Transport for London (TfL), tüm Londra Metrosu ve Yerüstü tren hatlarının askıya alındığını veya kısmen askıya alındığını ve şehrin batısındaki düzinelerce otobüs güzergahının bozulduğunu söyledi.
İngiltere ulusal demiryolu ağından on binlerce işçi Perşembe günü yürüdü ve Cumartesi günü yine gidecek.
Ülkenin dört bir yanındaki taşıtlar, üyeleri için enerji fiyatlarına dayalı enflasyonun neden olduğu artan yaşam maliyetini daha iyi yansıtan ücret ve koşullar talep eden sendikalar tarafından organize edilen bu yıl demiryolu grevlerinden kaynaklanan aksamalara katlandı.
Veriler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden kaynaklanan artan enerji maliyetlerinin tüketicileri doğrudan ev faturaları üzerinden ve dolaylı olarak da artan gıda fiyatları yoluyla vurduğu için, Temmuz ayında enflasyonun Şubat 1982’den bu yana en yüksek seviye olan %10,1’de olduğunu gösterdi.
Bu durum, artan maliyetlerin ve düşen talebin müzakere odalarını sınırladığını söyleyen firmalar, işçilerinin geçinemeyecek durumda olduğunu söyleyen sendikalar ve büyük ücret artışlarının enflasyonu körükleyebileceğinden endişelenen hükümet arasında bir soğukluğa yol açtı.
Ulaştırma Bakanı Grant Shapps BBC’ye verdiği demeçte, “Maaşların artması, enflasyonun artması vb. şeylerle karşı karşıya kaldığınız 1970’lerin kısır döngüsünde olmak istemiyoruz. Bundan asla kurtulamazsınız” dedi.
RMT, yeraltı grevinin TfL’den iş ve emekli maaşları konusunda güvence eksikliğine yanıt olduğunu söyledi. Sendika, Shapps’a yazdığı bir mektupta, onu demiryolu işçilerine karşı ideolojik savaş yürütmekle suçladı.
TfL’nin kendisi, bir acil durum fonu anlaşmasının sona ermesinin ardından, kısmen de pandemi sonrası yolculardaki düşüşün gerektirdiği şekilde, hükümetle uzun süreli müzakerelerde bulunuyor.
Diğer İngiliz endüstrilerindeki işçiler de gelecekteki grevleri planlıyor veya endüstriyel eyleme doğru ilerliyor. Bunlara liman işçileri, avukatlar, öğretmenler, hemşireler, itfaiyeciler ve atık toplama, havaalanı ve posta personeli dahildir.