Göze çarpan bir insan ihtiyacı olduğunda, çoğu zaman bir iş yada hükümet programı yada ikisinin bir kombinasyonu için bir şeyler yapma fırsatı vardır. Yılan ısırığından ölümler apaçık bir insan ihtiyacı, sadece en azından şimdiye kadar ne hususi ne de kamu kuruluşları yeterince adım atmadı. Daha ilkin “Yılan Isırığı Panzehirleri için Sorunlu Pazar” (7 Eylül 2018) hakkında yazmıştım. Mathias Kirk Bonde, “Advancing antivenom”da (Works in Progress, 8 Aralık 2022) probleminin parametrelerini çiziyor ve güncelliyor.
Başlangıç noktası olarak, başlıca tropikal hastalıklar bağlamında yılan sokmalarından meydana gelen küresel ölümleri gösteren bir sayı: koleranın arkasında, sadece kancalı kurdun önünde.

Albert Calmette adlı bir Fransız bakteriyolog, 1895’te anti-kobra zehiri serumunun etkinliğini gösterdi. Sadece Bonde’nin yazdığı şeklinde:
Onlarca senedir üçüncü dünyada panzehirin maliyeti düşmeyi reddetti ve bazı durumlarda arttı. Birçok ülkede, büyük panzehir üreticileri, yüksek kaliteli panzehir üretimini bile durduruyor. Bu, pazarların daha azca iyi çalışan düşük kaliteli ürünlerle dolup taşmasına niçin oldu. … Panzehir ihtiyacı her yıl artıyor, sadece kaliteli panzehir arzı buna ayak uyduramıyor. 2011 senesinde meydana getirilen bir araştırma, Sahra altı Afrika’da satılan panzehir üreten altı şirket buldu. Bu firmalar 96.000 vakayı tedavi etmeye kafi gelecek kadar 410.500 ampul panzehir üretti. Bu, kıtadaki toplam tahmini vakaların yalnızca üçte biri. Satışları bir tek 11 milyon doları buldu. 410.000 ampülün 350.000’ini üretmekten görevli olan en büyük iki üreticinin, Afrika ile ilgisi olmayan yılan türlerinden zehir immünojenleri kullandıkları biliniyordu; bu, ürünlerinin reklamı yapıldığı kadar iyi çalışmayabileceğine dair bir kırmızı bayrak. 2014 senesinde, Fransız üretici Sanofi, güvenilir FAV-Afrique’in üretimini durdurdu, Afrika panzehir pazarından kalıcı olarak çıktı ve çalışan panzehirin mevcudiyetine bir darbe daha indirdi. 2016’da küresel panzehir pazarı 1,1 milyar dolar değerindeydi ve 2021’de 1,5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyordu. Bunun yerine 1,02 milyar dolara düştü.
Mesele ne? Bonde’un ortaya koyduğu şeklinde:
- Panzehir üretme teknolojisi fazla gelişmemiştir.
Buluşundan bu yana panzehir üretme şeklimiz temelde değişmedi. Dünyanın dört bir yanında yılan işleyicileri, zehirleri için yılanları elle sağıyor, onu büyük hayvanlara, tipik olarak atlara enjekte ediyor ve antiserumu çıkarmak için kanlarına dokunuyorlar. Bu, atları ahırlarda tutmayı, yılanları kafeslerde tutmayı, yılanları sağmak için hayvan yetiştiricileri çalıştırmayı ve kana dokunmak, panzehiri çıkarmak ve saflaştırmak için oldukça sayıda teknik ekipmana yatırım yapmayı içeren pahalı bir prosedürdür.
2. Panzehire gereksinim duyulan birçok yerde, devamlı soğutmanın “soğuk” tedarik zinciri yoktur. Bu yüzden panzehir, raf ömrüne haiz dondurularak kurutulmuş bir halde üretilmelidir, bu da maliyetleri artırır.
3. Yılan antivenomunun oldukça spesifik bir yılana uygulanması gerekir, sadece biri bir sıhhat kliniğine yılan ısırığı ile vardığında – ve tedavide süre aşama kaydediyor – ısırmayı ne tür bir yılanın yapmış olduğu devamlı net değildir. Bu yüzden, birkaç değişik yılan türünden birleşik antivenomlar yapmak lüzumlu hale gelir ve ümit ederim doğru olanı örtmeyi başarmışsınızdır. Bonde’un yazısı şöyleki:
Ilk olarak nörotoksik zehir üreten bir yılan türünü hedef alan antivenom, esas olarak kardiyotoksik olan zehre karşı neredeyse işe yaramaz olacaktır. Her tür mühim seviyede farklılık göstermekle kalmaz, bununla beraber bileşim de her yılan türü içinde bölgesel olarak farklılık gösterecektir. … Sahra altı Afrika’daki birçok yılan türüne karşı doğrulanabilir bir halde çalışan oldukça kıymetli panzehirler üretmek oldukça büyük bir girişim. Panzehirin işe yaraması ihtiyaç duyulan her bölgeden her yaygın zehirli yılan türünün çiftliklerini toplamanız ve üretmeniz gerekir.
4. Yılan panzehiri, (çoğunlukla) mevcut olmayan büyük ölçekli üretim tesisleriyle oldukça daha ucuz olacaktır. Yılan ısırmasından muzdarip olanların çoğunun geliri oldukça düşük olduğundan, büyük ölçekli tesisler için finansmanın başka kaynaklardan sağlanması gerekecektir.
Burada, anti-COVID aşılarının geliştirilmesinde kullanılan “ileri pazar taahhüdü” yaklaşımının bir versiyonu hayal edilebilir: kısaca, hükümetin (ve bir ihtimal internasyonal kuruluşların da) belirli panzehirler için belirli bir işlenebilirlik ve maliyet düzeyi tanımlaması gerekir. , sadece ondan sonra bu maliyetle mühim bir hacim satın almayı güvence edin. Bu garantiyle panzehir üreticileri daha büyük ölçekli yatırımlar için bir temele haiz olacaktır. Buradaki potansiyel araştırma hedefleri bir tek antivenomlar değildir. Yılan ısırığı türlerini teşhis etmek için ucuz ve doğru araçlar olsaydı, o süre hastalar, daha pahalı bir oldukça değerlikli panzehirin durumlarını kapsayacağını ummak yerine, kendi hususi durumlarını hedefleyen daha ucuz bir panzehirle tedavi edilebilirdi. Ek olarak, panzehir yılanlardan, tavşanlardan ve atlardan elde edilmek yerine bileşik olarak yapılabilirse, potansiyel olarak daha ucuz olabilir. Bonde, bu doğrultuda devam eden bir takım araştırma başarısına işaret ediyor.
Son olarak Bonde şöyleki yazıyor: “Eğer panzehirin maliyeti bir kat azaltılabilirse, panzehir tedavisi dünyadaki en uygun maliyetli nedenler içinde olma potansiyeline haiz olur.” Maliyeti bir kat azaltmak kolay değil, sadece burada 1895’teki icadından bu yana temelde değişmeyen bir üretim teknolojisinin güncellenmesinden bahsediyoruz. Mühim kazanımlar mümkün olmalıdır.
.
.