Geçtiğimiz hafta için, Avrupa Birliği sözde tarafınca sarsıldı Katar Kapısı, kapsamı hemen hemen belirlenmemiş bir skandal. Durum, yolsuzluk ölçeğinde aşırı olsa da, ortaya çıkardığı şey pekala daha azca dikkat çekici olabilir – kaba da olsa, AB demokrasisinin ve onun uzun karar alma zincirinin iyi mi devamlı, kuvvetli bir baskı altında bulunduğunu hatırlatan başka bir şey.
Avrupa Komisyonu’nun 1999’da Jacques Santer başkanlığında yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmasından bu yana, AB siyaset yapıcıları yine yine etik sorunuyla karşı karşıya kalıyor. 2012’de sıhhat komiseri John Dalli’nin (itiraz etmiş olduğu) tütün endüstrisinin nüfuz ticareti iddiaları sebebiyle çekilme etmesi istendi ve 2016’da eski komisyon başkanı José Manuel Barroso, Goldman Sachs’ın başkanı olduğunda çıkar çatışmasıyla suçlandı. Internasyonal, geri çekildikten iki yıldan azca bir süre sonrasında.
Bu tür vakalar dalga dalga harekete geçti. buna girişimler fakat boşuna. Daha da kötüsü, Avrupa ombudsmanı Emily O’Reilly’nin bu tür çatışmalarla ilgili tekrarlanan uyarılarından, Avrupa Parlamentosu Üyesi Raphaël Glucksmann’ın Mart ayında ‘AB demokratik süreçlerine yabancı müdahale’ temalı raporuna kadar, her yönden gelen işaretler, AB’nin karar alma mekanizmasının yalnız giderek daha çok açığa çıkmakla kalmıyor, bununla birlikte meydan okumayla yüzleşmek için yetersiz donanıma haiz.
Derin küçümseme
AB’de kamu dürüstlüğü açığı ve bunun demokrasi için yaygın maliyetleri mevzusunda ciddi bir küçümseme olmuştur. Seçkinlerin ve bilhassa siyasal elitlerin bu problemi küçümseme ve örtbas etme eğilimleri sosyologlara sürpriz gelmeyebilir. Gene de başarısızlıkları, dünyadaki en büyük iç pazarın düzenlenmesinde tehlikeli sonuç bekçi olan ve yüz milyonlarca tüketiciye ve milyonlarca firmaya ulaşmaya çalışan büyük firmalar ve yabancı hükümetler için benzersiz bir erişim noktası olan AB örneğinde bilhassa çarpıcıdır. .
Her Perşembe Avrupa gazeteciliğinin en iyilerini direkt gelen kutunuza alın
AB ek olarak çıkar çatışmalarının ve yolsuzluğun maliyetini onlarca kere yanlış değerlendirdi. Bunlar ilk olarak kurumların (komisyon yada Avrupa Parlamentosu) yada bireylerin (Avrupa Parlamentosu Üyeleri ve üst düzey yetkililer) itibarlarına verilen zararlar değildir. Daha ziyade, Avrupa’dan ithal edilen önümüzde duran sorunları meşru bir halde ele alma mevzusundaki kolektif kapasitemizi zedeliyorlar: cenk ve sulh, ekolojik yıkım, artan eşitsizlikler vb.
Avrupa sivil toplumunun zayıflığı göz önüne alındığında, şeffaflığın dönüştürücü kapasitesi fazlasıyla abartılmıştır.
Probleminin bu şekilde tanınmaması göz önüne alındığında, AB siyaset yapıcılarının problemi çözmekte onlarca kere başarısız olması şaşırtıcı değil. Değişik ve münferit reformlar, isteğe bağlı şeffaflık kayıtlarından, gerçek bir soruşturma yada karar verme yetkisi olmayan danışma etik kurullarına kadar uzanmaktadır.
Komisyon üyelerinin döner kapılardan hususi sektöre geçişini düzenlemek için oluşturulan komisyonun ‘geçici etik kurulu’ buna bir örnektir. Komisyon üyeleri için davranış kurallarının gözden geçirilmesinin peşinden 2018’de ‘bağımsız etik kurul’ olarak tekrardan adlandırıldı, fazlaca azca diş gösterdi. Komisyonun genel sekreterliğinin görüş talep etme inisiyatifine bağlı olarak ve üç eski Avrupa ileri geleninden (çoğu zaman AB Hakkaniyet Divanı, komisyon ve parlamento) oluşan bu komisyon, kurumun itibarını korumaya yönelik bir vasıta haline gelmiştir. bir araştırma aracı olmaktan fazlaca saygınlık.
Ek olarak, şeffaflık önlemlerinin düzenleyici kapasitesine aşırı bir itimat duyulmuştur: lobicilerin (mecburi olmayan) şeffaflık kaydı, komisyon üyeleri için toplantı günlükleri, komisyonun genel müdürleri ve seçilmiş milletvekilleri grupları, davranış kuralları (lobiciler ve komisyon üyeleri için) vb. Altta yatan varsayım, tanıtımın (ya da bundan duyulan korkunun) davranışı dönüştürmek için yeterince kuvvetli bir teşvik olacağıdır.
