Pasifik Parası | iktisat | Güneydoğu Asya
Bu tür fonlar çoğu zaman, büyük cari hesap fazlası veren ufak emtia ihraç eden ülkelerde kurulur. Filipinler bunların hiçbiri değil.
Geçen hafta Filipinler’de bir egemen servet fonu oluşturulması için bir plan ortaya atıldı. Planın ilk taslağı, başlangıç sermayesi ortalama 5 milyar dolar olan bir yatırım fonu hayal ediyordu. Fon, Başkan Ferdinand Marcos Jr. tarafınca denetim edilecek ve yasama organında aile üyeleri ve müttefikleri tarafınca destekleniyordu. Tohum finansmanı, Filipinler Toprak Bankası ve devlet tarafınca işletilen emeklilik fonları benzer biçimde kamu kuruluşlarından gelecekti. Nezaret eksikliği ve emeklilik fonlarının bu amaçla kullanılma riski ile alakalı geri bildirimlerin peşinden, planın ölçeği küçültüldü ve emeklilik fonu karşılığı kaldırıldı. Nihai şekli, hakikaten meyve verirse, hala tartışılıyor.
Sadece, şaşırtıcı bir halde, ilk etapta önerilmiş bile. Bazı gözlemciler, yolsuzluk ve fena yönetimle boğuşan Malezya egemen servet fonu olan başka bir 1MDB olabileceği mevzusunda uyardılar. Bu tür devlet tarafınca işletilen yatırım araçlarının yarattığı rant kollama fırsatlarını bir kenara bıraksak bile, Malezya fonu hakikaten karşılaştırma için doğru bir örnek değil. Daha öğretici bir örnek Endonezya’dır.
Tipik olarak, egemen servet fonları, tecim yada cari hesap fazlası veren ülkelerde bulunur. Klasik örnek, emtia ihracatlarından elde edilmiş fazlanın bir kısmını alan ve bu tarz şeyleri devlet kontrolündeki fonlarla tekrardan yatırıma dönüştüren Norveç yada Katar benzer biçimde ufak, kaynak açısından varlıklı ülkeler olacaktır. Singapur benzer biçimde kaynak zengini olmayan sadece gene de fazla veren ülkeler de çoğu zaman egemen servet fonlarına haizdir. Ödeme dengesi perspektifinden bakıldığında, kilit nokta, ülkeye gidenden daha çok paranın girmesidir. Devlet bu fazlalığın bir kısmını alır ve tekrardan yatırıma dönüştürür.
Malezya, 1MDB’yi fena yönetmesine karşın, cari hesabında tipik olarak büyük fazlalar veren, ufak bir emtia ihraç eden ülkedir. Devlete ilişik petrol ve gaz devi Petronas, her yıl kamu kasasına temettü olarak milyarlarca dolar ödüyor, bundan dolayı Malezya’nın bu fazlanın bir kısmını bir egemen servet fonunun yaratılmasına yönlendirmesi şaşırtıcı değil. Fon yolsuzluk için bir paratoner haline geldi, sadece makroekonomik bir bakış açısıyla en azından Malezya benzer biçimde bir ülkenin bir devlet servet fonuna haiz olmasını beklerdik.
Endonezya ve Filipinler ise tipik olarak fazla veren ülkeler değildir ve son yıllarda büyük net borçlular olmuştur. Filipinler büyük bir emtia ihracatçısı bile değil ve enerjisinin çoğunu ithal ediyor. Bu tür ülkelerde devlet servet fonları bulmak fazlaca olağandışıdır, şu sebeple onları finanse etmek için ihtiyaç duyulan fazlalara haiz değillerdir.
Endonezya, yatırım fonunu devlet sermayesi ve bazı daha kârlı devlete ilişik şirketlerden (fakat bilhassa herhangi bir emeklilik fonundan değil) özsermayeden oluşan bir kombinasyonla tohumlayarak bu problemi aşmaya çalıştı. Amaç, bu başlangıç sermayesinin hususi yatırımla artırılmasıdır, sadece bunun işe yarayıp yaramayacağı belirsizliğini koruyor. Filipinler, devlet kontrolündeki fonunda hususi yatırımı hızlandırmayı da umuyor olabilir, sadece her iki durumda da, bütçe açığı veren ülkelerin devlet servet fonlarını bu şekilde yapılandırması ve finanse etmesi alışılmadık bir durum.
Filipinler’in önerisi, Marcos Jr.’ın yönetiminin başlarında yapmış olduğu öteki mühim ekonomik siyaset tercihleriyle aynı çizgide. Mesela, 2023 bütçesinde, Endonezya da dahil olmak suretiyle bölgedeki öteki ülkeler sıkılaşan küresel parasal koşullar karşısında kısıntıya giderken, Filipinler harcamaları artırmayı planlıyor. Açıkçası, Marcos yönetimi, harcamaları artırmanın, bütçe açıklarına eğilmenin ve devlet varlıklarını agresif bir halde daha yüksek getirili yatırımlara yönlendirmenin, Filipinler’in 2023 ve sonrasında zor bir küresel iktisat olacağı tahmin edilen bu durumda zorlukların üstesinden gelmesine destek olacağına inanıyor.
Netice ne olursa olsun, bu iktisat politikaları son aşama alışılmışın haricinde ve mühim riskler taşıyor. Filipinler’in büyük bir emtia ihracatçısı olmadığı ve çoğu zaman fazla vermediği göz önüne alındığında, bir devlet servet fonu için pek ihtimaller içinde bir aday değil. Planın destekçilerinin, planın iyi mi finanse edileceğine ilişkin temel soruları yanıtlamakta zorlanmasının sebebi muhtemelen budur. Bunun sebebi, Filipinler benzer biçimde ülkelerin çoğu zaman devlet varlık fonlarına haiz olmaması ve ikimiz de onlardan olmasını beklemiyoruz.