ABD yönetim yetkilileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı komşu Suriye’de Amerikan müttefiki Kürt güçlerine karşı kanlı ve istikrarsızlaştırıcı bir kara harekatı başlatmaktan vazgeçirmeye çalışırken, NATO müttefiki Türkiye’ye karşı dillerini sertleştiriyorlar.
13 Kasım’da İstanbul’da Türkiye’nin hiçbir kanıt olmaksızın ABD ve Suriye’deki Kürt müttefiklerini suçlamış olduğu bombalı saldırıda altı şahıs öldü. Yedi gün sonrasında Türkiye, Suriye’nin Amerikan ve Kürt devriyesi altındaki bölgelerine sınır ötesi hava saldırıları, roketler ve top mermileri fırlatmaya başladı ve geride oldukça sayıda ölüyü gömen Kürt cenaze kortejleri bıraktı.
Bazıları, ABD’nin neredeyse her gün Türk bombardımanına verdiği ilk sessiz tepkiyi -geniş bir “gerilimi azaltma” çağrısı- ABD’nin daha fazlası için yeşil ışık yakması olarak eleştirdi. Erdoğan tırmandırma tehdidinden geri adım atmayınca ABD daha sert konuşmaya başladı.
ABD Müdafa Bakanı Lloyd Austin Çarşamba günü Türk mevkidaşını arayarak Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yeni bir askeri operasyon başlatmasına “kuvvetli muhalefetini” açıkladı.
Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby Cuma günü, yönetimin Türk saldırılarının Şimal Suriye’de sıkıştırılan İslam Devleti militanlarına karşı ABD ile beraber çalışan Suriye Demokratik Güçleri olarak malum Kürt milisler üstündeki etkisine ilişkin ilk hususi açıklamalarından birini yapmış oldu. .
İslam devleti ‘unutulmuş bir öykü’
ABD’nin, Erdoğan’ın gelecek haftalarda ABD’nın Kürt ortaklarına karşı asker gönderme tehdidini ne kadar başarı göstermiş bir halde yöneteceği, Suriye’nin o izole edilmiş köşesinden uzaktaki küresel güvenlik kaygılarını etkileyecek.
Bu bilhassa Ukrayna ihtilafı için geçerli. Biden yönetimi, Erdoğan’ın Rusya’ya karşı koymada öteki NATO ortaklarıyla ortaklık yapmasına istekli – bilhassa de Türkiye’yi Finlandiya ve İsveç’in askeri ittifaka katılmasına yönelik itirazlarından vazgeçmeye ikna etme söz mevzusu olduğunda.
Sadece Erdoğan’ın Şimal Atlantik Antlaşması Örgütü içindeki işbirliğini güvence altına alma umuduyla Türkiye’ye Suriyeli Kürtlere yönelik saldırıları özgür bırakmanın kendi başına büyük güvenlik neticeleri olacaktır.
Kürtler kendilerini Türk hava ve topçu saldırılarına ve ihtimaller içinde bir kara işgaline karşı korumaya odaklanırken, ABD güçleri Cuma günü şimal Suriye’de IŞİD aşırılık yanlılarına karşı koymak için Kürt güçleriyle ortak askeri devriyeleri durdurdu.
2015’ten bu yana Suriyeli Kürt güçleri, ABD’nin oradaki birkaç yüz askeriyle emek vererek İslam Devleti’nden toprakları geri aldı ve peşinden binlerce İslam Devleti savaşçısını ve ailelerini tutukladı ve kalan İslam Devleti savaşçılarıyla savaştı. Cumartesi günü ABD ve Kürtler, gözaltı kamplarından birinde sınırı olan devriyeye tekrardan başladı.
Brookings Enstitüsü ve Ulusal Harp Koleji’nde Türkiye ve Avrupa güvenliği uzmanı Ömer Taşpınar, “IŞİD, Ukrayna’ya odaklanıldığı için dünya ve ABD için unutulmuş bir öykü” dedi. ISIS, İslam Devleti için yaygın olarak kullanılan bir kısaltmadır.