Şeffaflık, AB kurumlarının günlük yaşamını belgeleyen ve onları görevli tutan sivil cemiyet kuruluşları, gazeteciler ve araştırmacılar için kesinlikle yararlıdır. Bilhassa Avrupa Parlamentosu Üyeleri yada üst düzey komisyon yetkilileri söz mevzusu olduğunda, pek fazlaca gölge kaldığından, aslen daha fazlasına gerekseme vardır. Gene de, Avrupa sivil toplumunun zayıflığı göz önüne alındığında, şeffaflığın dönüştürücü kapasitesi fazlasıyla abartılmıştır.
Yeni strateji
O halde, demokratik kurumların ve karar alma sürecinin savunulmasında yeni bir stratejinin temel direkleri neler olabilir?
İlk olarak, probleminin ölçeğinin gerçek bir kavrayışı için olmazsa olmaz olan daha eksiksiz bilginin edinilmesi gelmelidir. Katar davasıyla ilgili parlamento soruşturma komitesi, AB kamu kararları üstünde ağırlık oluşturan sistemik tehditleri ve çıkar ağlarını değerlendirmek için geniş bir yetkiye haiz olmalıdır. Bu, vakit, kurumlar ve siyaset alanlarındaki potansiyel tehditleri doğru bir halde haritalamak için ihtiyaç duyulan detayları toplama araçlarıyla donatılmış bir Kalıcı Kamu Etiği Gözlemevi’nin oluşturulmasıyla el ele gitmelidir.
Bu da, Avrupalılar içinde, kamusal alan ile {özel sektör} içinde kabul etmeye hazır olduğumuz geçirgenlik yada daha doğrusu AB demokrasisi, temsilcileri ve karar vericiler çevresinde inşa edebileceğimiz koruma hakkında bir kamuoyu tartışmasını teşvik edebilir. 2024’teki parlamento seçimleri, bu uyumsuzlukları ve ilgili çıkar çatışması kurallarını hem görevde hem de vazife sonrasında Avrupa Parlamentosu Üyeleri, komisyon üyeleri, öteki üst düzey yetkililer ve üye devlet temsilcileri için münakaşa fırsatı sağlayabilir.
QatarGate, AB demokrasisinin ulusal polis ve yargı sistemlerine büyük bağımlılığını da ortaya koyuyor
İkinci olarak, AB demokrasisinin bütünlüğünün savunulması, gizlilik, yumuşak hukuk ve özdenetim tercihlerinin geride bırakılmasını gerektirir. Birçoğu, soruşturma ve uygulama yetkilerine haiz yeni, kurumlar arası bir etik organı önerdi. Görevi, yetkililerin yada lobicilerin beyanlarının samimiyetini ve kapsamlılığını denetlemek ve döner kapılardan geçişin kabul edilebilirliği hakkında yargı vermek olacaktır. Bu, AB karar verme sürecine dahil olan tüm oyuncuları aynı kamu denetimi altına alacaktır.
Gene de bu şekilde bir yönetimsel organın kurtarıcı gücüne de fazla ümit bağlamamak gerekir. Deneyimler göstermiştir ki, yalnız beyannamelerdeki (çıkarlar, toplantılar vb.) eksiklikleri yada kusurları takip etmekle görevli yeni bir ajans oluşturmak kafi değildir. Bu tür önerilerin modellendiği Fransız Haute autorité pour la transparence de la vie publique, çıkar çatışmalarını tespit etme mevzusundaki eksikliklerini ortaya koydu.
Mevcut yolsuzluk davası, yolsuzluğun perdesini aşmak ve kamu çıkarlarını korumak söz mevzusu olduğunda ceza hukuku ve soruşturmanın tehlikeli sonuç önemini göstermektedir. Gene de QatarGate, AB demokrasisinin ulusal polis ve yargı sistemlerine büyük bağımlılığını da ortaya koyuyor: Belçika polisi, parlamentodaki yolsuzluk şüphesiyle ilgili soruşturmadan görevli.
Bazı üye devletlerde hukukun üstünlüğü standartlarındaki mühim düşüş göz önüne alındığında, AB kurumlarının bulunmuş olduğu üye devletlerin polis hizmetlerine kolektif olarak güvenmemiz daha da kaygı vericidir. Bu bağlamda, AB, halihazırda yürürlükte olan kuralları etkili bir halde uygulamak için bile, kendisini bu soruşturmaları özerk bir halde yürütebilecek ve bu yolsuzluk vakalarıyla ilgilenebilecek hizmetlerle donatmalıdır.
AB demokrasisini ve karar verme sürecini Avrupa’nın en kıymetli kamu yararı olarak görmenin ve kendimizi buna gore silahlandırmanın zamanı geldi.