Buğday ve arpa üretimiyle ilgili yağışlar noktasında kritik bir eşikteyiz

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin bu yıl Antalya’da 15’incisi düzenlenen Uluslararası Yem Kongresi ve Yem Sergisi’ne (TUYEM) katıldı. Kongrede, Antalya Valisi Hulusi Şahin, AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Ethem Taş, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş ve yem sanayi sektörü temsilcileri de yer aldı.

STRATEJİK BİR SEKTÖR

Tohumdan çatala kadar olan yolculuktaki en önemli duraklardan birinin yem sektörü olduğunu belirten Bakan İbrahim Yumaklı, bitkisel üretim olmadan hayvansal üretimin olmayacağını, et, süt, yumurta ve diğer hayvansal ürünlerin temel girdisi olan yemin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de stratejik bir sektör olduğunu kaydetti. Yumaklı, bakanlık olarak, bitkisel ve hayvansal üretimi geliştirmek ve rekabet gücünü artırmak için plan ve politikalar geliştirdiklerini, yol haritaları belirlediklerini ve uyguladıklarını dile getirdi.

RİSK FAKTÖRLERİ ‘YENİ NORMAL’

Özellikle Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada gündemlerin çok hızlı değiştiğini aktaran, farklı risk faktörlerinin etkisine değinen Bakan Yumaklı, “Bu da başta tarım olmak üzere tüm sektörleri etkiliyor. Son 10 yıl içinde ülkemizde ve ülkemizin bulunduğu coğrafyada önemli değişimleri hep birlikte izliyoruz. Savaşlar, depremler, pandemiler, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı kuraklık, sel felaketleri ve orman yangınları. Bu sıraladığım bütün risk faktörleri, başta tarım sektörümüz olmak üzere, tüm alanları etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. İşte biz bu risk faktörlerini ‘Yeni Normal’ olarak tanımlıyoruz” dedi.

DÜNYA NÜFUSU 10 MİLYARA, TÜRKİYE 105 MİLYONA ÇIKACAK

Yeni normale karşı da tarım ve orman sektörünün dayanıklılığını artırmak için var güçleriyle çalıştıklarını ifade eden Yumaklı, “Çünkü önümüzde dünya ve ülke nüfus artışına bağlı olarak gıdaya talebin artacağına yönelik bir gerçek var. Uzun değil, 26 yıl sonra, dünya nüfusu 10 milyar, Türkiye nüfusu da 105 milyona yaklaşacak. Bu durum gıdaya talebin yüzde 65-70 daha fazla olacağını gösteriyor. Ülkemiz gıda üretiminde büyük potansiyele ve üretim kabiliyetine sahip. Gıda israfı noktasında gerekli tedbirlerimizi alarak, tarımsal üretimde yapacak çalışmalarımız çok, hedeflerimiz büyük” diye konuştu.

DÜNYADA YEDİNCİ, AVRUPA’DA BİRİNCİ

Hayvansal üretimin ana ham maddesinin yem olduğunu vurgulayan Yumaklı, “Ülkemiz yem sektörü, son dönemde yaptığı atılımlarla önemli başarılara imza attı. Dünyayla boy ölçüşecek kapasiteye gelmesi gurur verici. 2023 yılı sonu itibarıyla ülkemizdeki karma yem üretimi işletme sayısı 1624’e yükseldi. Üretim kapasitesi de yıllık 34,3 milyon tona çıktı. Ülke olarak bu kapasitemizin yüzde 81’ini kullanıyoruz. Yıllık 28 milyon karma yem üretimiyle dünyada yedinci, Avrupa’da da en fazla üretim yapan birinci ülkeyiz. Yem sektörümüz, hayvan besleme bilimi ışığında, gelişen teknolojilere hızla uyum sağlıyor. Bakanlık olarak bu alandaki Ar-Ge faaliyetlerini kamu-üniversite-özel sektör iş birliği ile destekliyoruz. Regülasyon faaliyetlerimizle üretimin aksamaması için belli zamanlarda TMO’yu devreye alıyoruz” ifadelerini kullandı.

