Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi ve NASA Perşembe günü küresel ısı verileri hakkında senelik raporunda 2022’nin bir kez daha çağıl kayıtlı tarihin en sıcaklarından biri bulunduğunu duyurdu.
NOAA’nın ölçümlerine bakılırsa 2022, gezegenin kayıtlardaki en sıcak altıncı yılı oldu. NASA yöneticisi Bill Nelson, NASA’nın verilerine bakılırsa en sıcak beşinci yıl bulunduğunu ve bu “kaygı verici farkı” 2015 ile paylaştığını söylemiş oldu.
Nelson, “Bu oldukça kaygı verici,” dedi. “Ve bu, büyüklüğü artan bir trend.”
Geçen senenin verileri, son 10 senenin dokuzunun 1880’den beri en sıcak bulunduğunu doğruluyor. Bu, dünya üstünde tipik olarak serinletici bir etkiye haiz olan ve devam etmekte olan La Niña vakasına karşın gerçekleşti.
Bülten
Daha sürdürülebilir bir Kaliforniya’ya doğru
İklim değişikliğini, enerjiyi ve çevreyi araştıran bültenimiz Boiling Point’i edinin ve sohbetin ve çözümün parçası olun.
Bazen Los Angeles Times’tan tanıtım içinde ne olduğu alabilirsiniz.
Ajansların raporları, hem şaşırtıcı hem de iç karartıcı bir halde öngörülebilir olmayı başaran küresel bir iklim eğiliminin yalnızca son olarak teyidi.
Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği servisi de bu hafta, geçen yazın Avrupa’nın şimdiye kadarki en sıcak yılı bulunduğunu ve 2021’de üstün dereceli kırdığını doğruladı. İzlanda hariç, kıtanın tamamı, birçok Batı Avrupa ülkesiyle beraber 2022’de en sıcak ikinci yılını yaşadı. en sıcak yıllarını kaydediyor.
NOAA Ulusal Çevresel Data Merkezleri’nin iklim seyretme şefi Russell Vose, ajansından geçen yılki raporu yayınlarken 2022’ye üstün dereceli düzeydeki en sıcak 10 yıl içinde yer alması için “%99 talih” verdi.
Haklıydı. 2022 yalnız ilk 10’a kolayca girmekle kalmadı, bununla beraber 20. yüzyıl ortalamasını aşan küresel sıcaklıkların art arda 46. yılı oldu. Gerald Ford başkan olduğundan beri gezegen averajdan daha soğuk bir yıl geçirmedi.
Avrupa iklim servisi, 2022’yi, kayıtların başlamasından bu yana, 2016, 2020, 2019 ve 2017’nin peşinden gezegenin en sıcak beşinci yılı olarak tanımladı. Geçen senenin averaj sıcaklığı, 1850’deki endüstri öncesi dönemden ortalama 2,2 Fahrenheit (ortalama 1,2 C) daha yüksekti. 1900’e kadar, insanlık öfkeli bir oranda ısıyı hapseden sera gazları yaymaya başlamadan ilkin. Hatta 1991 ile 2020 arasındaki esasen sıcak olan on seneler için averajdan 0,54 aşama (0,3 aşama C) daha yüksekti.
Çin, geçen yaz 900 milyondan fazla insanoğlunun 70 günden fazla 104 derecenin (40 aşama C) üstündeki sıcaklıklara maruz kalmasıyla, çağıl kayıtlı tarihindeki en şiddetli sıcak hava dalgasını yaşadı.
Hindistan ve Pakistan, Mart ve Nisan aylarında zayıflatıcı sıcaklara maruz kaldı, peşinden Temmuz ve Ağustos aylarında üstün dereceli kıran yağışlar geldi. Sonraki seller Pakistan’da 33 milyon insanı yerinden etti ve 1.700 kişiyi öldürdü.
Ve burada Kaliforniya’da, bir Eylül sıcak hava dalgası eyaletteki ısı rekorlarını alt üst etti ve neredeyse elektrik şebekesini kırdı.
En kalabalık kıtalarda olmasıyla birlikte terli olsa da, dünyanın en büyük ısı artışları kutuplarda yaşandı.
Mart ayında aşırı sıcak Antarktika’yı kasıp kavurdu ve kıtanın doğu buz tabakasının üstündeki sıcaklıklar normalin 50 ila 90 aşama Fahrenheit üstüne çıktı. 1983’te Dünya üstündeki en soğuk sıcaklığın kaydedildiği Vostok İstasyonunda, ısı 18 Mart’ta 0,4 dereceye (eksi 17,7 C) ulaştı – soğuk, evet, fakat gene de bir sonrakinden tam 27 aşama (15 aşama C) daha yüksek- bugüne kadarki en sıcak Mart günü.
Benzer bir öykü, gezegenin öteki tarafında, Şimal Kutbu çevresindeki buzun bir zamanlar düşünülemeyecek kadar erken kabul edilen bir zamanda erime noktasına yaklaşması yada erişmesiyle yaşandı.
“Zıt mevsimler. Kuzeyi ve Güneyi görmüyorsun [poles] Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nden buz bilimcisi Walt Meier, ikisi de aynı anda eriyor” dedi. “Kesinlikle alışılmadık bir vaka.”
NOAA’nın baş bilim adamı Sarah Kapnick, geçen yıl bununla beraber sel, fırtına, sıcak ve öteki aşırı olayların niçin olduğu hasarın 165 milyar doları aştığı ABD tarihindeki iklim felaketleri açısından en maliyetli üçüncü yıl bulunduğunu söylemiş oldu.
NOAA ve NASA araştırmacıları, ısınmanın insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının direkt bir sonucu bulunduğunu söylemiş oldu.
Salı günü gösterilen ön veriler, ABD sera gazı emisyonlarının 2022’de 2021’e bakılırsa %1,3 daha yüksek bulunduğunu gösteriyor. Ülkenin, emisyonlarını 2030’a kadar 2005 seviyelerinin %50 ila %52 altına düşürmeye yönelik Paris iklim anlaşmasında belirlenen hedefi karşılaması giderek daha ihtimaller içinde görünüyor.