“Oberammergau ile çok sorun yaşıyoruz çünkü genç nesil yeni bir oyun oynamayı seviyor ve eski nesil devam ediyor. [to] eski tutkular oynar” diyor Stückl. “Turist operatörlerinin çoğu, ‘hayır, 10 yıl önce aynı şeyi yapmak zorundasın, çünkü seyircim aynı oyunu izlemeyi seviyor’ diyor.”
Zamanla hareket etmek
Ancak, geri itmelere rağmen, evrim gerçekleşti. Yıllar boyunca VIP misafirler arasında, ne yazık ki büyük bir hayran olan Hitler de var. Bu nedenle, Stückl, materyalin potansiyel olarak Yahudi karşıtı okumalarının ezildiğinden emin olmanın önemli olduğunu hissetti. Bunu akılda tutarak, yapılan değişiklikler arasında, son akşam yemeği sırasında masaya konan bir menora eklenmesi yer alırken, bir noktada İsa, Tevrat’ı izleyicilere uzatıyor – hepsi de İsa’nın Yahudi olduğunu vurgulamak için.
Mayet, İsa tasvirinin de zamana uygun olduğunu umuyor. Tıpkı oyunun başladığı zamanki gibi, dünya kargaşa içinde. Passion Play’deki İsa’nın duyulması için bağırması gerekiyorsa, öyle olsun.
“Söylediklerine çok güvenen bir İsa’ya sahip olmak istiyoruz” diyor. “Yani çok gürültülü ve bağıran biri. Son 12 yılda çok şey değişti. Tamamen farklı bir dünya durumumuz var. Zenginler daha da zenginleşiyor ve fakirler daha da fakirleşiyor. Ve son iki yılda Covid’e yakalandık. 2015’te ve daha sonra bu yıl Avrupa’da mülteci krizi yaşadık. Bu nedenle, İsa’nın tekrar daha yüksek sesle konuşmasına derin bir ihtiyaç var.”
On yılda bir nadir görülen bu oyunun hem inananlar hem de destansı bir gösteriyi takdir edenler için bir hac haline gelmesi anlaşılabilir. İzleyiciler olarak tutkuyu görmeyi seviyoruz, ama belki daha da fazlası, aile hikayelerine çekiliyoruz. Oyuncular arasındaki fiziksel soyağacı benzerliklerini görsel olarak izlemek kolay olsa da, Oberammergau tutku oyunu aynı zamanda “seçilmiş aile”nin – biyolojik olarak akraba olmamasına rağmen birbirlerine derin sevgi ve desteği paylaşan bir grup insanın hikayesidir. Yerel sakin ve oyuncu Otto Huber (yaşı sorulduğunda gülerek “Bana 75 yaşında olduğumu söylüyorlar” diyor), açıkladığı gibi, onu her yıl katılmaya devam ettiren bu faktör – bu, devam edecek bir şey. elinden geldiğince.