
EconLib’den tekrardan basılmıştır
Ülke çapında birçok kent mali bir krizle karşı karşıya. Kendinden kaynaklı yada başka bir halde rol oynayan pandemi ile ilgili problemler olsa da, bu sorunların bir çok şehirleri uzun süredir rahatsız ediyor. İnsanlar şehirlerde gelişmek istiyorsa, mahalli yönetimler içinde finansmanla ilgili ciddi bir kültürel değişiklik oldukça önemlidir.
Geçenlerde bir belediye yönetimi uzmanı ve kısa sürede gösterilen kitabın yazarı Mark Moses ile röportaj yaptım. Belediye Mali Krizi: Devlet Bütçesini Idrak etmek ve Düzeltmek İçin Bir Çerçeve. “Birçok mahalli yönetimin batkı yolunda bulunduğunu” iddia ediyor. Ve bu aşağı yönlü gidişatın, belediyeler harcamalarını kısıtlamada başarısız olduklarından ve aşırıya kaçtıklarından, hususi sektörün emek harcama fırsatlarını engellediğinden, devam etmesi beklenebilir.
Bunun, kent tarafınca finanse edilen harcamaların %3 oranında kesilmesinin istendiği ve kısa sürede bildirilen 10 milyar dolarlık bütçe açığına cevaben daha çok kesilme yolunda olduğu New York City benzer biçimde yerlerde görüyoruz.
Moses, “birçok belediyede ekonomik anlayış eksikliği var” diyor. Bu anlayış eksikliği, bozuk sisteme ve zor durumdaki mahalli maliyeye yara bandı olarak daha çok “çözüm”ü finanse etmek için çoğu zaman daha çok vergi toplanmasıyla sonuçlanır. Kendi ifadesiyle, “mahalli yönetimler bütçe tablolarını dengelemeye çalışmaktan vazgeçiyor.”
Sadece onları daha çok vergi ve düzenlemenin tek çözüm benzer biçimde görünmüş olduğu bir yere götürmüş olan karmaşık ekonomik yaklaşımı değerlendirip ele almamak, uzun vadeli sorunlara ve terk edilmesi zor bir yola yol açıyor.
Mahalli yönetimler kapsamlarını sınırlamalı ve temel mevzulara odaklanmalıdır. Bu, harcamaları denetim altına alırken yeni girişimlerin ve departmanların arka planda kalmasına izin vermek anlamına gelir.
Sadece bu, bilhassa mahalli finansmanı geçici ve suni bir halde şişiren belediyelere 45,6 milyar dolar veren 2021 Amerikan Kurtarma Planı Yasası’ndan sonrasında zor olsa gerek. Fena yönetim altında daha çok para zayıf bir düzeltmedir. Ve şimdi, artan enflasyon ve enerji maliyetleri ile bu belediyeler, devasa kurtarma paketinin destek olmadığı bir durgunlukta gelişmek için yetersiz donanıma haiz.
Bu zorlukların üstesinden gelmek için iyi bir başlangıç, bir çok durumda devleti aradan çıkarmak olacaktır, böylece {özel sektör}, tarih süresince bir çok problem için en iyi panzehir olduğu kanıtlanmış olan kilit sorunları çözebilir.
Iyelik hakları ve birkaç kamu malı benzer biçimde sınırı olan yönetime bağlı kalmak yerine rollerini abartmak, birçok şehrin düşmüş olduğu ve bunun oldukça büyük bir bedeli olan bir tuzaktır. Sadece hayırsever ve öteki hususi çözümler, belediyeler yerine getiremeyecekleri sözler verdiğinde daha yüksek vergiler ve düzenlemeler sebebiyle kalabalıklaşma eğilimindedir.
Moses bunu, belediyelerin “kendilerini kendi sonları olarak görmeleri” olarak tanımlıyor, bundan dolayı birçok mahalli yönetim harcama limitlerine direniyor yada bu limitleri aşmanın yollarını buluyor.
Bu, Teksas’ta karşılanabilirlik krizine katkıda bulunan devam eden bir sorundur.
Teksas, devlet kontrolündeki kişisel gelir vergilerine yada emlak vergilerine karşı anayasal değişikliklere haiz olduğundan kutsanmıştır, bundan dolayı tüm emlak vergileri Teksas’ta yereldir. Son zamanlarda devlet tarafınca büyümelerini sınırlama girişimleri olsa da, nüfus artışı artı enflasyon oranındaki %104’lük artışa kıyasla emlak vergileri son 20 yılda %169 arttı. Bu, emlak vergilerinin, averaj vergi mükellefinin onlar için ödeme gücünün oldukça üstünde büyüdüğünü gösterir.
Bazıları, Teksas’ın kişisel gelir vergisi olmadığı için yüksek emlak vergilerine haiz bulunduğunu iddia ediyor. Sadece gerçek şu ki, bu hakkaten aşırı mahalli yönetim harcamalarından kaynaklanıyor.
Mesela, Teksas, Tax Foundation’a gore en külfetli 6. konut vergisine haizdir, sadece Florida ve Tennessee benzer biçimde kişisel gelir vergisi olmayan öteki eyaletler sırasıyla 26. ve 36. sırada yer almıştır. Bunun sebebi, son iki eyaletin harcamaları engelleme mevzusunda daha iyi bir iş çıkarmasıdır.
Bütçeleri ve vergileri mali açıdan tutucu bir yola sokmanın en iyi yolu, tüm bütçeyi kapsayan ve nüfus artışı artı enflasyon oranından daha çok büyümeyen katı bir harcama limitinden geçer. Bu, şehirlerin ve tüm mahalli yönetimlerin yalnızca kendi alanlarına girenleri ele almalarına destek olacaktır.
Bir şehrin kapsamı, bir belediye meclisi toplantısından diğerine değerlendirilmemeli, mahalli yönetimi gelecekte başarı ve müreffeh bir iktisat görmeyi umuyorsa, uzun solukta değerlendirilmelidir.
Aynı ekonomik başarı ilkeleri tüm devlet kurumları için geçerlidir; insanoğlu özgürlüğün korunduğu yerde gelişirler ve bu en iyi şekilde, politikacıların müdahalelerinin kendi sınırı olan kapsamları içinde kalmış olduğu sınırı olan hükümet altında elde edilir, böylece özgür piyasalar ve özgür insanoğlu yenilik yapabilir ve başarıya ulaşmış olabilir.
Tam da bu durgunluğa şahit olduğumuz benzer biçimde, daima aşırı harcama ve dengesiz bütçeler içinde bir denge vardır. Mahalli yönetimler bunu ne kadar erken anlamış olur ve hükümetin nihai yükü olan harcamalarını ne kadar kısa sürede meydana getirirse, mali krizler o denli acele önlenecektir.
!function(f,b,e,v,n,t,s){if(f.fbq)return;n=f.fbq=function(){n.callMethod?
n.callMethod.apply(n,arguments):n.queue.push(arguments)};if(!f._fbq)f._fbq=n;
n.push=n;n.loaded=!0;n.version=’2.0′;n.queue=[];t=b.createElement(e);t.async=!0;
t.src=v;s=b.getElementsByTagName(e)[0];s.parentNode.insertBefore(t,s)}(window,
document,’script’,’https://connect.feysbuk.net/en_US/fbevents.js’);