Şarm El-Şeyh havaalanında bizlerden elektrikli tekerlekli sandalyemin arkasını düzleştirmemizi istediklerinde endişelenmeye başladım.
Hususi yapım tekerlekli sandalyemin bagaj olarak bagaj kısmına gideceğini biliyordum. Sırf gezi edebilmek için bağımsızlığımı kaybetmeye alışkınım. Sadece uçuş esnasında yalnız ‘kollarımı ve bacaklarımı’ kaybetmekle kalmıyordum, birçok engelli kişinin gezi ederken karşılaşmış olduğu rulete giriyordum.
-
Engelliler için günlük yaşam, sıhhatli insanların asla fark etmediği tehlikelerle doludur (Fotoğraf: Martha Potter)
Bağımsızlığımın garantisi olan tekerlekli sandalyem sağlam gelecek miydi? Birçoğu yok.
COP27 olan, erişilemeyen pastanın tepesindeki kirazdı. Engelli insanların söz sahibi olmak için ödedikleri karşılık olan ‘dahil olma bedeli’ mevzusunda hayal kırıklığım arttı.
Sağlığımızı, gelirimizi ve hatta hayatımızı, engelli olmayan insanların organik görmüş olduğu ve bir saniye bile düşünmediği şeyleri yapmak için ortaya koyuyoruz.
Engellilerin iklim politikasının haricinde kalmaması için büyük bedeller ödedim.
Geldiğimde tekerlekli sandalyemin arkası kırılmıştı. oturamadım. Tekerlekli sandalyemde uzanmak zorunda kaldım. Hiçbir şey göremedim. Tekerlekli sandalyemi hareket ettiremedim. Yalnız bir taksiyle eve götürülmek için, baş döndürücü ve tehlikeli olan bagajımla doğaçlama destek almamız gerekti. Bağımsızlığım elimden alındı ve onu geri almak için para ödemek zorunda kaldım.
Hakkaten de, AB hukuku havayollarının tekerlekli sandalyeye bagaj muamelesi yapmasına izin verir ve havayollarının yasal sorumluluğunu 1.500 €’nun altında meblağ – yada engelli kişiler bir “Hususi Çıkar Beyanı” oluşturmak için ek ücret öderler (bir keresinde gidiş-dönüş için 890 € alıntı yapmıştım). Gerisini karşılamak engellilere bırakılmıştır.
Bu yüzden, maliyeti üstlendim ve geri ödemeyi umdum – ki hala almadım.
Fakat aklımda “yalnızca” bu ağır yüke haiz olma “lüksüne” haiz değildim şu sebeple eve dönüş yolculuğum için endişeleniyordum. Brüksel’in erişilebilir ulaşım eksikliği beni mevcud kıt engelli sandalyesi erişimine uygun taksilerin insafına bıraktı.
Sürücü ayrılırsa, bir başkası için bekleme süresi iki saatten fazla olacaktır. Ve onu kararlaştırılan süreden daha çok bekletirsem, geç kaldığım her dakika için ödeme yaparım.
Evden her ayrılışınızda başarısız olmanın bedeli geliriniz, bağımsızlığınız yada hayatınız olan bir engelli parkurla karşılaşmak zorunda kalsaydınız iyi mi hissederdiniz?
AB, Yolcu Hakları Yönetmeliğini revize edecek ve kuralları hâlâ gerçeklikten oldukca uzak. Ek olarak, Erişilebilir AB Merkezini başlatacak ve Avrupa Engellilik Kartının genişletilmesini önerecektir. Bir fırsat var – bu üç girişim bana daha çok özgürlük vermeli. AB, benim sözünü ettikleri haklara – hareket özgürlüğü, eşitlik ve koruma – haiz olmamı sağlamalıdır.
Sadece hareket özgürlüğü, karşılaştığımız sayısız sorundan yalnızca biridir.
Doktora gittiğinizi hayal edin – sinir bozucu bir tecrübe. Çemberlerin içinden atlıyorum, daha çok ödüyorum ve yalnız ofislerine ulaşmak için daha çok vakit harcıyorum.
Ve bir çok vakit erişilebilir olmadığını keşfetmek için gelirim. Kendimi onlarca kere açıklamalı ve hakkım olan desteği istemeliyim. Boşuna, şu sebeple kimi zaman kapı tekerlekli sandalyem için yeterince geniş değil.
Ve doktorla görüşmeyi başarırsam problemler ortaya çıkıyor. Bacağımdan ameliyat olduğumda anestezi alabileceğimden güvenilir olmak için kardiyoloğa gittim. Fakat yapması ihtiyaç duyulan testlerin yarısını bile yapamadı. Egzersiz testini yapamadım — koşu bandını iyi mi kullanırım? Nabzımı ölçmek için yapıştırıcı bile yapıştıramadı. Onun tahminine/değerlendirmesine dayanacak olmasına karşın anestezi alarak hayatımı riske attım.
Engellilerin yaşamı, yalnız hakkımızdan bir şerit almak için soruyor, soruyor, soruyor ve açıklıyor, açıklıyor, açıklıyor. Ve bu yapabilenler için.
Bundan dolayı birçok engelli bunu yapamıyor. Yapamazlar şu sebeple erişilebilir bir halde kontakt kurma yolları yoktur – anlaşılacak araçları yoktur. Yapamıyorlar şu sebeple hakları mevzusunda bilgilendirilmediler – bu hükümetler için bir öncelik değil.
Yapamıyorlar şu sebeple bir milyondan fazla engellinin “depolandığı” ve onlara ne vakit, ne yapacaklarının söylendiği, nerede dikkatsizlik ve istismara uğradıkları “bakım evlerinde” ayrı yaşıyorlar. Bu bölgeler çoğu zaman AB fonları tarafınca desteklenir ve onlarla inşa edilir. İnsan hakları ihlallerini destekleyen ve 10 yılı aşkın bir süre ilkin onaylanan BM Engelli Hakları Sözleşmesi ile alay eden fonlarla.
AB kendisini “Eşitlik Birliği” ve “insan hakları savunucusu” olarak lanse etmeyi seviyor fakat bu engelliler için geçerli değil. Erişilemezlik, dışlanma ve ayrımcılık gerçektir.
AB’nin vaat etmiş olduğu haklardan yoksun ikinci derslik yurttaş olarak görülen AB vatandaşlığımız reddediliyor.
AB, Engelli Kişilerin Haklarına İlişkin BM Sözleşmesini tam olarak uygulayana kadar bu durum değişmeyecek. Ulaşım, barınma, eğitim ve toplumdaki tüm bölgeler karşılanabilir, erişilebilir ve kapsayıcı olana kadar olmaz.