduğu benzer biçimde yansıtarak demokratik süreçlere mühim katkılar sağlıyorsunuz. Bu katkılar, haberleşme teknolojilerinin sunmuş olduğu yeni fırsatlarla beraber daha da eleştiri hale geldi. Kıymeti katlanarak arttı.
Informasyon kirliliği ve dezenformasyon saldırılarına karşı Türk İletişim Modeli’nin temeli olan doğruluk ve tarafsızlık ilkeleri basın mensuplarımızın çabaları ile güçlendirilmektedir. Milli ve mahalli basın, hakikatin savunucusu olarak topluma doğru ve yansız informasyon sunmada birbirini tamamlayan iki temel dayanaktır.”
– “TÜRK BASINI HAKİKATİN SESİ OLMAK İÇİN ZORLUKLARIN ORTASINA ADIM VERDİ”
Milli basını ve camiası geniş bir halde bilgilendirerek ülke gündemini şekillendiren mahalli basının o coğrafyanın önceliği bulunduğunu anlatım eden Yılmaz, yöresel dinamikleri yansıtan, mahalli basının özverili çalışanlarının topluluğun sesi bulunduğunu altını çizdi. bulundukları bölgenin insanıdırlar ve bununla beraber mahalli kalkınmanın, kültürel zenginliğin ve dayanışmanın mimarlarıdırlar.
Cevdet Yılmaz şunları kaydetti:
“Türk basınının internasyonal alanda son yıllardaki başarıları tamamımız için büyük bir gurur deposudur. Türk basını birçok değişik coğrafyada hakikatin sesi olmak için zorlukların ortasına adım atmış, gerçeklerin sesi olmuştur. Görünmeyen gerçekleri gün yüzüne çıkarırken mazlumların sesi oldu, vicdanlara dokundu.
Yılmaz, Türk basınının kanaati takip etme mevzusundaki prensipli tutumunun mesleki bir başarı olmanın ötesinde, bu süreçte yalnız haber üretmek değil, faal bir halde yer almak da insanlık için bir vicdan rolü olarak tarihe geçtiğini belirtti. Internasyonal medyada Türkiye’nin haberleşme gücü ve hakikat mücadelesindeki kararlılığına dikkat çekti. gözünün önünde bulunduğunu altını çizdi.
Başkan Yardımcısı Yılmaz, basında çıkan haberlerin yalnız sayfaları dolduran bir haber değil, sosyal hafızalara kazınan, gönüllerde yankılanan bir hakikat çağrısı bulunduğunu anlatım ederek, gazetecilere şükranlarımı sunuyorum. sıhhat, saadet ve başarı dolu. Keşke.” ifadeler kullandı.