İranlı gazeteci Mahsa Amini’nin ölümünü bildiren kişi, ülkedeki basına yönelik büyük bir baskının ortasında, kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında hiçbir bilgi verilmeden hücre hapsine atıldı.
Tahran merkezli bir gazeteci olan Niloufar Hamedi Şark Gazetesi, İran ahlak polisinin kendisini tutuklaması ve türbanını düzgün takmadığı için bir “yeniden eğitim” merkezine getirmesinin ardından 16 Eylül’de komaya giren ve hayatını kaybeden 22 yaşındaki Amini’yi ilk yazanlar arasında yer aldı. Yetkililer, Amini’nin kalp krizi geçirdikten sonra öldüğünü söylüyor, ancak ailesi daha önce herhangi bir sağlık sorunu olmadığını söylüyor ve polisi onu dövmekle suçluyor.
22 yaşındaki gencin ölümü, İran’da, 1979 İslam Devrimi’nden bu yana hakları ağır bir şekilde kısıtlanan, öncelikle kadınlar tarafından organize edilen kitlesel protestoları ateşledi. Adı, dünya liderlerinin ölümünü ve ardından protestoculara yönelik şiddeti kınamasıyla birlikte dünya çapında tanınırlık kazandı. BM İnsan Hakları Konseyi tarafından atanan uzmanlar geçen hafta yaptığı açıklamada, “İran makamlarını bağımsız, tarafsız ve hızlı bir soruşturma yürütmeye çağırıyoruz” dedi.
Pazartesi günü muhabirin hapsedilmesi hakkında yazan IranWire haber sitesine göre, Hamedi Amini’nin kederli ebeveynlerinin hastanede kucaklaşmasının viral hale gelen bir fotoğrafını çekti. Kâr amacı gütmeyen Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre, gösterilerin başlamasından bu yana İran’da en az 18 gazeteci tutuklandı. Basın özgürlüğü grupları derhal serbest bırakılmaları için çağrıda bulundu. İran Gazeteciler Derneği yaptığı açıklamada, “İşlerini yapıyorlardı” dedi. Ülkede ayrıca internetin neredeyse kapanması ve telefon ve sosyal medya ağlarında haber paylaşımını zorlaştıran kesintiler yaşandı. “[T]İranlı yetkililer, protestoların haber yapılmaması gerektiğine dair net bir mesaj gönderiyor” dedi. Bu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını ve İranlıların bilgi edinme haklarına yönelik tüm kısıtlamaların derhal kaldırılmasını talep ediyoruz.”