Geçmişle geleceğin kesiştiği an. . .
Brenna Spector geçmiş tarafınca esir edilmiştir. Erişkin yaşamının her gününün her anını canlı ve dikkat çekici ayrıntılarla hatırlamasını elde eden muhteşem bir hafızası var. Keşke çocukluğundan daha fazlasını hatırlayabilseydi. . . şundan dolayı hâlâ kız kardeşi Clea’nın yirmi sekiz yıl ilkin Clea on yedi yaşlarındayken ortadan kaybolmasının gizemini çözmeye çalışıyor. Fakat şimdi Clea’nın başına gelenleri öğrenme saplantısı, son zamanlarda fazlaca ketum olan kendi buluğluk çağındaki kızı Maya’ya zarar veriyor. Ve Maya kaybolunca, Brenna en fena kabusunun gerçek olmasından korkar.
. . . netice tehlikeli olabilir
Brenna, fazlaca geç olmadan kızını bulmak için PI becerilerine güvenirken, Maya’nın ortadan kaybolmasıyla Clea’nınki içinde ihtimaller içinde bir bağlantıyı gösteren kanıtlar su yüzüne çıkar. Sadece otuz yıl önceki bir dava hakkaten kızıyla bağlantılı olabilir mi? Ya da biri, Brenna’nın kazanma şansının olmadığı çarpık bir oyunda oynayacağını umuyor. . . ya da hayatta kalmak?
Benimle Kal, Brenna Spector hakkında bir üçlemenin üçüncü romanı. Durumun bu şekilde olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat kesinlikle şu şekilde okunabilir: iyi bir bağımsız ve hikayeyi takip etmekte asla problem yaşamadım. İkinci romandaki bir vakayla ilgili bazı yaşamsal bilgileri veriyor, bu yüzden bunun arkasında kimin bulunduğunu yada olayın iyi mi sona erdiğini bilmek istemiyorsanız, bunu okumakta problem yaşamazsınız. Aslına bakarsak kendi kopyamı aldım (2014’te gösterildi ve 2016’da Hollandaca’ya çevrildi) şundan dolayı kısa sürede öteki kitaplarından kabul edilen ve öteki kitap eleştirmenlerinden beş yıldız alan ve benim de ilgimi çeken The Collective hakkında okudum.
Romanda Brenna hususi bir dedektiftir ve en fena kabusu, kendi kız kardeşi Clea’nın 17 yaşlarında kaybolmasından ortalama 30 yıl sonrasında 13 yaşındaki kızı Maya’nın kaybolmasıyla gerçek olur. Garip yardımcısı Trent ile beraber, adam arkadaşı/dedektif Nick Morasco ve Yitik Kişiler’den dedektif Plodsky, Maya’nın gittiği pijama partisinde neler bulunduğunu ve günler öncesinden aklından neler geçtiğini öğrenmeye çalışırlar. Her iki yol da çıkıyor toksik arkadaşlıklar ve gizli saklı sohbetlerle bir takım rahatsız edici yanıt onun tabanında.
Brenna’nın fotoğrafik hafızası (hipertimestik sendrom), Clea’nın kayboluşunu daima aklımda tutmama destek oldu ve kız kardeşine ilişkin bazı eşyaları ele geçirdiğinde orada da ufak bir atılım olmuş şeklinde görünüyordu. O halde sual, bunca süre onlara kimin haiz olduğu ve ona iyi mi ulaştıklarıdır.
Benimle Kal iyi bir okumaydı fakat kaldı birazcık üstünkörü hepsi aynı, fazlaca derine inmedi. Bilhassa karakterlerden birini harekete geçiren ve onları bu kadar tehlikeli meydana getiren şeyin ne olduğu hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordum fakat istediğim geri dönüşleri alamadım. Roman keyifli bir okumaydı ve Brenna’nın hususi kabiliyetini sevdim (her ne kadar kesinlikle bir lütuftan fazlaca bir nalet olsa da, bu yüzden artık bir süper güç istemiyorum), bu yüzden bunu yaparken asla problem yaşamadım fakat hem de Sonunda neyin saklandığına dair iyi bir fikrim vardı., Tecrübeli bir polisiye okuyucusu değilseniz bunun sürpriz olacağını düşünmeme karşın. Gene de benim için birazcık hayal kırıklığı oldu ve yazarın haiz olmasına karşın mağazada son bir dönüş, abartılı hissettirdi ve bir tek şok kıymeti için yazıldığından şüpheleniyorum.
Kısaca bu iniş ve çıkışlarla, The Collective’i okuma listeme ekleyip eklememeyi hala tartışıyorum. Şu anda bir ihtimal birazcık daha şüpheli fakat elbet Gaylin yazısıyla sadece daha iyi hale gelebilirdi ve o süre iyi bir hikayeyi kaçırıyor olurdum, bu yüzden oylama hala fazlaca fazla.
Bu romanın (Hollandaca) ciltsiz bir kopyasını satın aldım. Bu benim dürüstçe fikrimdir.