Fulya Öztürk’ün moderatörlüğünde Gazeteciler Özay Şendir ve Abdulkadir Selvi soruyor, BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Next Sosyal’in genç yazılımcısı Mert Delibalta yanıtladı.
NEXT SOSYAL NEDİR?
İşte Bayraktar’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle;
NEXT Sosyal’ın beyin takımı var, Aykut Bey yapay zeka uzmanı ve Mert de TEKNOFEST’ten bir kardeşimiz. TEKNOFEST’ten yol arkadaşımız, dahi bir çocuk. 5. sınıfta mayınları bulan dron yapmaya çalışıyordu. 22 yıldır Aykut hem yakın dostumuz hem de yapay zeka ve data konusunda uzman bir isim. Mert, inanılmaz bir girişimci. Next Sosyal’in hızını arttırdı. TEKNOFEST’te şampiyonluk aldı iki kez. TEKNOFEST, bu kuşağın yetişmesine fırsat verdi.
TEKNOFEST, ilk düzenlediğimizde milletimiz yitik sevdasına kavuşmuş gibi adeta sarıldı, 500 bin kişi geldi, biz 100 binden fazla kimseyi beklemiyorduk. NEXT sosyal yıllardır düşündüğümüz projeydi. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı cemiyetini oluşturuyor ve moderasyonunu yapıyor. TEKNOFEST Girişimcilerinin kurduğu 2N Medya Teknoloji de teknik altyapısını yapıyor. Bir yandan da açık kaynaklı bir yolla gitti, böylece kurallar da şeffaf oldu, bugün yayınlandı kodları.
İnsanlığın faydasına geliştirdiği bir proje. Almanya menşeli olduğuna ilişkin bir algı yaratmaya çalıştılar. Bunun açık kaynaklı olduğunu duyurduk, bunun da bir cemiyeti olsun. Teknoloji geliştirenlere ve topluma mal olsun. Açık kaynaklı olduğu için herkes kullanabiliyor ve içini görebiliyor. Sosyal medyada tweet’ler atılıyor, toplumu birbirine düşürmek için mecralar var, karanlık hikayeler var, devlet başkanları sosyal medyadan atılıyor. Açık olunca herkes eşitleniyor.
Dijital tahakkümün yıkılmasını istiyoruz, cemiyete açık olmasını istiyoruz, herkes kullansın. Bazı eksiklikler ve alt yapısında eksiklikler vardı. Bugün de bu eksiklikler kapatılarak bugün yayımlandı.
Sabahlara kadar uğraşıldı, siber saldırılara maruz kaldık. Sabahlara kadar uğraşıldı.
NEDEN NEXT?
Biraz küresel olsun istedik, deneme geliştirme sürümü, isim önerilerine açığız. Dost ve kardeş ülkelerde anlamı olan bir isim, Kızılelma da öneriyle kaldı. Küresel anlamda sosyal medya için NEX denir, Türkiye için başka isim olabilir.
NEXT’E NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?
Dünyada 1932’de meşhur bir filozofun dediği gibi bir tablo ile karşı karşıyayız. Eski dünyaya yenisi doğmakta zorlanıyor, şimdi canavarların zamanı. Tam da buna benzer bir tablo var. İnsanoğlunun biriktirdiği tüm kuralların ihlal edildiğini görüyoruz, bütün yazılı kuralların, anlayışın, barışın, huzurun koruyacak her türlü müessesenin yıkıldığını görüyoruz. Devlet görevlilerin soykırım yaptığı yerde, bizim inancımız bize, bebeği öldür, annesini öldür, hayvanlarını öldür, bize Tanrımız emrediyor diyor. Bu soykırımı yaptığını devlet görevlilerinin gelecek nesillere büyük bir gururlar anlatacağını söyleyen bir inancı ve sistemi görüyoruz. Gazze’ye özel kuruluş olarak en büyük yardımı ettik. Bu nasıl bir çarpıklıktır, orman kanunla yaşayan ilk insan bile daha medeniydi, böyle yaşamıyordu. Düzenin alt üst olduğunu, dünyanın korkunç bir karanlığa sürüklendiğini görüyoruz. En iyi müesseselerden eğitim almış insanların bebeklerin savata nasıl öldürüleceğini söylediğini görüyoruz. Sosyal medya da bunun parçası. Bu soykırım tüm bu araçları kullanarak ve insanları manipüle ederek sürdürülüyor. Burası da dijital bir hegemonya. Bir anlamda emperyalizmi şekillendiren bir araç.
