İş arayanlar, işlerinde çok uzun süre kalmadan bir şirketten diğerine geçerek düzenli olarak şirket değiştirirler. Amerika Birleşik Devletleri’nde bu fenomen öyledir ki, hızlı bırakma kavramına yol açmıştır.
Çabuk ayrılma terimi, önceki birçok kişinin yaptığı gibi tüm kariyerlerini aynı şirkette geçirmek konusunda isteksiz olan çalışanları tanımlamak için kullanılır. Çimlerin başka yerlerde daha yeşil olup olmadığını görmeden önce en fazla bir yıl kalırlar. Bu terim, işyerinde asgari düzeyde çalışmayı içeren – sadece sözleşmenizde yazanları ve daha fazlasını değil – sessizce bırakma kavramıyla karıştırılmamalıdır.
Çabuk pes edenler her zaman hareket halindeyse, bu kesinlikle sessizce pes etme tuzağından kaçınmak içindir. İş yerinde sıkılmaktan ve sıkılmaktan, çok az iş yapılan veya hiç yapılmayan tekrarlanan dönemlerin neden olduğu bir bitkinlik biçimi ve ödül vermeyen mesleki görevlerin birikmesinden korkarlar.
2010’da İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, işte canı sıkılan çalışanların kalp problemlerine yakalanma olasılığı iki ila üç kat daha fazla olduğundan, bilimsel çalışmalar onları haklı çıkarıyor.
Boreout sendromu tıp ve iş hukuku tarafından tanınmaktan hâlâ biraz uzak olsa da, Covid-19 salgını profesyonel anlam arayışını yeniden canlandırdı. Audencia ve Jobs That Make Sense tarafından 2022’de yapılan bir ankete göre, o kadar ki, artık çalışanların yüzde 92’si için büyük bir endişe kaynağı. Ama tam olarak neyi hedefliyorlar? Ekolojik ve/veya sosyal geçişin zorluklarına katkıda bulunmak için (yüzde 57), ya da sadece yararlı hissetmek için (yüzde 53).
Anlam arayışındaki çalışanlar, özellikle de genç olanlar, kişisel ve profesyonel özlemlerini karşılamak için birçok kez iş değiştirmekten artık çekinmiyorlar. Bu eğilim, LinkedIn’in “Ekonomik Grafiği”ne göre, kısa vadeli görev süresinin (bir yıldan önce biten işlerin sayısı) 2022’de arttığı ABD’de özellikle belirgindir.
Kıdemsiz çalışanlar, tıpkı yöneticiler gibi, ABD’den çabuk ayrılanların saflarını şişiriyor. Yöneticiler, pandemi sırasında önemli zorluklarla karşı karşıya kaldılar, bu nedenle, terfi ettikleri pozisyon hayal ettikleri gibi olmazsa gemiyi hemen atlarlar.
Davranıştaki bu değişiklik, işten atlamayı profesyonel istikrar veya şirket sadakati eksikliği olarak gören işe alım görevlileri ve yöneticiler arasında soru işaretleri uyandırıyor.
Çabuk pes edenlerin, özellikle de Z kuşağı olmaları halinde, hemen göz ardı ettikleri eleştiriler. İkincisi, kariyer gelişimleri konusunda daha rahat bir görüşe sahiptir. Bir “kariyer planı” fikri onlara pek hitap etmiyor ve farklı şirketlerde kısa dönemler geçirmekte bir sakınca görmüyorlar. Hatta özgeçmişlerini süsleyen sözde çılgın yetenekler gibi bu deneyim çokluğunun bir güç olduğunu iddia ediyorlar.
İLGİLİ HİKAYE
‘Öfke uygulamak’ yeni ‘sessizce bırakmak’ mı?