Taşpınar, “Ağlatısal bir halde, Batı’nın Kürtlere desteğini tekrardan canlandıracak şey … Tanrı korusun, Avrupa’da yada ABD Birleşik Devletleri’nde insanlara IŞİD’i hakkaten yenmediğimizi hatırlatacak başka bir IŞİD terör saldırısı olacaktır.”
Türkiye, Suriyeli Kürtlerin, her iki taraftan da onbinlerce insanoğlunun ölmesiyle sonuçlanan, Türkiye’nin güneydoğusunda ortalama kırk senedir devam eden PKK Kürt isyanıyla bağlaşık bulunduğunu söylüyor. ABD’nin Suriyeli Kürt müttefikleri Türkiye’de herhangi bir saldırıyı reddediyor.
ABD Merkez Komutanlığı ve Kurultay’deki pek oldukça şahıs, Suriyeli Kürtleri yürekli tabanca arkadaşları olarak övüyor. Temmuz ayında Merkez Komutanlığı, Suriyeli bir Kürt komutan yardımcısı ve Türkiye’nin görevli tutulduğu bir insansız hava aracı saldırısında öldürülen öteki iki hanım savaşçı için Twitter’da başsağlığı dileyerek Türkiye’yi kızdırdı.
2019’da, Cumhuriyetçi arkadaşlarının ve öteki pek oldukça kişinin kamuoyunda tepkisi, devrin başkanı Donald Trump’ın Erdoğan’la yapmış olduğu telefon görüşmesinin peşinden ABD askerlerini Türkiye’nin Kürt müttefiklerine yönelik beklenen saldırısının önünden çekme planını bozdu. Suriye.
Kürt General Mazlum Abdi, NATO’yu Türkiye’ye Kürdistan bölgesine roket fırlatmasını durdurması için baskı hayata geçirmeye çağıranlar içinde yer ediniyor.
O zamanlar Demokrat bir başkanlık yarışmacısı olan ABD Başkanı Joe Biden, öfkeyi dile getirenler arasındaydı.
Biden o sırada Twitter’da “Kürtler IŞİD’i yenmemize destek oldu ve oldukça sayıda şahıs yaşamını yitirdi. Şimdi, Başkan Trump onları terk etti. Bu utanç verici” dedi.
ABD’nin şimdi ölçtüğü tepki – bazı Türk saldırılarının ABD kuvvetlerinin bulunmuş olduğu bölgelerin yakınlarına isabet etmesinden sonrasında bile – bir NATO üyesi olarak Türkiye’nin ittifakın Avrupa’da Rusya’ya karşı koyma çabalarında oynadığı mühim stratejik görevi yansıtıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı ve USAID, Türk saldırılarının yardım görevlilerini ve ABD ile ortak olan operasyonları engelleyip engellemediği mevzusundaki soruları derhal yanıtlamadı.
Türkiye NATO içinde koz arıyor
Hem Rusya hem de ABD ile kuvvetli bağları olan Türkiye, Rusya’nın 24 Şubat’ta komşusunu işgal etmesiyle süregelen Ukrayna ihtilafında NATO müttefiklerinin Rusya’ya karşı yürüttüğü çabalara mühim katkılarda bulunmuş oldu. Rusya, ABD ve ötekiler içinde arabuluculuk yapmak.
Sadece Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasını engelleyerek ittifak içinde avantaj sağlamaya da çalışıyor. Türkiye, İsveç’ten PKK’lı Kürt isyancılara bağlı bulunduğunu söylediği sürgündeki Kürtleri teslim etmesini talep ediyor.
Ön Brülör24:28IŞİD kampları ‘saatli bomba’
Senelerdir, birçok yabancı savaşçının aileleri de dahil olmak suretiyle, şüpheli IŞİD savaşçılarının akrabaları, Suriye’nin kuzeyindeki büyük toplama kamplarında çürüdü. On binlerce çocuğa ev sahipliği icra eden bu kamplar, görünürde net bir sonu olmayan, şiddetli ve derinleşen bir insani krizin alanı haline geldi. Şimdi, bu kriz oldukça daha kötüye gitmek suretiyle olabilir. Kamplar, şu anda Türkiye tarafınca bombalanmakta olan ABD destekli bir Kürt askeri grubu tarafınca korunuyor. Türk taarruzu devam ederse kampları terk edip savaşmaktan başka çareleri kalmayacak diyorlar. Uzmanlar bunun, IŞİD’in ihtimaller içinde bir tekrardan dirilişi de dahil olmak suretiyle feci sonuçlara yol açabileceğinden korkuyor. Bugün, Suriye’nin kuzeyinde karada bulunan BBC araştırmacı muhabiri Poonam Taneja, kamplara ve bölgede ortaya çıkabilecek feci duruma bir göz atmak için bizlere katılıyor.