“X’İN ALTERNATİFİNİ İNŞA ETTİK”
X mecrasının geleceğine bakarsak toplumları birbirine düşürmek, kırdırmak, polarize etmek, insanları nefret ettirmek, fikri sabit haline getirmek için kuruldu. Bunu da başardı. Ülkeleri yıkacaksanız bunu başarı olarak görebilirsiniz. Bu bebekleri öldüremezseniz, bu deniliyorsa herkes her şeyi yapabilir demektir. Kimse emniyet içinde hissedemez, tüm dünya tehdit altında demek. Tüm müesseseleri inşa etmek lazım. X’te bunları eleştirdiğimizde hesabımızı kapatıyorlar, Türkiye’de kapayınca kıyamet kopuyor, ticaretim durdu diyorlar, post atamadık diyorlar. O zaman alternatifini inşa ediyoruz. Dünyayı inşa ederek buradan çıkacağız.
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar demiş İstiklal Marşı şairi. Elindeki teknik imkan, bilimsel kapasite ile yıkmaya gelmiş. Dünyayı inşaa etmedikçe eleştirseniz e bir şey ifade etmiyor. Minderi kuran, oyun kurucu kendi olduğunda ahlaken üstün bile olsanız ifade edecek zemin bırakmıyor size. Hakikat bir mecra bulamıyor haykırmaya. Dünyayı yıkıldığı yerden inşa etmek gerekiyor. Bunu medeniyetimizin adalet, iyilik ve merhamet değerlerinden ilham alarak medeniyetimizin güneş yüzlü çocukları yapacak. Bunları da önüne engel olmaya çalışacak. NEXT ile ilgili İHA’larda olduğu gibi içeriden eleştiriler geldi, dışarıdan beklerdik. Bu çocuklar, ülke bağımsız olsun milyarlarca ekonomini döndüğü bir sistemi inşa ettiğinde senin rahatsızlığın ne? SİHA üretildiğinde senin rahatsızlığın neydi, bir siyasi saik aynı ezberi tekrar ediyor, beni şaşırtmıyor, ben alışığım, onlar şaşırıyor.
“15 KİŞİLİK TEKNİK VE 30 KİŞİLİK GÖNÜLLÜ BİR EKİP”
15 kişilik teknik ve 30 kişilik gönüllü bir ekip. Bunu misyon edinmiş durumda insanlar. Kendi mecramız olsun istiyorlar. Ne gibi şeyler kural ihlali olsun diye çalışıyorlar.
MEVCUT SOSYALE MEDYA DÜZENİNE MEYDAN OKUMA MI?
Mevcut sosyal medya tekellerine başkaldırıdır. İçinden itiraz ettiğinizde işe yaramıyor, yeniden dünyayı inşa etmeden şansınız yok. Elinde sopa olan soykırımı da yapacak, kuralı da koyacak, ne kadar haklı olursanız olun sesinizi insanlara ulaştıramayacaksınız, insanlığın ihtiyacı olduğuna inanıyoruz, 37 ülke ile çalışıyoruz. SİHA’larla ilgili de bir çok eleştiri geldi, motoru yerli değil, kamerası dışarıdan, takoz koyanlar, siyasi saiklerle saldıranlar, sistematik bir şekilde devam edenler, sonra alkışlayanlar. Bugüne kadar bir kuruş hibe destek almadı. Bu gelirlerle uzay üzerine, Türkiye teknoloji Takımının tek fonlayıcısı, TEKNOFEST’in fonlayıcısı, kazandırdığı gelirlerle yapıyoruz, uzaya yatırım yapıyoruz, kendi jet motorumuzu yapıyoruz, Kızılemla, Bayraktar T, Bayraktar TB3. Bu da böyle bir hikaye. Bunlar milli güvenlikle ilgiliydi, bu da toplumun bekasıyla ilgili. Sosyal medya toplumu birbirine kırdırdı. En kötü küfürleri anneme yazıyorlar, şikayet ediyorum, bu bizim kurallarımıza uygun diyor. Tehdit var, en kötü küfür var. Başkasına yapıldığında kaldırıyorlar, ben hakkımı nerede savunacağım. Toplum ne yapacak? Herkes birbirini kessin, doğrusun, bunun için kurulmuş. Geçmişlerine bakın, istihbarat servislerinin psikolojik harekât için kurduğu bir mecra. Bu milli güvenlik problemi ve emperyalizmin kullanışlı bir aracı. Bu mecralara para veriyorsun, bir de üstüne küfür yiyorsun.
