
© Nathan Dobbelaere
Her gün yeni şarkılar, albümler ve bilhassa yeni sanatçılar keşfediyoruz. Hatta bazı eylemler o denli büyük bir izlenim bırakıyor ki onlara extra bir destek vermek istiyoruz. Bu yüzden her yıl Ocak ayında ‘Yarının Büyük Ayıları’mızı sunarak potansiyeli yüksek oyuncuları ön plana çıkarıyor ve yıl süresince daha yakından takip ediyoruz. Geçen yıl başarıya ulaşmış bir baskıdan sonrasında, bu yıl bir kez daha yaklaşan sekiz eylemi bir röportaj için çağrı ettik ve Trix’in atmosferik alanlarını bir takım portre için fon olarak kullandık. Bugün size Bruges grubu The Christian Club’ı tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz. Christian Club, Luca Missiaen (gitar, ses), Isa Opstael (yaylılar), Tibo Nassel (gitar, davul) ve Lars Missiaen’den (davul) oluşur.
Projenizi asla duymamış birine iyi mi anlatırsınız?
isa: Müzik.
acı: Kuvvetli bir melankolik yanı var. Ek olarak oldukça metin odaklı.
isa: Karanlık da olabilir.
Luca: Fakat kontrbas ile.
acı: Fakat bir parça sevinçle.
Luca: Kimi zaman evet. Fakat çoğunlukla karanlık.
isa: Bilhassa üzüntü.
Oldukça hüzünlü çocuk müziği. Ve müziğin temel bileşenleri nedir?
isa: İki gitar, davul, kontrbas, bol miktarda reverb…
Lars: Bilhassa oldukça fazla duygu.
isa: Ve kendi içinde arka plan oldukça ölçülü.
Luca: Esas olarak duygular aslen. En mühim şey bu.
İsa: Ve tüm bunların kombinasyonu da oldukça karmaşık değil.
Lars: Bu sebeple müzik ağırlıklı olarak bir öykü anlatır.
Luca: Gerçek bir müzikal tur de force olmaktan oldukça metin ve atmosfere odaklanıldığı bilhassa doğrudur.

© Nathan Dobbelaere
Proje aslen iyi mi ortaya çıktı?
Luca: Küçükken müzik hayata geçirmeye başladım. On dokuz yaşımdayken bir şarkı yaptım ve arkasından The Christian Club adıyla internete koydum. Peşinden kontrbas çalan İsa ile beraber bir şarkı kaydettik ve Sound Track’e katıldık. O maçı kazandık, arkasından Lars ve Tibo finalde bir şarkı çalmak için katıldı.
Ve şimdi sıkıştılar mı?
Luca: Evet, ortalama bir senedir.
Dördünüzün sesi o yıl içinde gelişti mi?
Luca: Evet, oldukça. Hala oldukça gelişme var bence. Hemen hemen orada değiliz.
İlk başta bir tek beraber oynuyorduk, ta ki birden ‘Bunu bir saniyeliğine düşünelim’ diye düşündük.
Fakat iyi mi gelişti?
Luca: Enstrümanlarımızın sesine birazcık daha dikkat edildiğini düşünüyorum ve şimdi buna daha çok odaklanıyoruz. Fakat bununla beraber ekip emek vermesi üstüne. Başlangıçta beraber oynadık, ta ki ansızın ‘Bunu bir düşünelim’ diye düşündük. Sesimizi icra eden ve sesimizin oluşmasına destek olan şahıs Pieter-Jan da bizlere bu mevzuda destek oldu. Bu güzel, zira o da bu mevzuda oldukça şey biliyor. Oldukça teşekkürler, Pieter-Jan!
Müzikal seyahat nereye gidiyor? Nihai hedefin nedir?
Luca: Bir tek sevdiğimiz müziği yapmak. Bence nihai amaç bu.
isa: Görünürde net bir son yok.
acı: Güzel bir hedef bir albüm çıkarmak.
Luca: Bir albüm, evet, fakat sonrasında bir tane daha ve bir tane daha… Nihai amaç, öldüğümüzde, devamlı müzik yapabileceğimiz bir hayata dönerek bakabilmemiz.
isa: Evet, devamlı müzik çalıyor.
Lars: Ve esas olarak hissettiğimizi yapıyoruz ve bunu o müzik temelinde de ifade edebiliyoruz.
isa: Ikimiz de aklımızdan geçenleri gerçekleştirebilmek istiyoruz.
Müzik için nereden esin alıyorsunuz? Hakikaten hakkında yazmak için hangi sanatçıları yada durumları yanınıza alıyorsunuz?
