Cumhuriyetçi Oklahoma Senatörü James Lankford, Başkan Joe Biden’ın yönetimi asla kabul etmediği ve hatta yanıtlamadığı onbinlerce dini barınma talebini açıklayana kadar Müdafa Bakanlığı adaylarını engelleme sözü verdi.
Lanford, The Daily Signal’e Pazartesi akşamı bir basın toplantısı esnasında “Bu bitmedi” dedi.
Senatör, Müdafa Bakanlığı’nın dini düzenlemeler mevzusunda karar verme mevzusunda tanımlanmış bir süreci bulunduğunu ve bu tür kararları son iki yüzyıldır aldığını altını çizdi. Gene de binlerce askere COVID-19 yetkisine yönelik dini muafiyetlerinin verilip verilmeyeceği söylenmedi ve birçoğu reddedildi.
Müdafa Bakanlığı’nın meseleyi ele almamasını “saçma” olarak nitelendirerek, “Bu bir tek orada takılıyor şeklinde görünüyor” diye ekledi.
Mesela ABD Ordusundan alınan istatistikler, 4.440 etken Ordu üyesinin COVID-19 aşısı için kalıcı dini muafiyet talep ettiğini gösteriyor (bu sayı Ordu Ulusal Muhafızlarını yada Ordu Rezervini içermez). Ordu bunlardan yalnızca 119’unu onayladı ve 1.797’sini reddetti. Ordu, öteki 2.524 istekte neler olup bittiğini The Daily Signal’e derhal bildirmedi.
Hava Kuvvetleri sözcüsü Ann Stefanek Salı günü The Daily Signal’e verdiği demeçte, 11.000 dini konaklama talebinden yalnızca 200’üne onay verdi.
Senatör, Biden yönetiminden DOD’un COVID-19 aşı yetkisine yönelik on binlerce dini konaklama talebini niçin asla yanıtlamadığı yada kabul etmediğine dair yanıtlar aldıktan sonrasında, Lankford “süreci bitirmeyi” planladığını söylemiş oldu. Vazife sebebiyle korkulu tıbbi yada yasal faturalara maruz kalan ailelerin tazminatlarını sormayı planlıyor.
Bu ayın başlarında, “Biden yöneticisinin, askeri aşı yetkileri için binlerce dini muafiyet talebinden neredeyse hiçbirini niçin kabul etmediğine dair cevaplar talep ettim” dedi. “Kafi bir cevap alamayınca DOD adaylarını askıya aldığımı duyurdum. NDAA’daki kısmi tavizler kafi olmayacak – gerçeğe ihtiyacımız var.”
Senato İç Güvenlik ve Devlet İşleri Komitesi üyesi olan Lankford, aşı olmamayı yeğleyen asker mensuplarına yönelik muameleyle ilgili endişelerini onlarca defa dile getirdi. Ağustos ayında, Müdafa Bakanı Lloyd Austin’e “COVID aşısına dini itirazları olan askerler için içler acısı yaşam koşulları” hakkında endişelerini dile getiren bir mektup gönderdi.
“En iyi ihtimalle bu raporlar, liderliğini üstlendiğin asker üyelerini umursamadığını gösteriyor,” diye uyardı. “En fena ihtimalle, onlara karşı etken bir hoşnutsuzluk ve düşmanlık gösteriyor.”
Senatör, “Denizciler, küf ve kanalizasyonla kaplı ve temiz yada akan suya erişimi olmayan yaşam alanlarına nakledildiklerini anlatıyorlar” dedi. “Bir denizci, banyosunu çevreleyen durgun suda yaşayan organizmalara tanıklık etti. Fotoğraflı kanıtlar, bırakın üniformalı erkeklerimizi ve hanımlarımızı, asla kimsenin maruz kalmaması ihtiyaç duyulan yaşanamaz koşulları ortaya çıkardı. Bu koşullar, dünyadaki en büyük ulusun ordusunun standardının oldukça altına düşen otoriter ve istismarcı bir hükümetin durumunu ortaya koyuyor.”
Eylül ayında, Military.com tarafınca alınan bir dahili not, ordunun dini muafiyetleri hızla ve dikkatsizce reddediyor olabileceğini ve muafiyet taleplerine yalnızca birkaç dakika göz attığını öne sürdü.
Yayının bildirdiğine bakılırsa, Pentagon Genel Müfettişi Vekili Sean O’Donnell, Haziran ayında Austin’e yazdığı bir notta, “Federal yasa ve DoD ve Askerlik Hizmeti politikalarının gerektirdiği bireyselleştirilmiş değerlendirme yerine genelleştirilmiş değerlendirmelerde bir eğilim bulduk” dedi. “Temyiz kararlarından bazıları, bir talepte yer edinen gerçeklerin ve koşulların daha çok dikkate alındığını gösteren belgeler içeriyordu.”
Notta, “Talepleri reddetme kararlarının hacmi ve oranı kaygı verici” diye eklendi. “10 saatlik bir iş gününde mola vermediğimizi ve öteki mevzulara dikkat edilmediğini varsayarsak, averaj araştırma süresi her bir paket için ortalama 12 dakikaydı. Bu şekilde bir gözden geçirme süresi, her bir talebi bireysel olarak işleme koymak ve gene de pozisyonunun gerektirdiği görevleri yerine getirmek için yetersiz görünmektedir.”
Bu yazı hakkında bir fikriniz var mı? Sesi kesmek için, lütfen [email protected]’a e-posta gönderin; düzenlediğiniz açıklamaları düzgüsel “Sizi Duyuyoruz” özelliğimizde yayınlamayı değerlendireceğiz. Yazının URL’sini yada başlığını ve ek olarak adınızı, şehrinizi ve/yada eyaletinizi eklemeyi ihmal etmeyin.
(function() {
var _fbq = window._fbq || (window._fbq = []);
if (!_fbq.loaded) {
var fbds = document.createElement(‘script’);
fbds.async = true;
fbds.src=”https://connect.feysbuk.net/en_US/fbds.js”;
var s = document.getElementsByTagName(‘script’)[0];
s.parentNode.insertBefore(fbds, s);
_fbq.loaded = true;
}
_fbq.push([‘addPixelId’, ‘591156357684266’]);
})();
window._fbq = window._fbq || [];
window._fbq.push([‘track’, ‘PixelInitialized’, {}]);
!function(f,b,e,v,n,t,s){if(f.fbq)return;n=f.fbq=function(){n.callMethod?
n.callMethod.apply(n,arguments):n.queue.push(arguments)};if(!f._fbq)f._fbq=n;
n.push=n;n.loaded=!0;n.version=’2.1′;n.queue=[];t=b.createElement(e);t.async=!0;
t.src=v;s=b.getElementsByTagName(e)[0];s.parentNode.insertBefore(t,s)}(window,
document,’script’,’//connect.feysbuk.net/en_US/fbevents.js’);
fbq(‘init’, ‘186342211733675’);
fbq(‘track’, “PageView”);
window.fbAsyncInit = function() {
FB.init({
appId : ‘772296266137346’,
xfbml : true,
version : ‘v2.1’
});
};
(function(d, s, id){
var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0];
if (d.getElementById(id)) {return;}
js = d.createElement(s); js.id = id;
js.src = “https://connect.feysbuk.net/en_US/sdk.js”;
fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);
}(document, ‘script’, ‘facebook-jssdk’));