Donald Trump’ın 2020 başkanlık seçimlerini bozma planı göz önüne alındığında, Ulusal Görüş Araştırma Merkezi tarafınca kısa sürede meydana getirilen bir anketin, Amerikalıların yüzde 52’sinin demokrasimizin ciddi bir belada olduğuna inandığını ortaya koyması şaşırtıcı değil. Şüphecilikleri içinde, eyalet yasama meclisini denetim eden parti, eyaletin kurultay ve eyalet yasama bölgelerini gelecekteki seçimlerde kendilerine mühim avantajlar sağlayacak şekilde çizdiğinde, kurultay düzenlemesini içeriyor.
İnanması güç olsa da, hususi, yeni bir istatistiksel çözümleme, eyalet düzeyindeki reformların, büyük verilerin ve eyalet mahkemesi kararlarının, gerrymandering’in son üç seçimde Kurultay’nin partizan yapısı üstündeki hakimiyetini sona erdirdiğini gösteriyor. Daha azca şaşırtıcı bir halde, Yüksek Mahkeme radikalleri istediklerini yaparlarsa kükreyerek geri gelebilir.
On senelik nüfus sayımının arkasından, eyalet yasama meclisleri eyaletlerinin kurultay bölgelerini tekrardan çizer. Partizanların ülke çapındaki tesirinin rahat bir testi var: Taraflardan herhangi birinin Temsilciler Meclisi’ndeki koltukları, bu seçimlerdeki halk oylamasındaki payından mühim seviyede daha mı büyük? On senelerdir, gerrymandering sebebiyle yanıt çoğu zaman evetti.
Mesela, 1990 nüfus sayımını takiben Demokratlar, GOP tarafınca altı eyalet yasama meclisine karşı 29 eyalet yasama meclisinde tekrardan sınırlandırmayı denetim etti. (Geri kalanlar bölündü.) 1992’de Demokratlar, Meclis yarışlarında iki partili ulusal oyların yüzde 54’ünü kazanmıştır. Kurultay bölge sınırlarının her iki tarafın da haksız bir avantaja haiz olmadığı bir dünyada, bu oylama Meclis’te ortalama 235 Demokrat sandalyeye (435 üyenin yüzde 54’ü) dönüşmelidir. Bunun yerine gerrymandering, Demokratların 258 iskemle kazanmasına destek oldu.
Benzer şekilde, 2010 nüfus sayımını takiben, Demokratlar için 15 eyalete kıyasla GOP eyalet yasama organları 27 eyalette tekrardan sınırlandırmaya hakim oldu. 2012 Meclis seçimlerinde Demokratlar ülke çapında meydana getirilen oylamada GOP’u azca farkla geride bıraktı. Gene de, bu seçimlerde Cumhuriyetçiler Demokratların 201’inde 234 iskemle talep ettiler. Bu, gerrymandering için olağan bir işti.
Kutuplaşmış politikamıza karşın, gerrymandering kurultay yarışlarının sonucunda daha azca problem haline geldi. Son üç kurultay seçiminde gerrymandering her iki taraf için de mühim bir avantaj sağlamadı. 2020 nüfus sayımının arkasından, Demokratlar için 19’a kıyasla Cumhuriyetçiler 29 eyalet yasama meclisini denetim ediyordu. Gene de gerrymandering’in son 2022 ara imtihanlarının neticeleri üstünde hiçbir tesiri olmadı: GOP House adayları ulusal oyların yüzde 51,4’ünü alırken Demokratları yüzde 48,6 destekledi ve Cumhuriyetçiler 221 iskemle yada yüzde 51, Demokratların 213 yarıştaki zaferleri yada yüzde 49’unu kazanmıştır.
2020 Meclis seçimlerinde, Meclis için meydana getirilen ulusal oylamanın Demokratlar için yüzde 51,6’yı Cumhuriyetçiler için yüzde 48,4’e böldüğü ve Demokratların 222 Meclis sandalyesi yada yüzde 51,2 kazanılmış olduğu, Cumhuriyetçilerin 212 iskemle yada koltukların yüzde 48,8’i olduğu 2020 Meclis seçimlerinde de öykü aynıydı. Demokrasi, Demokratların oyların yüzde 54,6’sını alıp 235 iskemle yada Meclis sandalyelerinin yüzde 54’ünü kazanılmış olduğu 2018’de, Cumhuriyetçilerin oyların yüzde 45,4’ü ve 199 iskemle yada Meclis’in yüzde 45,8’i ile karşılaştırıldığında galip geldi.
Gerrymandering, Kurultay’nin parti yapısını çarpıtma enerjisini iyi mi yitirdi? Yanıtın bir kısmı, 10 eyaletin yeni bölge sınırları çizme yetkisini eyalet yasa koyucularından bağımsız, siyasal olmayan komisyonlara kaydırarak gerrymanderingi sona erdirdiğidir. Bu partizan olmayan komisyonlar şu anda altı mavi eyalette (California, Colorado, Hawaii, New Jersey, Virginia ve Washington), iki kırmızı eyalette (Montana ve Idaho) ve iki mor hareketli eyalette (Arizona ve Michigan) yürürlükte. Toplamda, Temsilciler Meclisi’nin 110 sandalyesini yada yüzde 28’ini oluşturuyorlar.
