Kahramanmaraş’ı üst üste iki kez vuran depremin ardından bir yandan arama kurtarma çalışmaları kesintisiz devam ederken bir yandan da yaraların sarılmasına devam ediyor. Baykar Teknoloji Lideri ve T3 Vakfı, Can Sağlığı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, depremin ardından bölgeye giderek depremzedelerin ihtiyacına katkı sunmaya çalıştıklarını belirti.
Bölgede yapılacak olan 1000 kalıcı konut için bağışta bulunacaklarını söyleyen Bayraktar, Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularını yanıtladı.
Bayraktar şöyle konuştu:
“EKİPLERİMİZ BURADA GÖREV ALMAYA BAŞLADI”
İlk günden itibaren AFAD’la koordineli olarak milletimizin de gösterdiği gibi tam bir seferberlik halinde çalışmaya başladık. Ekiplerimiz 48 TIR malzemeyi bölgeye gönderdi. AFAD’ın istediği yerlere gönderildi. Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş. Burada ekiplerimiz görev almaya başladılar. 400 kadar gönüllü çalışma arkadaşımız sahada görev alıyor. Ben de ilave ekip arkadaşlarımla birlikte dün itibariyle Kahramanmaraş’a geldik. Bugün Elbistan’a geçtik. Şu anda Adıyaman çadırkentteyiz. Burada afetzedelerimizle hasbıhal ediyoruz.
“AFAD’LA KOORDİNASYON YOLUNA GİTTİK”
Geçici barınma şartlarının getirdiği her türlü yoksunluğu burada yaşıyorsunuz. Herkes şükrediyor ama bir taraftan da bu zorluğu hep birlikte yaşıyoruz. Gıda yardımı, kıyafet, eşyalar çok hızlı bir şekilde sağlandı. İnsansız hava araçlarımız afet koordinasyonlarında kullanılıyordu. İlk günden itibaren SİHA’larımız iki depremde, falekette de görev aldı. 30 Bayraktar TB2 ve 9 Akıncı görev almaya devam etti. Acil ihtiyaçları karşılamak için AFAD’la koordinasyon yoluna gittik. 2 bin kişilik konteyner kent inşasına başladık Kahramanmaraş’ta. Bunların başında görevlilerin bulunması gerekiyor. Bu gibi şeyler hemen bir günde olmuyor. Üniversite sınavlarına hazırlanan gençlerimizden tablet talep edenler oldu. Sınavla alakalı mağduriyet bölgesindeyiz, normal çalışma şartlarında olanlarla nasıl bir olabiliriz, diye soru soranlar oldu. Biz de Baykar olarak laptop, tabletleri hemen tedarik edeceğimizi söyledik. Burs programı zaten başlatmıştık.
“TRAVMADAN KURTULMAK İÇİN KALICI KONUT ŞART”
Kalıcı konut projesini ekip arkadaşlarımla önemli gördüm. İnsanlar ailelerini, yakın akrabalarını kaybettiler. Sahip oldukları bütün birikimler ellerinden gitti. On binlerce konut hasar gördü, yıkıldı. insanların psikolojisinin bu travmadan kurtulabilmesi için kalıcı konutlara, yuvaya ihtiyacı var. Yönetim kurulunda abim, annem ve ben bir seferberlik başlatacağımızı konuştuk. On binlerce konut yapılması gerekecek. Aynı şey bizlerin de başına gelebilirdi. Dünyanın öbür ucundan gelmiş insanlar var burada. Soğukta ve mağduriyet şartlarında yaraya merhem olabilmek için çalışıyorlar. Enkaz altından yaralıları kurtaran insanlarımız da böyle.
“TOPLUMSAL SEFERBERLİĞE İHTİYAÇ VAR”
Bizlerin de ellerindeki imkanların sonuna kadar kullanması gerekir diye düşündük. Devlet birimleriyle AFAD’la, bakanlıklarla konuştuk. ‘Siz nasıl uygun görüyorsunuz onu yaparız’ dedik. Şu anda nakdi bağış yapacağımız gözüküyor. En ağır hasar görmüş yerlerimizde Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş’a yapılmasını arzu ediyoruz. Burada aslolan böylesine seferberlik başlatmak. İnsanların konutlarına taşınmasıyla bu yara hemen kapanmayacak tabii. Bütün bu travma ancak toplumsal seferberlikle çözülebilir diye değerlendiriyorum. Bu yaranın en güzel şekilde kapanması gerekiyor. Bunun için de toplumsal seferberliğe ihtiyaç var. Benim gördüğüm kadarıyla ziyadesiyle seferberlik var.
“TOKİ’NİN İNŞAATLARINDA HASAR YOK”
Bizim uzmanlık alanlarımız yüksek teknoloji, robotik insansız hava sistemleri, uzay sistemleri. İnşaat sanayi bambaşka bir ekosistem. Konutların en güvenilir şekilde yapılması gerekiyor. TOKİ’nin inşaatlarında hasar yok. Bu konutlar dosdoğru inşa edildiğinde hiçbir can kaybı olmuyor. Dolayısıyla bu anlamda inşaat mühendislerimize, mimarlarımıza, özellikle böyle bir afetten sonra üretilecek projelerde daha titiz davranacağını değerlendiriyoruz. Yaraya çözüm olacak asıl unsurlardan bir tanesi kalıcı konutlar olduğunu değerlendiriyorum.
“HELİKOPTERLER ÇOK DAHA EFEKTİF”
Kısa dronelarla çok acil, çığ düşüp de dağda kalan dağcıya hızlı ilk yardım kiti gibi nakiller yapılabiliyor ama çok ağır bir şey taşımaya kalktığınızda helikopter dediğiniz hava araçları çok daha efektif. Bir enkaz çalışmasında uçan hava aracılığıyla kalktığınızda aslına bakarsanız dev bir hava aracından bahsediyorsunuz. Helikopterler ilk günün hava şartlarında uçamadı. Risk alınarak Bayraktar Akıncı uçurulabildi. Havada uçan cihazların emniyetli olması çok uzun süreçlerden geçirilerek yapılabiliyor. Dronelarla birçok çekim yapıldı. İHA’lar da yaptı. Her işi bu kadar hatta karmaşık bir işi yapabilen droneu şu gün itibariyle beklemek doğru değil.
“HERKESİ KONUT SEFERBERLİĞİNE DAVET EDİYORUM”
Tüm milletimize ve kurumlarımıza medeniyetimizin, kadim değerlerden aldığımız ilhamla bu konut seferberliğine katılmaya davet ediyorum. Bize bu travmanın da gösterdiği gibi bize ait olduğunu düşündüğümüz can da, mal da emanet geçici bir süre için verilmiş emanet, bir imtihan vesilesi ve sorumluluk yükleyen şeyler. Afette bütün işlerini bırakıp üzerine bir şey almadan canı pahasına insan kurtardıysa, burada müessese ve milletimize sorumluluk düşüyor bu yaranın kapanmasıyla alakalı. Zaten bunu da gördük. İnşallah devamı da gelir.