Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu yıl 65 yaş üstü dahil 83 bin 430 hacı adayının mukaddes topraklarda ağırlanacağını bildirdi.
Erbaş, toplumsal medya hesabından yapmış olduğu açıklamada, şunları kaydetti:
“Elhamdülillah Beytullah’tan milletimize merhaba gönderiyorum. Hamdolsun hac kontenjanında salgın öncesi duruma dönüldü. Dolayısıyla bu yıl 65 yaş üstü dahil, 83 bin 430 hacı adayımızı mukaddes topraklarda ağırlayacağız inşallah. Milletimize hayırlı, kutsal olsun.”
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Mekke’deki Türklerle bir araya geldi
Ayrıca, 2023 yılı Hac organizasyonu ile ilgili Suudi Arabistan’ı ziyaret eden Erbaş, umre ziyareti için Mekke’de bulunan Türk vatandaşları ile bir araya geldi.
Erbaş, burada yapmış olduğu konuşmada, Tanrı’ın, İslam nimetiyle insanlığı müşerref kıldığı yerde olduklarını belirtti. Erbaş, şunları söylemiş oldu:
“Hepimiz elbet bu İslam nimetinin şükrü, onu en güzel şekilde öğrenmek, yaşamak ve insanlığa tanıtmak kısaca bildiri etmek ve onu en güzel bir halde temsil etmek için buradayız. İbadetler daha iyi Müslüman olmayı elde eden vesileler ve vasıtalardır. Tüm umrecilerimizin ibadetlerinin kabul olmasını niyaz ediyorum. Kur’an-ı Kerim’in nazil olmaya başladığı bu topraklardaki her dakikamızın Peygamber Efendimizi hatırlayarak, coşku içinde geçirilmesi gerekiyor. O, Veda Hutbesi’nde öyleki güzel miraslar bıraktı ki, onları hatırlayalım. Arafat’a ziyarete gittiğimiz vakit, oralarda hem Peygamberimizin hem Hazreti İbrahim’in, Hazreti Adem’in, Hazreti İsmail’in, Hazreti Hacer validemizin hatıralarını yalnız hatırlayıp geçmeyelim, onları içselleştirelim. Bundan sonrasında son nefesimize kadar Hazreti İbrahim’in fedakarlığını, vefasını, Hazreti İsmail’in, Hazreti Hacer validemizin teslimiyetini, Hazreti Muhammed aleyhissalatü vesselam Efendimizin tüm insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için taşımış olduğu o vasıfları hatırlayalım ve onlarla vasıflanmaya çaba edelim.”
HAYATIMIZI KUR’AN-I KERİM’E GÖRE TANZİM ETMEK ZORUNDAYIZ”
Hz. Peygamber neyin mücadelesini verdiyse Müslümanların da onun mücadelesini vermesi icap ettiğini vurgulayan Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
“Küfre, şirke, sömürüye karşı iyi mi savaşım etti, yalana dolana, iftiraya, dedikoduya, gıybete karşı iyi mi uyarılarda bulunmuş oldu ise biz o uyarılara kulak verelim. Ilkin uyalım, sonrasında başkalarını da o kötülüklerden uzak tutmak için birer rehber olalım. Buradan dönerken fazlaca değişik bir halde döneceğiz inşallah. İslam’ı yaşama ve İslam’a çağrı etme noktasında umreye gelmeden öncekine bakılırsa daha tazelenmiş, daha yeni şeyler öğrenmiş ve bundan sonrasında Peygamber Efendimizin ümmeti olmaya daha layık bir halde yaşamaya söz vererek buradan gideceğiz.”
Cahiliye döneminde, kız evlatlarının diri diri gömüldüğü ve insanların pazarlarda köle olarak satıldığını anımsatan Erbaş, Hz. Peygamberin cahiliyeden asr-ı saadete geçilmesine vesile bulunduğunu, bir terbiye ve uygarlık inşa ettiğini dile getirdi.
“Burası, Peygamber Efendimizin şirkin kökünü kazıdığı, tevhidi duyuru etmiş olduğu yerdir” vurgusunu icra eden Erbaş, Hz. Peygamberin şirki ortadan kaldırdığına ve dünyayı birleştirme ile tanıştırdığına dikkati çekti.
