On yıldan biraz daha uzun bir süre önce, DEI, her biri diğer toplumsal değerlere göre tartılması ve değerlendirilmesi gereken üç fikrin bir araya gelmesinden oluşan gizemli bir kısaltmaydı. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık terimleri henüz tekil olarak, her şeyi kapsayan, müzakere edilemez bir ahlaki zorunluluk olarak kullanılmıyordu. Ulusal hayatın her yönü üzerinde kaba saba davranan bürokratik bir ezici güce dönüşmemişlerdi.