Benim kanaatim yüz yüze bakar gibi bir iletişim içinde olmak. Karanlık maskelerin arkasında herkes her şeyi söylüyor. Yüz yüze bakar gibi olmalı sosyal medyanın. Arkadaşlarla tartıştık, küfür olmalı mı dediler? Hayatın içinde o da var denildi, bence olmamalı, buna cemiyet karar vermeli, yüz yüze bakar gibi olmalı. Toplumun her kesimini davet ettik, bu siyasi bir mecranın da değil, bu yüzde Türkiye’nin sosyal medyası olsun.
ELON MUSK SATIN ALMAK İSTERSE SATAR MISINIZ?
Almak istemez, burası para kazandıran bir yer değil. Kardeş coğrafyaların e ticaret yapabildiğiniz, iletişim kurabildiğiniz, kendi kendini döndürecek bir mecra haline gelsin. Türkiye’yi, dost ve kardeş coğrafyaları kaldırsın, milyarlarca dolar dışarıya gideceğine içlerinde kalsın. Bunu elbette isteriz. Bu zaman alacaktır, para kazansın diye değil özgürlüğümüz elimizden alındığı için yaptık.
“SABAHLARA KADAR UYUMADIK”
Parayı en kıymetsiz şey olarak görüyorum. İnsanlar buna zamanlarını, emeklerini verdiler. Sabahlara kadar uyumadık. Evladımız gibi, rahmetli babamı da Sariyer Garipçe’nin kadınları bakmış, babaannemim iki çocuğu ölmüş, babam doğduğunda bu da ölür mü diye 40 gün bakmışlar. Babam yaşamış, hayatını memleketine adayan bir mühendis olarak adamış, 50 yaşından sonra dağa bayıra gitmiş, Gabar’a, Şırnak’a gitmiş. Ben de aynı şekilde Boston’dan Şırnak’a döndüm, Şırnak’ın en tehlikeli tugayına gittim, her gün şehit oluyor, bu örnekleri gördükten sonra normal hayatımıza devam edemeyiz, kanlı üniformasını ailesine veriyorsunuz. Bütün bu teknolojiyi geliştirirseniz zengin de olursunuz ama burada yara varken bu zenginlik ne ifade ederken. Bunlar bu ruhla yapıldı, şimdi de dijitalde yaptık. Dünyada bize İHA vermediler, ne zaman SİHA’mız oldu, terörün belini kırdık. Şimdi oralar huzurun, barışın olduğu hale dönüştü. Aynı ihtiyaç burada var, dünyayı yeniden inşaa etmezsek dünyayı korkunç bir karanlık esir alacak. Bu milletimiz için de böyle. Yarın orda soykırım oluyor, yarın bizim evlatlarımıza da olabilir.
DAHA GENİŞ BİR KİTLEYE ULAŞMAK İÇİN ATILACAK ADIMLAR?
Bayraktar: Eşim ilk defa kendi ismi ile sosyal medya hesabı açtı. Sosyal medya kadar kirlendi ki kimse bir kimlikle, kendi ismi ve cismi ile giremiyor. Ben de çekiniyorum, bir şey atıyorsunuz, küfür etmek için hazır kıta bekleyenler var. Eşim buraya ve bu ekibe çok güvendi, bu benim için çok önemli. Kadınlar da kendi ismi ile açmaya çekiniyor, anneme küfrediyor. Buranın kullanıcıları da moderasyonları da dikkat edeceklerdir. Bir kesim içim değil tüm kesimlere ait olması için kuruldu, sadece Türkiye’ye ait değil bütün dost ve gönül coğrafyayı kuşatacak şekilde bir tasarım var. Dileyen kendi cemiyeti ile sosyal medya da kurabilir. Müessesesi için kullanır, cemiyetinin üyeleri ile kullanır. Fikri ifade özgürlüğü olmadıktan sonra ilerlemesi mümkün değil. Adaletin sağlanması için fikrin özgürlüğü en önemli unsurlardan biri, eleştiri olacak elbette. Mecra olabildiğince az kuralla yönetilmeli ama kirlenmemeli. Birini taklit etme hiçbir mecrada izin verilmez, dezenformasyona dikkat edilmeli. Özgürlüğün tam manasıyla korunmalı bunun savunucusu olduğunu söyleyen Batı medeniyeti, soykırımı eleştirdiğiniz için hesabı askıya alıyor.