Sadece öteki 40 eyaletteki çoğunluk partileri, tekrardan sınırlandırmaya siyasal bir fırsat olarak yaklaşmaya devam ediyor ve büyük veri çağlarında başarı göstermiş gerrymandering için kaynaklar asla bu kadar büyük olmamıştı. Her iki taraf da, her yetişkinin yaşı, cinsiyeti, geliri, ırkı, eğitimi, mesleği, parti kaydı ve geçmiş oy kullanma geçmişi dahil olmak suretiyle oy verme davranışını anlamak için gerekseme duydukları tüm detayları içeren veritabanlarına erişebilir. House bölgelerini bir tarafın mühim avantajına çekmek için bu verileri coğrafya tabanlı yazılıma uygulamak basittir.
İronik bir halde, büyük verinin bu şekilde kullanılması, veri ve yazılımı hepimiz satın alabildiği için ulusal çapta gerrymandering etkinliğinin azalmasına katkıda bulunmuştur. Bu yüzden, mesela 2022 seçimleri için Teksas’taki Cumhuriyetçilerin üstünlüğü, Connecticut’ta Demokratların üstünlüğü ile esasen dengelendi. Ve bir eyalette bir parti seçim oyun alanını değiştirebilmek için büyük veri analizini kullandığında, öteki taraf ve ilgili dış gruplar aynı analizi mahkemede rakiplerinin planlarına itiraz etmek için kullanabilir.
Netice, partizan gerrymandering ile ilgili bir takım dava oldu. 2021/2022 tekrardan bölgelendirme döngüsü, 33 eyalette tavsiye edilen yeni bölge sınırlarına hücum eden bu tür 100’den fazla davaya yol açtı ve bunların bir çok galip geldi. Cumhuriyetçi yasama meclislerine haiz iki eyalet olan Şimal Carolina ve Pennsylvania’da tavsiye edilen gerrymander’ları bozan başarı göstermiş davalar olmasaydı, GOP, 2022 halk oylamasındaki düşük marjlarına bakılmaksızın bugün Meclis çoğunluğuna haiz olacaktı. Ve Demokratların New York’u tekrardan sınırlandırma planına karşı başarı göstermiş bir dava açılmasaydı, bugün Meclis’teki Cumhuriyetçi marj beş yerine bir iskemle olabilirdi.
Bu zorlukların bir çok eyalet mahkemelerinde yaşanıyor bundan dolayı Yüksek Mahkeme bir çok gerrymandering oyununa fiilen yeşil ışık yaktı. 2019’da, en korkulu gerrymander partizanlarının hala federal mahkemelerin yetkisinin ötesinde kalan “siyasal meseleler” olduğuna karar verdi. Eşit Koruma Maddesi ve bir şahıs/bir oy doktrini uyarınca, eyalet yasama organlarının ırkı tekrardan sınırlandırmada baskın unsur olarak kullanımı yasaklandığından, bu karar federal mahkemelerde gerrymandering’e yönelik itirazları ırksal gerrymandering davalarıyla sınırlandırıyor. Sadece Yüksek Mahkeme kısa süre ilkin bu korumayı da sorguladı: Geçen Şubat ayında, alt federal mahkemelerin yasa dışı bir ırksal gerrymander olduğu yönündeki kararlarına karşın, Alabama’nın Kasım seçimleri için tekrardan sınırlandırma planı kullanabileceğine karar verdiler.
Bu, Şimal Karolina, Pensilvanya ve New York’u içeren son davalarda olduğu şeklinde, eyalet anayasalarının hükümleri uyarınca korkulu partizan yada ırksal gerrymanderinge meydan okumak için neredeyse tek umar olarak eyalet yüksek mahkemelerini bırakıyor. Fakat o yol bile hücum altında. Yüksek Mahkeme, Şimal Karolina milletvekillerinin, eyalet mahkemelerinin herhangi bir tekrardan sınırlandırma davasını araştırma yetkisine haiz olmadığı yönündeki iddiasını değerlendiriyor.
Argümanları, eyalet anayasaları ne olursa olsun eyalet yasama meclislerinin eyaletlerinde federal seçimlerin iyi mi yürütüleceğini belirleyen tek otorite bulunduğunu korumak için çaba sarfeden aşırı sağcı bir teoriye dayanıyor. Geçen ay duyulan sözlü tartışmalara bakılırsa Yargıçlar Clarence Thomas, Samuel Alito ve Neil Gorsuch aynı fikirde görünüyordu ve Yargıç Brett Kavanaugh kararsız görünüyordu.
Mahkemenin davayla ilgili kararını bu yaz vazife süresinin sonuna kadar vermesi umut ediliyor. Alito, Thomas ve Gorsuch, görüşleri için çoğunluğu toplayabilirlerse, bu, dizginsiz gerrymandering için yeni bir çağa ışık tutacak. Ek olarak, eyalet yasama meclislerine herhangi bir federal ofis için halk oylamasını görmezden gelme ve kazanan talibi kendileri seçme yetkisi de verebilir; bu, John Eastman’ın Trump’ın 2020 yenilgisini tersine çevirmek için geliştirdiği bir hiledir. Bu şekilde bir karar, yalnızca partizanca gerrymandering’i güçlendirmekle kalmaz, hem de bildiğimiz şekliyle Amerikan demokrasisini de sona erdirebilir.