Luca: Esas olarak Ben Howard ve King Krule’den esin alıyorum. Bunlar nerede ise benim sanatçılarım, fakat bununla beraber kendinizi fena hissettiğiniz anlardan. En oldukça esin aldığım zamanlar bunlar.
acı: Evet, ben de aynı sanatçıları severim. Tam kendini fena hissediyor ve odanda tek başına oturuyorken bir şeyler çalıyorsun ve sonrasında ansızın oradan mükemmel bir şey çıkıyor. O vakit ‘Kahretsin, bunu şimdi yapıyor olmam mükemmel’ diyorsunuz.

© Nathan Dobbelaere
Şimdiye kadar kariyerinizdeki en büyük dönüm noktaları nelerdi?
isa: Film müziği.
acı: Bekar bir ihtimal?
Luca: Evet, bir single kaydettik.
Lars: Evet, Opera da o şekilde!
Luca: Cesar Quinn ile beraber bir performans sergilediğimiz Opera van Gent’te kendimiz bir etkinlik düzenledik. Bu oldukça güzeldi zira bir sürü iyi insan vardı. Kendin yapmak hakikaten güzel.
Lars: Canlı oturum da.
Luca: Evet, orada da bir video çektik. Ve Jan Verstraeten’in açılış perdesinde oynayın. Bu bununla beraber bir dönüm noktasıydı!
Öte taraftan, devamlı bu kadar sakin kalmamız ve sonunda ‘Şimdi birazcık daha azdı’ diyebilmemiz de saygılı.
Bayağı fazla kilometre taşı. Son zamanlarda karşılaştığınız birçok engel de var mıydı?
isa: Başlangıçta kontrbas ile ses…
Luca: Bu hala zordu. Ek olarak sahnede geri bildirim almamak için.
isa: Bunu muntazam bir halde geçmek oldukça zordu fakat sonunda çözümü bulduk ve artık o problemler ortadan kalktı.
Luca: Sayıları gerçeğe dönüştürmek kim bilir en büyük engelimiz. Hala bununla savaşım ediyoruz.
acı: Ve bilhassa onları bitirmek için.
isa: Kimi zaman bir provada iyi gitmediği bir anımız olur ve sonrasında çabucak hüsrana uğrarız. Bu artık ufak bir engel.
acı: Öte taraftan, devamlı bu kadar sakin kalmamız ve sonunda ‘Şimdi birazcık daha azdı’ diyebilmemiz de saygılı.
isa: Sonrasında ansızın tek seferde elde ettik!
İşler yolunda gitmediğinde bu hayal kırıklıklarından iyi mi kurtulmaya çalışırsınız?
Luca: Bir tek bunun bulunduğunu kabul et, bu düzgüsel. Kimi zaman bir provada yürümediğini fark ederiz ve sonrasında ‘Bak, olmuyor’ deriz, sonrasında çalışmaz.
isa: Sonrasında bir sigara yakıyoruz… ve sonrasında yolumuza devam ediyoruz.
Bunu bu kadar kolay kapatabilir misin?
Lars: Kimi zaman değil. Ya da evet, bilmiyorum.
Luca: Kimi zaman bu bir tek iğrenç. Fena bir hisle dışarı çıkıyorsun fakat ertesi gün ‘Tamam. Bir dahaki sefere başaracağız, zira aslına bakarsan başardığımızı biliyoruz.’
acı: Fena bir performansla buna haiz olma olasılığım daha yüksek. Bir keresinde “Siktir, benim burada ne işim var?” diye düşündüm. O zamanlar bazı fauller yapmıştım ve ‘Kahretsin, ben ne yapıyorum?’ Sonrasında birkaç güne ihtiyacım vardı zira hakikaten buraya ilişik olup olmadığımı bilmiyordum. Sonunda, biz bir tek destek olan iyi arkadaşız.
isa: Evet, hata yapmanız mühim değil. İçinde duygu barındırması kafi.
Fakat dost olarak birbirimize haiz olmamızın bir faydası var mı?
Luca: Başka türlü işe yaramazdı bence. Hakikaten iyi tanımadığın insanlarla…
isa: Hayır, bu hakikaten işe yaramaz.

© Nathan Dobbelaere
Şimdiye kadar dördünüz için en iyi anlamış olur hangileriydi?
Luca: Jan Verstraeten için yeni şarkıyı çaldığımız destek performansını çalmaktan hakikaten keyif aldım. Uzun süredir üstünde çalıştığımız ve oldukça fazla mesele yaşadığımız belirli bir şarkımız var. Sonrasında o şarkıyı çaldığımız oldukça uzun bir ses kontrolü yaptık ve Pieter-Jan hakikaten çalmamız icap ettiğini söylemiş oldu. Ikimiz de yaptık ve mükemmel bir andı.
acı: O şarkı daha bitmemişti zira sonunda birazcık sıkışıp kalmıştık. Hâlâ şüpheleniyorduk: ‘Bunu oynayalım mı?’ Sonrasında gene de yaptık ve hakikaten oldukça güzel oldu.
isa: Ek olarak Het Lab’de geçen haftadan da keyif aldım.