NEXT SOSYAL MUHALEFETE AÇIK MI?
Tümüyle herkese açık, muhalif insanlara linçlenmeye çalışıldığını ve küfür edilmeye çalışıldığını gördük, o paylaşımlar kaldırıldı. Linçlenme üzerine çalışıyoruz, küfürlü ve ağır hakaretlerle insanların saldırması linçe girer diye düşüyorum. Bir parti temsilcisinin, belediye meclis üyesinin sizin şeyinizi kullanıyor diye şikayet ediyor, derdi akamete uğratmak ve yıkmak. Gel, kendin inşa et, sen yap, yapıyor musun? Senin bebeğini öldürmeye kalktığında sesini çıkarabilecek misin? Tüm hikayeleri yıkmak üzerine, 20 yıldır saldırıyorlar. Bebekler öldürüyor senin projen ne? Yaptığı iş manipülasyon yapmak, iftira atmak. Oturduğu yerden karalamak. Böyle kazanamazsın, bu kuşağı da kazanamazsın.
ÖZGÜR ÖZEL’İ DAVET ETTİK
Özgür Özel’i platformumuza davet eden bir mektup yolladık, tüm siyasi partilere çağrı yolladık, tüm STK, oluşum, müesseslere ve cemiyetlere davet yolladık. X davet yolladı mı bilmiyorum. Baykar’ı da ziyaret etmek istese kapımızı sonuna kadar açık, niye olmazsın. Baykar’ın içinde ayrım yok, her türlü siyasi görüşten, mezhepten, hayat görüşünden insan girebilir ama yalan giremez. Bu işleri yalan, iftira ve karalama ile inşa edemezsin. İnsanların emeğine kara çalarak ikna edemezsin.
Ben alışığım eleştirilere ama gençler üzülüyor. Bütün bunlar bir varoluş ve savaşın bir parçası olarak görüyorum. Hem milletimiz hem de medeniyetimiz adına. O beni kamçılıyor ve motive ediyor. Dibimizde soykırım oluyor, bunu değiştirmek için bir şey yapmak istiyorum. Benim de çocuğum var, bu görüntülere yürek dağılır mı.
YERLİ INSTAGRAM VE WHATSAPP OLUR MU?
Bayraktar: Arkadaşlarımız bir buçuk senedir ciddi çalışma ve tasarımlar yaptılar. İçinde Instagram modeline benzer, özgün bir tasarım da uygulayacaklar. Geliştirme yapıyorlar, hızlı büyüyor, ona da yetişmeye çalışıyorlar. Mecranın kuralları da cemiyetin katılması ile olacaktır.
Bazen rap dinliyorum, Gassal filminin müziklerini, klasik müzik, arabesk müzik de dinliyorum. Rap müzik olarak Nefret Haykırışı dinliyorum. Voleybol oynuyorum, Müslüm Gürsel ve Murat Göğebakan’ın filmini izledim.
“KUMARLA DEĞİL YÜKSEK TEKNOLOJİ İLE ANILMASINI İSTİYORUZ”
Kardeş vatanda yüzbinler katıldı. Rahmetli babam da Kıbrıs meselesine çok önem verirdi, inşallah oradan ASELSAN, ROKETSAN’da yatırım yaptı, biz de orada ARGE merkezi yapacağız, oranın kumarla değil yüksek teknoloji ile anılan bir ada haline gelmesi açısında ve Doğu Akdeniz’deki barış açısından önemli görüyorum.
