Mardin’de yabancı plakalı cipe düzenlenen ve 5 Irak uyruklunun hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili adliye sevk edilen 5 zanlıdan 4’ü tutuklandı.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının Artuklu-Nusaybin kara yolu Yeniköy mevkisinde 5 kişinin yaşamını yitirdiği silahlı saldırıya ilişkin soruşturması sürüyor.
Irak plakalı cipteki Hındreen Abdullah Salih (39), Waheda Haedar Jasim (63), Abdullah Saleh Mustafa’nın (69) olay yeri, Chiman Shaheen Khalid (75) ve Ahmed Jalaladeen İbrahim’in de (45) tedavi gördüğü hastanede öldüğü saldırının ardından gözaltına alınan 6 zanlıdan 5’i adliyeye sevk edildi.
Savcılıktaki işlemleri sonrası tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan şüphelilerden F.A, A.K. ve M.Y. “gece vakti yağma, bir suçu gizlemek, başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme ve birden fazla kişi tarafından silahla yağma”, Ç.B. ise “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” suçundan tutuklandı, M.Ş. ise adli kontrol hükümlerince serbest bırakıldı.
Gözaltındaki bir zanlının jandarmadaki işlemleri devam ediyor.
İFADELER
Soruşturma kapsamında tutuklanan 4 zanlıdan A.K, hakimlikte verdiği ifadesinde, F.A’nın Irak’tan geldiğinde olayın olduğu gün bir arkadaşının evinde buluştuklarını ileri sürdü.
A.K. ifadesinde, şunları kaydetti:
“F.A. ve benim borçlarımız vardı. Irak’tan gelenleri soymaya karar verdik. Aracın şoförlüğünü yaptım. Rastgele siyah bir aracı takip ettik. F.A. camı indirerek, tekerleğin patlak olduğunu işaret etti. Maktüllerin bulunduğu araç durdu. Silahı ve mermileri olay günü F.A’ya ben teslim ettim. Araçta beklerken silah sesleri geldi. Dikiz aynasından baktığımda yerde yatan birini gördüm. F.A. bir çanta ve elbiseleri aldı. Kimsenin üstüne ve eşyasına dokunmadım. Yerde yatan iki erkeğe ait cesetleri yol kenarına çektim. Sabah eve giderken ailem arayarak, ‘baskın olduğunu’ söylediler. Daha sonra yakalandık.”
F.A. ise ifadesinde A.K’nın kendisini başka kişiler aracılığıyla sürekli tehdit ettiğini ve bugüne kadar tehditle 400 bin lira para gönderdiğini iddia etti.
A.K’nın Nusaybin’de iki defa tüp patlattığını ve kendi evinde de tüp patlatacağı yönünde tehdit ettiğini öne süren F.A, şöyle konuştu:
“A.K, oğlumun bulunduğu yerin konumunu atıyordu. Çocuklarıma zarar gelmemesi için tehditler ediyorlardı. Ben de para göndermek zorunda kalıyordum. A.K. bana silah ve mermi verdi, bir yere gidip geri geldi. Geldiğinde silahı kendisine verdim. Aydınlar tesislerinin orada beyaz bir araba vardı, arabanın peşine takıldık sonra yolda kaybedince geri döndük. Maktullerin bulunduğu siyah arabayı A.K. gösterdi. İlla siyah cipi soymamız gerektiğini söyledi. Araç çıktıktan sonra peşlerinden çıktık. A.K. bana araca işaret etmemi söyledi. Bende işaret edince durdu ve şoför indi. Şoförün yanına gittim, daha sonra A.K geldi. Önce şoföre sıktı, sonra sağ taraftan bir el içeri ateş etti. Daha sonra öbür taraflara dolandı. O korkuyla bana çantayı almamı söyledi. Ben de çantayı aldım. Arka koltuğa binmemi söyledi. Kendisi de cesetleri aradı. Sonra bana elbiseleri yolun kenarına atmamı ve bir köyün içinde çantayı atmamı söyledi. Köyün ismini bilmiyorum, içlerinden sadece 300 lira çıktı. Onu da kendisi aldı. Ben birşey almadım.”