Luca: Het Lab’de o hafta süresince demolar kaydettik. Bu eğlenceliydi fakat zordu.
acı: Ve ek olarak – klişe – bir sürü fena yiyecek…
Luca: Fakat iyi. Ve doğal ki Soundtrack!
Tüm bu anları birkaç kelimeyle anlatmak isteseydiniz, hangi kelimeleri kullanırdınız? Bir ihtimal dördünüz de bir kelime söyleyebilirsiniz.
Luca: İnanılmaz.
Lars: Kutsanmış.
acı: Tanrım, bir ihtimal ilerlemek? Fakat doğru kelime bu mu bilmiyorum.
Luca: Gelişmek mi?
Lars: Ve.
İsa: Dostluk.
Niçin gelişmekte?
acı: Bu sebeple ne yaptığımızı hakikaten bilmediğimiz bir dönemden geliyoruz. Şahsen benim için bu şekilde. İlk başta grup bir tek Luca ve Isa’dan oluşuyordu. Sonrasında Lars ve ben katıldık. Şimdi hakikaten bir grup olduğumuzu hissediyorum. Ek olarak menajerimiz Thibo Vanderroost ve Pieter-Jan şeklinde insanları tanımak da hakikaten oldukça destek oldu. Şimdi hep beraber oldukça güzel şeyler yapıyoruz. Bu hala mükemmel.
Luca: Artık tek kulüptür.
acı: Asla “Şu anda bunu yapmak içimden gelmiyor.” Devamlı havamdayım.
isa: Devamlı eğlencelidir ve her şey bir yıl içinde oldukça süratli geçti. Fakat hemen hemen orada değiliz.
Tam bir grupla bir EP kaydetmek istiyoruz. Eğlence şovları oynamanın yanı sıra hedefimiz bu.
Ve şimdi siz dördünüz. 2023 için beraber iyi mi bir hedefiniz var?
acı: EP mi değil mi?
isa: Bir EP mükemmel olurdu fakat oldukça süratli gitmiyoruz.
Luca: Tam bir grupla bir EP kaydetmek istiyoruz. Eğlence şovları oynamanın yanı sıra hedefimiz bu.
acı: Şimdi birkaç tane yaptığımız şeklinde.
Peki 2023’te ilk çalışacağınız şey nedir? Hakikaten o ep mi yoksa başka şeyler de var mı?
Luca: Evet, EP olması gerekiyordu. Bilhassa şu anda şarkı yapmak.
Lars: Ek olarak birkaç canlı şovu daha iyi çalışın.
Luca: Evet, canlı şov. Fakat bunun için yeni şarkılara da ihtiyacımız var. O yüzden ilkin yeni şarkılar yap.
isa: Bir ihtimal şovumuzun toplam paketinden daha fazlasını yapabilirsin?
O vakit ne tercih edersin? Peki bu şekilde bir rüya şovu nedir?
Luca: Tüm şarkılar birbirinin içine akıyor. İçinde mükemmel parçalar ve ses manzaraları var. Fakat bunların hepsini söylemek yapmaktan daha kolay.
Büyük hayaller oluşturmak iyidir. Uğruna çabalanacak bu şekilde şeylere haiz olmak. Sadece, 2023’e daha yakın olmak için: Bu yıl neyi başarmayı umuyorsunuz?
Luca: Bilhassa o EP. Ve bundan hakikaten memnun olduğumuzu. Bununla hakikaten gurur duyduğumuzu.
Bu 2023 için iyi bir hedef. Planlanan yada hemen hemen planlanmayan oldukça sayıda canlı şov var mı?
Luca: Hemen hemen oldukça değil.
isa: Bu sebeple artık arkamızda oldukça şey var.
Luca: Ocak ayında Nordmann için açılış perdesini oynayacağız. Bu iyi. Ve bir ihtimal güzel şeyler de gelir fakat bunu hemen hemen bilmiyoruz. Devamlı ansızın gelir, şu demek oluyor ki…
The Christian Club’ın hayranı mısınız? Onları Feysbuk, Instagram ve Spotify’da takip edin.
Yarının Büyük Ayıları 2023
Pazartesi 2/1 – TJE
Salı 3/1 – RONKER
Çarşamba 4/1 – judith
Perşembe 5/1 – Ver
1/6 Cuma – Katie Gregson-MacLeod, Akşam Yemeği Partisi, Nia Arşivleri, Ayra Starr ve DEADLETTER
Maandag 9/1 – Arend Delabie
Çarşamba 10/1 – Hristiyan Kulübü
Fotoğraflar: Nathan Dobbelaere
Yaratıcı yön kapısı Maxim Meyer-Horn
Röportaj kapısıStephanie van Tol
Trix’e hususi teşekkürler