“Geçmişte tek başına başarısızlığa uğrayan başarısız şiddet ve zorlama yaklaşımlarını ikiye katlamak yerine, ilgili herkesi harekete geçmeye davet ediyorum. tırmanmanın mantıksızlığından çıkmak sadece cesetlerle, paramparça hayatlarla ve tam bir çaresizlikle sona erdi” dedi. Bir deyim.
2022’de cinayet rekoru
Türk, 2022’de Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria’da rekor sayıda Filistinlinin öldürüldüğünü bildirdi.
Şimdiye kadar, yeni yıl getirdi “Daha fazla kan döküldü, daha fazla yıkım ve durum daha değişken olmaya devam ediyor”ekledi.
2022’de BM insan hakları ofisi (OHCHR) Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güvenlik güçleri tarafından 151 Filistinlinin öldürüldüğünü ve ayrıca İsrail güçleri veya bir yerleşimci tarafından öldürülen bir çocuğu belgeledi. İsrailli yerleşimciler tarafından iki Filistinli daha öldürüldü.
Güvenlik güçlerinin karıştığı vakaların çoğu, aşırı güç kullanımı ve keyfi öldürmeler konusunda ciddi endişelere yol açıyor.
Aynı dönemde Filistinliler tarafından İsrail içinde ve işgal altındaki Batı Şeria’da 24 İsrailli öldürüldü.
Ölümcül bir başlangıç
Bu arada, bu yılın başından bu yana 34 Filistinli ve yedi İsrailli öldürüldü.
Sayın Türk, İsrail’in son önlemlerinden “yalnızca ihlalleri körüklemek Ve insan hakları hukuku ihlalleri Ve uluslararası insancıl hukuk ihlalleri”
Geçen hafta Doğu Kudüs’te meydana gelen saldırıların ardından, İsrailli yetkililer şüpheli faillerin evlerini kapatmak için harekete geçti. 40’tan fazla kişi tutuklandı ve iki aile zorla tahliye edildi.
İsrail, saldırgan olduğundan şüphelenilen kişilerin akrabalarının kimlik belgelerinin, vatandaşlık ve oturma haklarının ve sosyal güvenlik yardımlarının iptal edilmesinin yanı sıra ev yıkımlarının hızlandırılması da dahil olmak üzere başka önlemler önerdi.
Daha fazla şiddeti körüklemek
Sayın Türk, bu tür önlemlerin uygulanması durumunda şunları söyledi: toplu ceza anlamına gelebiliruluslararası insancıl hukuk kapsamında “açıkça yasaklanmış” ve uluslararası insan hakları hukuku ile “uyumsuz”dur.
Ayrıca İsrail Hükümeti, nefret dolu söylemlerle birlikte siviller için ateşli silahların ruhsatlandırılmasını hızlandırmayı ve genişletmeyi planlıyor. “Sadece daha fazla şiddete ve kan dökülmesine yol açabilir”, ekledi.
“Ateşli silahların yayılmasının hem İsrailliler hem de Filistinliler için artan ölüm ve yaralanma risklerine yol açacağını deneyimlerimizden biliyoruz. İsrailli yetkililer, toplumdaki ateşli silahların mevcudiyetini azaltmak için çalışmalı” dedi.
nefreti körüklemeyi bırak
Sayın Türk, İsrailli yerleşimciler ile Filistinliler arasında, özellikle de işgal altındaki Batı Şeria’da son bir haftadır çok sayıda şiddet olaylarına ilişkin raporların alındığını kaydetti.
“Kötüleşen bir şiddet sarmalını körüklemektense, kamu görevinde veya diğer yetkili konumlarda bulunan herkesi – aslında herkesi – harekete geçmeye davet ediyorum. ‘öteki’ne karşı nefret uyandıran bir dil kullanmayı bırakındedi Türk Bey. “Bu tür bir nefret kışkırtması tüm İsrailliler, Filistinliler ve tüm toplum için aşındırıcıdır.”
BM insan hakları şefi, cinayetlerin ve ciddi yaralanmaların uluslararası standartlara uygun olarak soruşturulmasının sağlanması da dahil olmak üzere, gerilimi azaltmak için acil önlemler alınması çağrısında bulundu.
Liderlere itiraz
“Cezasızlık yaygındı ve aşırılıklara izin verildiğine dair bir sinyal gönderiyor” dedi. “Uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülük, güvenlik güçleri ile silahlı kişiler arasında karşılıklı ateş olup olmadığına bakılmaksızın, kolluk kuvvetlerinin herhangi bir bağlamında – inandırıcı ve etkili bir şekilde – can kaybını soruşturmaktır.”
Türk, İsrail’i güvenlik güçlerinin Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria’daki tüm operasyonlarının uluslararası insan hakları hukukuna tam saygıyla yürütülmesini sağlamaya çağırdı.
“İsrail halkı ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları liderlerinin – acilen – çalışmalarına ihtiyacı var. Bu uzatılmış, savunulamaz duruma siyasi bir çözüm için elverişli koşullar yaratmak”, dedi.