Karşılaştığımızda, hem son derece havalı hem de son derece soğuk olan kıyafetindeki o rahat hava: eski bir tişört, Brain Dead’den denim kargolar, Salomon spor ayakkabılar, Tenerife’den satın aldığı Meryem ve İsa’nın altın kolyesi, ve şimdiye kadar gördüğüm en çılgın Oakley güneş gözlüklerinden bazıları. Boyu ve gür, uzun saçları ve cımbızla herhangi bir temastan kaçınmış gibi görünen kıskanılacak kaşları ile biraz muhteşem bir varlığı var. Genel bir varlık duygusu taşıyor, mesela, birisi. Ama Washington Square Park’tayız, bu yüzden kimse ona ikinci bir bakış bile atmıyor, civarda daha belirgin karakterler olduğu için ya da yerel biri olduğu için okuldan mezun olduğundan beri temelde burada yaşamış.
Belki de bu kolaylığın bir kısmı bir evliliğe yerleşmekle gelir. Yüzük parmağına ince bir bant takıyor. Foley ve Thom Browne’da yönetici olan kocası Matthew Foley, birkaç yıl önce ortak bir arkadaş tarafından kuruldu. “Arkadaşım Nick’e ‘Bir sürü insan tanıyorsun, benim için kim var?’ dedim. Ve neyse ki işe yaradı, ”diyor Pace. Foley’i tarif ederken gülünç derecede sevimli. “Evlilik hakkında söyleyeceğim şey, bir zamanlar bana en tuhaf arkadaşınla bitmeyen bir pijama partisi olarak tanımlandı. Deneyimlerimize göre, bu kesinlikle doğru” diyor. “Birini bulduysan, etrafında tuhaf olabilirsin, sıkı tutun.” Bir çocuk ya da belki bir çift gelecekte olabilir: “Çocuk sahibi olmayı çok isterim. Bence etrafta koşuşturan küçük çocuklardan daha iyi bir şey yok” diyor.
Ailesiyle de arası çok iyidir. Oklahoma’da doğdu. O gençken ailesi, babasının işi için Orta Doğu’ya taşındı. Orada geçirdiği zamanın parçalarını hatırlıyor: balıkçıların evlerinden sahilde ağları çözmelerini izlemek, anaokulunda birinin kazdığı bir ağaç köküyle ip atlama oynamak. Lise yılları, ebeveynleri, erkek ve kız kardeşleri, eşleri ve çocuklarının hala yaşadığı Teksas’ta geçti.