11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, deprem bölgesi Hatay’da Habertürk’e açıklamalarda bulundu.
Mahir Kılıç’ın sorularını yanıtlayan Gül şunları kaydetti: “İnanılmaz büyük bir yıkım var tarifi mümkün olmayan. Ama şunu söyleyebilirim. Başta devletimizin bütün organları olmak üzere belediyelerimiz STK’lar bireysel olarak herkes yardımlaşma çabasına girdiler.
(Yurt dışından gelen yardımlar) “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur gibi söylemlere biraz çok inanırız. Halbuki öyle değil. Tabi ki Türk ve Müslüman düşmanı mihraklar dünyada vardır ama milletler Türkiye’yi sever, devletler Türkiye’nin düşmanı değildir. Dolayısıyla herkesin buraya koştuğunu görmek de gerekir. Bunlar hiç unutulmayacak tabi. “
(Afete müdahalede geç kalındığı iddiaları) “Büyük bir afet yaşandı. Bunu görmek gerek. Bunun şoku da oldu. Daha sonra da noksanlıklar eksiklikler belki beceriksizlikler oldu, bütün bunları da unutmamak gerekir. Eğer bunları hiç görmemezlikten gelip bunları işte bu enkazın altına gömersek yarın Allah korusun başka afetler çıktığında o zaman bizler onların altında kalırız. Onun için burada dürüst davranıp soğuk kanlıca herhangi bir art niyet koşmadan kendi kendimize bu eksikliklerimizi tenkidimizi ve kritiğimizi yapmamız lazım. Bu yıkımla bir daha karşılaşmamak için her türlü yasal tedbirin alınması, bunların denetlenmesi, olağanüstü hassasiyet gösterilmesi çok önemli.
“Madem ki büyük depremler bazı büyükşehirlerimizde olacak diye bekleniyor. O zaman öncelikle bu şehirlerin ve ülkenin depreme hazırlıklı olması gerekir. Hep İstanbul diyoruz ve bu bekleniyor. O zaman İstanbul’u buna hazırlıklı hale getirmek Türkiye’nin öncelikli projesi olmalı. Buna göre bütün kamu seferber olmalı. Bireyler kişiler herkes bunu öncelik almalı. Özel finans sistemleri de geliştirilebilir. Bu günlerde uzmanların televizyonlardaki konuşmaları da gerçekten aydınlatıcı. Dolayısıyla bu yönde adımlar atılmalı.”
(Zarar gören tarihi yapılar) “Her şehrin bir kimliği var. Hatay zaten insanlığın en eski yıllarından beri yerleşim merkezi olmuş bir yer. Bu bize bir miras. Dolayısıyla bu mirası depremle kaybetmemek gerekir. Bu kültürel iklimi muhakkak tekrar yerine getirmek gerek. Bu bilgiyle vizyonla olabilecek bir şey. Bazı ilim adamlarının çok güzel önerileri var. Prof.İlber Ortaylı onlardan biri. Okudum teklifini. Çok yüksek seviyeli bir komisyon kurmak gerekiyor Hatay’la ilgili özellikle. Bu komisyonun önerileri altında şehri yeniden yapmak ancak o iklimi geri getirir.”
(Demografi tartışmaları) “Bunlar tabi çok hassas konular. Yanlış anlamaya da hiç fırsat vermemek gerekir. Ama buraların demografik yapıları tabi ki çok önemli. Gerek Kahramanmaraş gerek Hatay’da insanlar şehirlerini bir kez terk edince ondan sonra eğer dönmezlerse bu da çok acı olur doğrusu. Onun için sadece binaları yapmakla dönmezler iklimi yani Maraş’ın Maraşlılığını Hatay’ın Hataylılığını tekrar geri geri getirecek seviyede, çok yüksek seviyeli çalışmalar yapmak gerekir. Umut ederim ki bunlar olur. Bir kez daha bütün acıları paylaşıyorum. Bütün Türkiye’ye geçmiş olsun.”