Bu makalede ifade edilen görüşler yazara aittir ve hiçbir şekilde Euronews’in editoryal konumunu temsil etmez.
Bir yılı aşkın bir süredir dünya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin trajik sonuçlarını yaşıyor.
Savaş, Doğu Avrupa’daki insan kaybı ve ıstırabının ötesinde, küresel bir açlık krizini açığa çıkardı ve şiddetlendirdi.
Uluslararası yardım grupları genellikle kriz zamanlarında yanıt vermek için en iyi konumdayken, gıda bankaları gibi topluluk temelli kuruluşlar gıda güvensizliği karşısında hayati ortaklar olarak hizmet ediyor.
Veriler açık ama tablo içler acısı. Bugün dünya çapında her üç kişiden biri gıda güvensizliği ile karşı karşıya.
Bu ayın başlarında, Dünya Gıda Programı 79 ülkede 349 milyon insanın bu yıl şiddetli gıda kıtlığı yaşayacağını bildirdi.
Bu arada, Ukrayna’daki çatışma, gübre ve akaryakıt fiyatlarını yükseltti ve küresel gıda arzını kesintiye uğrattı.
Gıda bankaları, en zorlu krizlerle başa çıkmak için yerel bilgi birikimine sahiptir.
Ukrayna’daki çatışmanın ötesinde, gıda krizi son zamanlarda yaşanan diğer yıkıcı felaketlerle daha da arttı.
Afrika’daki şiddetli kuraklık, bölgedeki pek çok kişiyi kıtlığın eşiğine getirdi. Geçen yıl Pakistan’da meydana gelen sel felaketi, pirinç ihracatında düşüşe neden olurken, pirinç fiyatlarında da artışa neden oldu.
Bu krizlere ek olarak, Türkiye ve Suriye’deki yıkıcı depremler 45.000’den fazla insanı öldürdü ve çok daha fazlasını gıda, barınak ve acil durum malzemelerine muhtaç bıraktı.
Gıda güvensizliğinin nedenleri karmaşık ve ele alınması zor olsa da, gıda bankalarının önemli rolü açıktır.
Dünyanın en büyük gıda bankaları ağının bir parçası olarak, toplum liderliğindeki kuruluşların oynadığı rolü ilk elden biliyoruz.
Gıda bankaları, kültürel olarak uygun gıdanın istikrarlı bir şekilde tedarik edilmesini sağlamak için yerel bilgi ve ağlardan yararlanır.
Acil bir durum ortaya çıktığında, ihtiyaç sahibi nüfusu belirlemek, yiyecek toplamak ve hızlı bir şekilde dağıtmak için harekete geçebilirler.
Ukrayna’dan Türkiye’ye, gıda bankaları ihtiyaç sahiplerine yardım etmede kilit rol oynuyor
Ukrayna’da çatışmaların başlamasıyla birlikte gıda bankaları ülke ve çevre bölgelerdeki insanlara destek olmaya başladı.
Gıda bankaları, Polonya, Romanya ve Moldova gibi yakın ülkelerdeki yaşlılar, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere mültecilere yardım ulaştırdı.
Ekim 2022’de Küresel Gıda Bankacılığı Ağı ve Avrupa Gıda Bankaları Federasyonu (FEBA), gıdayı çatışma bölgesindeki, özellikle doğu Ukrayna’daki insanlara yönlendirmek için Ukrayna’da yeni bir gıda bankası ağı, Ukrayna Gıda Bankası Federasyonu kurdu.
Toplamda, Avrupa genelinde 25’ten fazla gıda bankacılığı kuruluşu yanıt vererek milyonlarca insana gıda sağladı.
Benzer şekilde, Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremlerden birkaç saat sonra The Global Foodbanking Network üyesi TİDER, depremden etkilenen bölgedeki insanlara yardım paketleri gönderdi.
Türkiye’de 20’den fazla sivil toplum kuruluşu arasında acil yardım faaliyetlerini koordine eden Afet Platformu’nun bir üyesi olan TİDER, depremzedelere gıda, sağlık ve hijyen ürünleri sağlamak için toplum liderliğindeki yaklaşımını güçlendirmiştir.
Bu sadece bir kerelik afet yardımı ile ilgili değil
Gıda bankaları sadece ani başlayan acil durumlarda rol oynamazlar.
Afrika Boynuzu’nda, iklim değişikliğinin tetiklediği bir kuraklık – art arda başarısız olan beş yağmur mevsimi de dahil olmak üzere – yerel gıda üretiminin yaygın bir şekilde aksamasına yol açıyor.
Buna yanıt olarak Kenya Gıda Bankacılığı ağlarını, göçebe gelenekleri nedeniyle ulaşılması zor olan Maasai yerlileri de dahil olmak üzere topluluklara gıda sağlamak için kullanıyor.
Kenya gıda bankası, ihtiyaçları belirlemek, erişilemeyen arazileri kapatmak ve bu topluluklara yiyecek dağıtmak için rehberler, kilise grupları ve diğer ortaklarla ortaklık kurdu.
ABD, Avrupa ve çoğu gelişmiş ülkede gıda bankacılığı kavramı yerleşmiş olsa da, gelişmekte olan ülkelerde gıda bankalarının rolü daha az anlaşılmıştır.
Bu kuruluşların etkisini genişletmek için, gıda bankalarının küresel ve ulusal düzeyde daha fazla ilgiye ve desteğe ihtiyacı var.
Örneğin hükümetler, gıda bağışında bulunan çiftçiler ve işletmeler için vergi teşvikleri sağlayan veya yükümlülükleri sınırlayan politikalar çıkarabilir.
Gıda krizine müdahale konusunda tartışmaya gerek yok
Hükümetler ayrıca afet ve kalkınma fonu tahsisleri yoluyla kaynakları gıda bankalarına yönlendirebilir.
Yerel liderler, gıda bankalarının topluluklarda uzun vadeli dayanıklılığı nasıl güçlendirdiği ve geliştirdiği konusunda farkındalık yaratarak yardımcı olabilir.
Daha da önemlisi, gıda bankaları hükümetlerin veya yardım kuruluşlarının rolünün yerini almaya çalışmaz, ancak işlerini çevik ve etkili bir şekilde tamamlayabilirler.
Daha fazla farkındalık ve destekle, topluluk temelli gıda bankaları, krizler başlamadan önce daha iyi hazırlanabilir ve acil durum müdahale ekipleri harekete geçtikten çok sonra toplulukları destekleyebilir.
Bugün dünyada büyük bir belirsizlik ve uyumsuzluk olmasına rağmen, birbiriyle kesişen çok sayıda gıda krizine acil bir müdahale ihtiyacı tartışmanın olmadığı bir noktadır.
_Lisa Moon, dünya çapında 50’den fazla ülkede açlık için toplum liderliğindeki çözümleri destekleyen uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan The Global FoodBanking Network’ün Başkanı ve CEO’sudur.
_
Euronews olarak, tüm görüşlerin önemli olduğuna inanıyoruz. Satış konuşması veya sunum göndermek ve sohbetin bir parçası olmak için [email protected] adresinden bize ulaşın.