TEKNOFEST VE TEKNOFEST MAVİ VATAN’DA SÜRPRİZ YARIŞMALAR
TEKNOFEST’i İstanbul’da 17-21 eylülde devam edecek. Atatürk Havalimanında olacak, 57 kategorimiz yarışmamız var, buna 12 yeni kategori daha eklendi. 5G üzerine, geleceğin sürdürülebilir şehirler, mesleki yetenek, onkoloji üzerine yarışma yarışmalar var. 48 adet devam eden yarışmalar var. Güvenli uydu yarışmaları var, büyük dil model yarışması, ROKETSAN’ın su altı roket yarışması yarışmaları var. Bunlar ilk ke bu yıl TEKNOFEST Mavi Vatan dediğimiz Deniz Kuvvetleri ile beraber düzenlenecek, orada sürprizlerimiz var. Tuzla’da İstanbul Tersanesinde 30 Ağustos tarihinde TCG Anadolu olacak. Zafer bayramının kutlanması açısından anlamlı buluyorum, teknolojik bağımsızlığımızı ifade ediyor. Kültür ve Medeniyet Vakfının düzenlediği mimari ve görsel tasarım yarışması var, uluslararası çocuk bilim yarışması var, yapay zeka destekli adres çözümleme Hepsi Burada tarafından düzenleniyor. Nükleer enerji yarışması var, varoluşsal bir meseleye haline geliyor uluslar için. Bütün bu yüksek teknoloji, bilişim, yapay zeka destekli işlem gücü ancak temiz ve ucuz enerji ile mümkün. İklim krizi açısından en temiz opsiyon. Ülkemizde milli olarak çalışmaların yapılması için bu jenerasyonun yetişmesini önemli görüyorum, büyük ödüllü, 30 milyona kadar ödülü var, yurt dışı katılım da bu yarışmada var.
SRAİL’İN TÜRKİYE VE KKTC’DEKİ PLANI NEDİR?
En büyük tehdit kendi milli değerlerimizi ve ne pahasına bu topraklarda var olduğumuzu ve milli şuurumuzu, tarihimizi unutmamamızla ilgili olur. Mücadele ettikçe, öz benliğimizi yitirmedikçe asırlardır hür yaşamış bir medeniyet ve milletin çocuklarıyız. En önemlisi yetiştirdiğimiz nesillerdir. Onlar dejenerasyona maruz kalacaklarsa, milli bilinç ve öz benliklerine sahip çıkmazlarsa endişe etmeye dair bir tehdit olarak görürüm. TEKNOFEST gençliği ile beraber dosdoğru bir şekilde insanlığın ve medeniyetin faydasına çalışmaya gayret gösterdikçe herhangi bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. İnsanlık açısında hiç iç açıcı şeyler yaşanmıyor. Her türlü dış tehdide karşı uyanık olacağız. Medeniyet yürüyüşümüzden alıkoymayacak. Teknolojide, kültürde, diplomaside bütünlüğü korumak en büyük güvencedir.
Türkiye tam bağımsız savunma sanayi ile 20 yılda çok büyük yol aldı. Dünyaya damgasını vuracak eserler geliştirdi, İHA’lar ve İHA’ları teknolojileri bağımsız bir şekilde geliştiren kabiliyete kavuştu. Tüm dünyanın dikkatini çekti, dost ülkelerle bu kabiliyeti paylaştı, Türkiye SİHA pazarının yüzde 36’sını elinde bulunduruyor. Bunlar elbette birini rahatsız edecektir, asıl olan mücadelenin kendisidir. Müttefiklik ilişkilerini de geliştiriyor, Azerbaycan’da olanı düşünün, Karabağ’ın azat edilmesinde önemli rol oynadı.
TEKNOFEST’in en büyük başarısı bir özgüven devrimi olmasıdır. Bizim nesillerimiz için acabaydı, dünyanın en büyük İHA şirketidir Baykar, büyük dronlarda. SİHA ihracat pazarında yüzde 65 Türkiye’nin yüzde 60’ı Baykar’ındır, gelirlerinin yüzde 90’ı ihracattır.
“UZAYA KAPIMIZ VAR”
SİHA’lardan elde ettiklerimizle uzay ve teknoloji yatırımları yapıyoruz. Batı’nın göklerinin güvenliğini SİHA’larımız sağlıyor olacak. Havacılığın doruğunda olan bir ülkeyiz, Avrupa’dan da çok ileri bir şekilde bu alanda ilerliyoruz. Yakın yörünge uydular ı uzaya götürecek roketlerin yapılması ve beraberinde fırlatma sistemini inşa ediyoruz. Somali’den 30 kmlik bir alanı tahsis aldı Türkiye Uzak Ajansı. Bizim uzaya kapımız var ve dünyada çok az ülke var. Okyanus kenarında olması gerekiyor. Uzaya uydu fırlatma sistemi yoktu, bunun üzerine de çalışıyoruz. Kredi, destek be kamu kaynağı olmadan ihracat gelirlerimiz ile yapıyoruz. Küresel Konumlama Sistemini inşa etmeyi planlıyoruz. En önemli kaynak nesiller, binlerce roketci yetiştirdik, böylece Tayfun Füzesini, hipersonik füzeler geliştirildi. İnsan gücü olmasa olmazdı. Güvencemiz yeni nesiller.