Türkiye’nin devlet haber ajansı, İsveç’in bir PKK mensubunu iade ettiğini ve bu kişinin Cumartesi günü İstanbul’a vardığında tutuklandığını bildirdi.
Türkiye, 30 NATO üyesinden İskandinav ülkelerinin ittifaka üyeliğini hemen hemen imzalamamış iki ülkeden biri. Diğeri Macaristan’ın da bunu yapması planlanıyor.
Geçen hafta Romanya’nın başkenti Bükreş’te NATO dışişleri bakanlarının bir araya gelmiş olduğu görüşmede NATO diplomatları, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerini daha da zorlaştırabilecek suçlar işlemekten kaçınarak, Türkiye ile açıkca karşı karşıya gelmekten kaçındılar.
Türkiye’nin dışişleri bakanı, Avrupalı mevkidaşlarına, Türkiye’nin Finlandiya yada İsveç’te sürgündeki Kürtlere ev sahipliği yapması söz mevzusu olduğunda Türkiye’nin hemen hemen sakinleşmediğini açıkça belirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Sonuçta ikna edilmesi gerekenin Türk milleti ve Türk parlamentosu bulunduğunu hatırlattık” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Perşembe günü Finlandiya ve İsveç dışişleri bakanlarıyla Türkiye’nin NATO üyeliğine yönelik itirazlarını ele alması planlanıyor.
Kürtler çoğu zaman geçmiş çatışmalarda terk edildi
Uzmanlar, Biden yönetiminin Erdoğan’ı Suriyeli Kürtlere yönelik artan hücum tehdidine boyun eğmeye çağırmak için hususi olarak kullanacağı oldukça sayıda baskı gücüne haiz bulunduğunu söylüyor. Buna, Türkiye’nin istediği sadece Senato dış ilişkiler komitesi başkanı Robert Menendez ve Kurultay’deki diğerlerinin karşı çıkmış olduğu ABD F-16 harp uçağı satışları da dahildir.
ABD’nin Türkiye’nin işgal tehdidini ele almasında, Ukrayna’daki harp ve İslam Devleti’ni denetim altına alma çabaları üstündeki ihtimaller içinde tesirinin yanı sıra üçüncü bir büyük güvenlik riski daha var. Vatansız bir halk olan ve sık sık ABD’nin müttefiki olan ve geçtiğimiz yüzyıldaki çatışmalarda Batı tarafınca çoğunlukla terk edilen Kürtler için risk bu.

Türkiye, İslam Devleti’ni bastırmada etkili olan Suriyeli Kürtlere yönelik saldırıları tırmandırırken ABD, “bilhassa Afganistan’ın peşinden Ortadoğu’ya ne bildiri gönderiyoruz?” Dış İlişkiler Konseyi ve Lehigh Üniversitesi’nde Kürtler ve Türkiye uzmanı Henri J. Barkey’e sordu.
“Ve genel olarak tüm müttefiklere?” diye sordu.
Türkiye, Irak, İran ve Suriye’nin kesiştiği noktada milyonlarca nüfusa haiz bir etnik grup olan Kürtler, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonrasında ABD ve öteki güçler Türk Osmanlı İmparatorluğu’nun kalıntılarını paylaşırken kendi devletlerini kaybettiler.
Saddam Hüseyin ve öteki bölgesel liderler, Kürtleri bastırmak için onlarca yıl süresince zehirli gaz, hava saldırıları ve öteki toplu kıyım araçlarını kullandılar. Körfez Savaşı’ndan sonrasında 1991’de ABD başkanı George HW Bush döneminde olduğu şeklinde, ABD bazen halk ayaklanmalarını teşvik etti, sadece sonuçta ortaya çıkan katliamlarda Kürtler ölürken yanında durdu.