BEŞ ADIMDA BEŞ ÖNEMLİ DÜZENLEME

Türkiye’nin bir gerçeği olarak yem ham maddesine ihtiyaca da dikkati çeken Yumaklı, bu ihtiyacı ithalat ile karşılamaya çalıştıklarını belirterek, yeterliliğin tam olmadığı yem ham maddeleri için, geçen yıl nisan ayında devrim niteliğindeki düzenlemeleri hayata geçirdiklerini söyledi. Bitkisel ve hayvansal üretim için stratejik öneme sahip ürünlerin planlı ekilmesini sağlayacaklarını ifade eden Yumaklı, “Şimdi bu düzenlemeleri sahaya aktarmak için önemli mesai harcıyoruz. Bu düzenlemeler işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması, tarımsal üretim yapılan tüm alanların kayıt altına alınması, planlı tarımsal üretime geçilmesi, suya göre tarımın yapılması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması. Bu sayede tarımsal üretimde yeni normale karşı dayanıklılığımızı 5 adımda hayata geçirmiş olacağız. Bunlar ise sürdürülebilirlik, verimlilik, kalite, kayıtlılık ve sektöre yatırım” dedi.

YENİ DESTEKLEME MODELİNE GEÇİLİYOR

2024-2028 yılları Hayvancılık Yol Haritası ile verimli, kaliteli ve sağlıklı üretimi artırmayı amaçladıklarını belirten Bakan Yumaklı, “Ayrıca sözleşmeli üretim modelini yaygınlaştırarak, çiftçimizi ve üreticimizi güvence altına alıyoruz. Bunun yanı sıra üreticilerimizin rekabet gücünü artıracak, yönlendirme mekanizmalarını devreye sokacak, kalite ve verimlilik odaklı yeni bir destekleme modeline geçeceğiz. Bu modeli temel, yönlendirici ve verime dayalı destekleme olmak üzere 3 bölüm altında uygulayacağız. Temel desteğe ilaveten verime ve yönlendirmeye dayalı destekler ile üretilen ürünlerde verimlilik ve kalitenin artırılmasını sağlayacağız. Ek olarak aile çiftçiliğine, gençlere ve kadınlara da pozitif ayrımcılık yaparak destekleme miktarlarını yükselteceğiz. Önceliğimiz hayvansal ürün ihtiyaçlarını azami düzeyde karşılamak ve dış pazarda ihracata yönelik üretimi artırmak” ifadelerini kullandı.

BUĞDAY VE ARPA ÜRETİMİNDE KRİTİK EŞİK

Yeni bir üretim sezonunun başında olunduğunu söyleyerek, yem sektörü için önem arz eden bazı bitkisel ürünlere yönelik bilgiler veren Bakan Yumaklı, şöyle konuştu:

“Arpa ekim alanlarında geçen seneye göre yüzde 4’lük artış mevcut. Buğday ekim alanlarında yine geçen seneye oranla yüzde 7’lik artış var. Dane mısır üretiminde geçen yıl üretim rekoru kırdık. İnşallah 2024’te de yeni bir rekora imza atacağız. Bu manada mısır ekimlerimiz devam ediyor. Buğday ve arpa üretimi ile ilgili yağışlar noktasında kritik bir eşikteyiz. Özellikle 15 Mayıs’a kadarki yağışları yakından takip edeceğiz. Nisan ve mayıs ayındaki yağışlar rekolte için önem arz ediyor. 1 Ekim 2023-15 Nisan 2024 tarihleri arasında yağışlarda, normaline göre yüzde 4,4, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25,5 artış gerçekleşti. Ancak bunların bölgesel olduğunu da unutmamak gerekir. Buğday ve arpada yağışlar dikkate alındığında ve ekiliş artışıyla birlikte 2024 yılındaki üretimin, geçen yılki üretim seviyeleri civarında olmasını öngörüyoruz.”

YILLIK 11 MİLYAR DOLAR CİRO

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş ise Türkiye yem sektörünün 28 milyon ton üretimle Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada olduğunu ifade ederek, yem üretimindeki birinci başlıklarının ise ‘çevre dostu’ olduğunu söyledi. Türkiye yem sektörünün 11 milyar dolar cirosu olduğunu, 360 milyar TL’ye denk gelen yabana atılmayacak bir para olduğunu dile getiren Karakuş, yem sektörü olarak Türkiye’deki çiftçilere de yıllık 70-80 milyar lira destek sağladıklarını anlattı. Son iki yıldır enflasyonun çok altında fiyat artışı yaparak, görevlerini yerine getirdiklerini de belirten Karakuş, “Et ve süt fiyatlarındaki artışın artık yem fiyatlarına bağlı olmadığı da son iki yıldaki fiyat artışıyla belli olmuştur” dedi.

Yorum yapın