SAVAŞ UÇAĞI MOTORLARINI DA ÜRETECEĞİZ
Yerli ve milli savaş uçaklarının motorlarını üretmek istiyoruz. Tek bağımlı olduğumuz konu jet motorlarıdır. Kendi Akıncı için motora üreticilerin hızı yetişmiyor, ambargolar oluyor. Kızılelma için motor yapıyoruz, daha gelişmiş bir varyantı, motor teknoloji ile ilgili yatırım ve kabiliyet var. Akıncı, Bayraktar TB3, Bayraktar TB2, Kızılelma ile ilgili küresel barış ve huzurla ile dünyayı daha emniyetli bir hale sokmak için böyle bir çabamız mevcut. Ülkemizin ve halkların menfaati adına, dünyanın barışı ve güvenliği adına Leonardo ile işbirliğine gidildi. Ülkemizin milli havacılığı açısından da önemli olduğuna inanıyorum. Türkiye jet motorlarında Gökbey için yaptı, bunu Akıncı’nın büyük modeline takabiliyoruz, Türkiye’de motor teknolojisi var, piston motoru var, jet motoru yeni geldi. Jet motorun belli bir süreci var, birkaç sene çalışmanız gerekiyor.
KIZILELMA SERİ ÜRETİME GEÇTİ, GELECEK YIL ENVANTERE GİRECEK
Ben gençken Türkiye’nin tasarladığı bir adet uçağı bile yoktu. Şu an dünyanın İHA seri üretimini alan ilk ülkeyiz biz. Dünya pazarının yüzde 65’ine sahibiz, Yüzde 60’ı Baykar’ın, bütün dünya nasıl yaptınız diye soruyorlar. Büyük bir inanç, azim, gayret ve düstur üzerine oldu. Kızılelma seri üretime geçti, inşallah envantere girecek. Şu an 6. Kızılelma bantta. Sürekli, üretiyor bir yandan da geliştiriyoruz. Karmaşık bir uçak. Her şeyi Türkiye’de yapılıyor. Kızılelma seri üretime geçen ilk uçak, Bayraktar TB3 de dünyada ilk kez kısa pistlerden inip kalkan uçak oldu. ABD ve İsrail’den önce yaptık, orda da yarış vardı.
NEXT SOSYAL’İN GENÇ YAZILIMCISI MERT DELİBALTA: DÜNYANIN HEMEN HEMEN HER YERİNDEN SALDIRIYA UĞRADIK
Next’in genç yazılımcısı Mert Delibalta ise “Muş ilinde bulunuyorduk, terör olayları beni derinden sarsmıştı ve fazlaydı. Mayına basıp şehit olan askerlerimiz beni duygulandırmıştı. Buna çözüm ararken böyle bir dron geliştirmiştim. T3 Vakıfı teknoloji atölyeleri yeni kuruluyordu, Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bu haberi görmüş beni teknoloji atölyeleri sınavına davet etmişti. Yeterli skor almıştım. Girişimci Öğrenci Mert Delibalta: Sebebini bilmiyoruz ama dünyanın hemen hemen her yerinden saldırıya uğradık. Yaklaşık 600 milyon istekli saldırıya kaldık, 20 dakika kapalı kaldık bu sürede. Eleştirileri yolladılar, siyasi parti temsilcisi, gayet güzel eleştirmişler, ilk görünce garipsedim, üzüldüm, bu ülkenin gelişmesi için bir şeyler yapıyoruz, yanlış bir şey mi yapıyoruz diye düşündüm. Diğer yandan da reklam oluyor diye düşündüm. Şu an 650 bini geçtik. ” diye konuştu.
NEXT NASIL BİR PERFORMANSA SAHİP, GÜVENLİ Mİ?
T3 Vakfı Kurucusu Mütevelli Heyeti Üyesi Aykut Fırat da “Bu tür sistemlerin en büyük sorunu neyi nasıl gösterdiğinin bilinmemesi, yankı odaları oluşturuyorlar ve uç fikirlere insanları yöneltebiliyorsunuz. Açık kaynaklı olması bakın böyle işliyor diyoruz. Prensibimiz böyle olmasına rağmen bizi Mastodon’a şikayet etmeleri, biz de bugün yayımladık” diye konuştu.