Bu blogu tertipli yada ara sıra ziyaret eden her insana teşekkürler. Ortalama 18 ay ilkin, bu Conversable Economist blogunu başlattıktan on yıl sonrasında, sonunda bağış için bir bağlantı koydum. (Yeteneklerim var fakat bağış istemek bunlardan biri değil.) Planım okuyuculara bağış düğmesini yılda bir kez hatırlatmak ve bu şekilde bir hatırlatmanın zamanı geldi.
Umudum, blogun iktisat sosyoloğu Mark Granovetter’in bir zamanlar “zayıf bağların gücü” olarak adlandırdığı şeye bir örnek teşkil etmesidir. Argümanı, tüm toplumsal ağlarımızın “kuvvetli bağlara” ve “zayıf bağlara” haiz olduğuydu; burada kuvvetli bağlar, kişisel ağımızdaki öteki kişilerle de bağlantılı olması olası bağlantıları ifade eder ve zayıf bağlar, çoğunlukla kişisel ağınızdaki öteki kişilerle bağlantılı değildir. Granovetter, kuvvetli bağlarınızın birinden bir şey öğrendiğinizde, aynı dersin kuvvetli bağlarınızdan bir başkası tarafınca aktarılabileceğini (ve muhtemelen aktarılacağını) belirtir. Fakat zayıf bağlardan öğrendiğiniz bilgiler ve dersler size başka türlü gelmemiş olabilir.
Günün manşetleri hakkında öngörülebilir, partizan ve tercihen alaycı görüşlere haiz bir blog arıyorsanız, Conversable Economist sizin çayınız olmayacak. Bunun yerine, bu blogda yaptığım şeylerin bir çok, karşı karşıya gelme olasılığınızın düşük olduğu makaleler, mevzular ve yazarlar içinde zayıf bağlar sağlamak. Aktarmayı seçtiğim şeylerde bazı kişisel görüşlerimin ortaya çıkacağından inanırım fakat ne kendi görüşlerimi saklamaya ne de onları fazlaca zorlamaya çalışıyorum. Benim inancım, web’de dik kafalı ve partizan görüş yazma arzı o denli arttı ki, bu diyaloğa marjinal katkıda bulunanların kıymeti neredeyse sıfıra indi. Bunun yerine, benimle aynı fikirde olsanız da olmasanız da aktardığım gerçeklerin ve bağlantıların bir kıymeti bulunduğunu umuyorum. John Courtney Murray’in “anlaşmazlığa varmak” söylediği şeyle okuyucuları aynı fikirde olmaya ikna etmekten daha azca ilgiliyim (bununla, alternatif konumun tam ve sempatik bir halde anlaşılmasıyla varılan anlaşmazlığı kastediyordum). kafa karışıklığı, güvensizlik ve inatçı bir eğilimden meydana gelen ihtilaf.
Sadece blog için bu tür açıklamalar, çabayı gerçekte olduğundan daha dizgesel gösterme riskini taşır. Ofisimin dışındaki duyuru panosundaki alıntılardan biri, benim yaklaşımımı bir ihtimal daha doğru bir halde yansıtan Gabriel García Márquez’in bir sözü. Şöyleki dedi: “Başka bir sefer Austin, Teksas’tan bir sosyolog, kullandığı yöntemlerden memnun kalmadığı, onları yavan ve yetersiz bulmuş olduğu için beni görmeye geldi. Bu yüzden bana kendi yöntemimin ne işe yaradığını sordu. Ona bir yöntemim olmadığını söyledim. Tek yaptığım fazlaca okumak, fazlaca düşünmek ve devamlı tekrardan yazmak. Bu bilimsel bir şey değil.”
Bu blog benim için birçok amaca hizmet ediyor. Kafamdaki şeyler için bir çıkış noktası, bu yüzden aileme ve arkadaşlarıma aşırı bir iktisat yükü yüklemek zorunda kalmıyorum. Bu bir bellek yardımı, böylece 6, 12 yada 60 ay ilkin okuduğum şeyleri görece kolaylıkla takip edebiliyorum. Bu, beni başka türlü göz gezdirebileceğim çeşitli raporları ve yazıları hakkaten okumaya zorlayan bir bağlılık aracı. Sadece dürüst gerçek şu ki, bir grup sadık okuyucu olmadan, bu motivasyonların hiçbiri blogu neredeyse 12 senedir devam ettirmem için kafi motivasyon olmayacak.
Ne olursa olsun, Conversable Economist blogunu tüm okuyucuların ücretsiz bir şekilde erişimine açık tutacağım. Sadece çabalarımı desteklemek için katkıda bulunma mevzusunda istekli hissediyorsanız ve bunu meydana getirecek mali kaynaklarınız var ise, bu benim yılda bir kez bu sayfanın sağ üst tarafındaki “Bağış” düğmesine tıklamanızdır. .
2022’nin sonlarında, ben bu hatırlatmayı yayınlamadan ilkin bile bazı okuyucular cömertçe bağışta bulundular ve desteğiniz için söyleyebileceğimden fazlaca daha çok minnettarım.