Müslümanlar için Kur’an-ı Kerim ve sünnetin önemini belirten Erbaş, “Kur’an-ı Kerim’i okumasını bilmeyenler öğrenmeye niyet etsinler ve başlasınlar, okuyanlar anlamaya çalışsınlar. Kur’an-ı Kerim yaşanmak için gönderilen bir kitaptır, yaşam kitabımızdır. Hayatımızı Kur’an-ı Kerim’e bakılırsa düzenlemek zorundayız. İnşallah bu umre bunun için de bir dönüm noktası olacak. Bu mukaddes topraklar bugüne dek Kur’an’a yönelik bazı kusurlarımız, eksiklerimiz var ise onları da tamamlamaya yönelik söz verme yeridir, bunu da aklımızdan çıkarmayalım.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
Umrecilere burada geçirdikleri vakitlerini iyi değerlendirmeleri tavsiyesinde bulunan Başkan Erbaş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Ashab-ı Kiram’ın yurdundayız. Onların hayatlarını düşünelim. Hazreti Ebubekir’in sadakatini, Hazreti Ömer’in adaletini, Hazreti Osman’ın iffetini, cömertliğini, Hazreti Ali’nin ilmini, cesaretini, Hazreti Fatıma’nın, Hazreti Aişe validelerimizin, Hazreti Hatice, Hazreti Zeynep ve ötekiler, onların hayatlarını öğrenelim. Onlar benzer biçimde yaşamaya çaba edelim. Burası hayatımızda yeni bir sayfa açarak her türlü fena alışkanlıkları, omuzlarımıza yük olan tüm günahları bırakma yeridir. O günahları burada bırakalım ve tertemiz bir halde inşallah yurdumuza, yuvamıza dönelim. Peygamber Efendimizin yaşamış olduğu bu topraklar hepimiz için onun ahlakıyla, onun sünnetiyle donanma yeridir. Onun hadis-i şeriflerini daha iyi anlamaya çalışalım, daha iyi yaşamaya çalışalım.”
UMRE, ÖMRÜMÜZÜ İMAR ETMEK İÇİN BÜYÜK BİR FIRSATTIR”
Yaşam kelimesi ile umre ve bayındır kelimelerinin aynı kökten geldiğini bildiren Erbaş, şunları kaydetti:
“Umre, ömrümüzü bayındır etmek için büyük bir fırsattır. Buna dikkat edelim. Eğer umremiz ömrümüzü bayındır ediyorsa bu bizim için fazlaca büyük bir kazançtır. Zihnimizi, aklımızı Kur’an’ın hakikatleri ile bayındır etmeye çaba edelim. Kalbimizi Kur’an’ın nuruyla bayındır etmeye çalışalım. Tüm davranışlarımızı, ahlakımızı Kur’an’ın ilkeleriyle bayındır etmeye çaba edelim. İbadetler, ruhumuzu, bedenimizi Tanrı yolunda kullanmak için birer bayındır vasıtası. Ruhumuzu, kendimizi, nefsimizi bayındır edelim. Hayatımızı, davranışlarımızı yalnız burada değil, ömrümüz süresince devamlı gözden geçirelim. Ailemize, çevremize karşı sorumluluklarımızı gözden geçirelim. Hatalarımızı, eksiklerimizi gidermeye karar verelim. Tövbe istiğfar ile günahlarımızdan arınalım. Kendimize, akrabalarımıza, milletimize, devletimize, gençlerimize, Müslümanlara yakarma edelim. İnsanlığı Cenab-ı Hak iyiliğe, İslam’a yöneltsin diye yakarma edelim. Tüm insanlara yakarma edelim, onlar da kurtuluşa ulaşsınlar diye yakarma edelim.”
“BURADA KAZANDIĞIMIZ GÜZELLİKLERİ ASLA TERK ETMEYELİM”
Erbaş, dünyanın birçok yerinden binlerce Müslümanın mukaddes topraklarda bulunduğunu belirterek, “Biz diyoruz ki, ‘Müminler sadece kardeştir.’ ‘Hepiniz Tanrı’ın ipine sımsıkı sarılınız. Tefrikaya düşmeyiniz, ayrılıp bölünmeyiniz.’ Şuradaki birliğimiz, beraberliğimiz nede olsa ömrümüz süresince Müslümanlar olarak Kur’an’a, Peygamber Efendimizin sünnetine sarılarak birliğimizi ve beraberliğimizi devam ettirmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
Umrecilerden topluma güzel örnek olmalarını isteyen Erbaş, şu şekilde devam etti:
“Takva elbisesine bürünelim. Hayatımızı buna bakılırsa yaşamaya çalışalım. Buradan ailemize şefkat, acıma götürelim. Peygamber Efendimizin bu topraklarda yaşarken haiz olduğu o güzelliklere haiz olarak dönelim inşallah. Burada terk ettiğimiz dedikodu, kin, nefret, cimrilik, bencillik, haset, kibir benzer biçimde kalbimizi yoran, inşallah bu tarz şeyleri tekrar asla yaşamımıza yaklaştırmayalım. Burada kazandığımız güzellikleri asla terk etmeyelim. Bizim için en büyük kazanç bu olacaktır. Bu güzellikleri en güzel bir halde üzerimizde ömrümüzün sonuna kadar göstermeye çaba edelim. Umreniz hayırlı olsun, ibadetleriniz, ameliniz makbul olsun. Çocuklarınız, gençlerimiz sırat-ı müstakim suretiyle daim olsun. Akrabalarınızla, komşularınızla ilişkileriniz İslam ahlakı suretiyle olsun.”
Programda, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan ile Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mustafa Irmaklı da yer aldı.