Bu, alıntılandığı gibi 2018’deki ekonomist Trump’tır. Utangaç (2018). Şimdi, USITC’den “Bölüm 232 ve 301 Tarifelerinin ABD Endüstrileri Üzerindeki Ekonomik Etkisi” (sayfa 22), çelişkili bir değerlendirme.
Komisyonun ekonometrik modeli, 232 ve 301. bölümler kapsamındaki tarifelerin, tarifeleri takiben ABD ithalat fiyatlarında neredeyse bire bir artışla sonuçlandığını tahmin ediyor. Bu, yüzde 10’luk bir ad valorem tarifesinin ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın fiyatını yaklaşık yüzde 10 artırdığı anlamına geliyor. Bu neredeyse tamamen geçişkenlik (ihracatçılar tarafından alınan fiyatların büyük ölçüde etkilenmediği ve ABD’li ithalatçılar tarafından ödenen fiyatların tarifelerle aynı miktarda arttığı anlamına gelir) olağandışıdır, ancak benzer şekilde, ABD’li ithalatçıların katlandığı sonucuna varan diğer yakın tarihli araştırmalar tarafından bulunmuştur. 301. bölüm tarifelerinin neredeyse tüm yükü.
İşte tarifelerin çelik fiyatlarına tahmini yansıması.
Kaynak: ABD ITC (2023).
Tarife geçişine ilişkin tahminler bire oldukça yakındır, yani, %25’lik bir ad valorem tarife, yerel bir tüketicinin (geniş tanımlı olarak) karşı karşıya kaldığı fiyatta esasen %25’lik bir artışla sonuçlanır. Bu şu demek Biz tarifeleri ödüyor, Olumsuz Çinliler, bu iki durumda.
Dolayısıyla, dikkat etmediyseniz, çelik ve alüminyum pazarları söz konusu olduğunda ABD küçük bir ülke gibi görünüyor (bkz. Econbrowser gönderileri) [1], [2], [3]– yani karşı Bay Bruce Hall’un yorumu).