Tel Aviv’e Türkiye uyarısı: ‘Çatışma ciddi hata olur… İsrail’den daha büyük ve daha güçlü’

Geçtiğimiz hafta Katar’ın başkenti Doha’da üst düzey Hamas yetkililerinin saldırıya uğramasının ardından, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda “Hamas’a ulaşamayacakları yer olmadığını” ve grubu “her yerde hedef alacaklarını” dile getirdi.

İsrail’in Maariv gazetesi, bu açıklamalar sonrasında “Aynı saldırı Ankara’da yapılabilir miydi?” sorusunu gündeme getirdi. Analizde, Katar’da gerçekleştirilen saldırıların Türkiye topraklarında yapılmasının çok daha zor olacağına dikkat çekildi.

İSRAİL DOĞRUDAN SALDIRI SEÇENEĞİNİ GÜNDEME GETİREMEZ

Ankara’nın bölgesel ağırlığı ve askeri gücü nedeniyle İsrail’in doğrudan saldırı seçeneğini gündeme getiremeyeceği kaydedilen analizde, Türkiye’nin İran, Katar ya da Lübnan’dan “çok daha büyük ve güçlü bir ülke” olduğu belirtildi.

Netanyahu, 7 Ekim saldırısını gerçekleştirenler için “güvenli liman yok” diyen Netanyahu, “Mesaj açık: Sığınacak yeriniz yok. Size ulaşamayacağımız hiçbir yer yok.” ifadeleriyle Hamas liderlerine saldırı düzenleyecekleri tehdidini yinelemişti.

‘İSRAİL DOĞRUDAN ÇATIŞMADAN KAÇINMALI, GERİ DÖNÜLEMEZ HATALARA YOL AÇAR’

Gazete, İsrail’in Türkiye ile doğrudan askeri bir çatışmadan kaçınması gerektiğini vurguladı. Analizde bunun yerine, İsrail’in Ankara ile doğrudan karşı karşıya geldiği alanlarda, başta Suriye olmak üzere diplomatik ve ekonomik “önlemler” alabileceği ifade edildi.

Maariv, Türkiye’ye yönelik askeri provokasyonların İsrail açısından geri dönülemez hatalara yol açabileceğini kaydetti. Analizde, İsrail’in sabırlı ve kontrollü bir dış politika izlemesinin zorunlu olduğu bildirildi.

Gazete, Türkiye’nin Katar ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir askeri ve ekonomik kapasiteye sahip olduğunu, bu nedenle İsrail’in doğrudan çatışma ihtimalinden kaçınması gerektiğini yazdı. Gazete, İsrail’in Türkiye konusunda diğer ülkelere karşı sergilediği “egosunu yenmesi” ve itidalli davranması gerektiğini belirtti.

“ANKARA’NIN SAVUNMA KAPASİTESİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ”

Maariv, Katar’ın küçük bir enerji devleti olduğuna, askeri gücünün sınırlı kaldığına ve varlığını büyük ölçüde petrol ile doğalgaza dayandırdığına işaret etti. Buna karşılık analizde Türkiye’nin hem ordusuyla hem de sanayi altyapısıyla İsrail’den çok daha güçlü bir ülke olduğu vurgulandı. Ankara’nın savunma kapasitesinin İsrail açısından göz ardı edilmemesi gereken bir faktör olduğu kaydedildi.

Suriye’de iki ülkenin çıkarlarının çatıştığı bildirilen analizde, bu durumun Ankara-Tel Aviv arasında kopma noktasında olan ilişkileri iyice gerdiği ifade edildi. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yakın zamanda daha fazla gerilime sahne olabileceği yorumunu yapan Maariv, Tel Aviv yönetiminin dikkatli davranmasının zorunlu olduğunu söyledi.

İsrail’in Doha’ya saldırısı

İRAN SALDIRILARININ ARDINDAN TÜRKİYE GÜNDEMİ

Analizde, İsrail’in uzun süredir iki ayrı grupla mücadele ettiği hatırlatıldı. İlk grubun İran liderliğindeki Hizbullah, Iraklı milisler, Yemen’deki Husiler ve benzeri gruplardan oluştuğunu aktaran gazete, 12 Gün Savaşı ve İsrail’in peş peşe saldırılarıyla bu grubun zayıfladığını belirtti.

Maariv’e göre İran merkezli oluşum, son iki yılda İsrail’in operasyonları sonucu ağır darbeler aldı. Analizde, İsrail’in İran’ı halen son derece ciddiye aldığı ancak şu anda en acil sorunu olarak görmediği kaydedildi. Gazete, savaşın ardından İsrail yönetiminin dikkatini başka ülkelere kaydırdığına dikkat çekti.

Maariv, ikinci grubun ise Türkiye ve Katar liderliğinde şekillendiğini ifade etti. Türkiye’nin diğer ülkelerle kıyaslanamayacak ölçüde gelişmiş askeri, ekonomik ve diplomatik gücü olduğunu vurgulayan Maariv, İsrail’in Katar, İran ya da Yemen’de gösterdiği saldırganlığı Ankara’ya karşı gösteremeyeceğini söyledi.

TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL GÜCÜ

Analizde İsrail ile ticari ilişkileri kesen Türkiye’nin Orta Doğu’da nüfuzunu artırdığı ifade edildi.

Analizde, Türkiye’deki ılımlı unsurlarla ilişkilerin geliştirilmesi ve ABD ile koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği dile getirildi. Maariv bu yaklaşımın, İsrail’in stratejik çıkarları açısından daha güvenli bir yol olduğunu belirtti.

İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını lanetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in, kendisiyle birlikte tüm bölgeyi felakete sürüklemeyi amaçlayan haydutlukları karşısında dirayetli ve kararlı duruşumuzu koruyacak, ne pahasına olursa olsun barışı, uluslararası hukuku ve Filistin halkının özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz” açıklamasını yapmıştı.

“SADECE KATAR,’DAN DEĞİL İSRAİL’DEN DE BÜYÜK”

Gazete, Katar’ın askeri olarak hedef alınabilmesinin Türkiye’nin de hedef alınabileceği anlamına gelmediğini vurguladı. Katar’ın ekonomik gücünü enerji kaynaklarından aldığı açıklanan analizde, Doha’nın stratejik anlamda sınırlı bir etkiye sahip olduğu ifade edildi.

Maariv, Türkiye’nin ise yüzölçümü, nüfusu ve gayrisafi yurt içi hasılasıyla sadece Katar’dan değil İsrail’den de çok daha büyük bir ülke olduğunun altını çizdi.

Analizde ayrıca Türkiye’nin sanayi kapasitesi ve askeri gücüyle bölgede öne çıkan bir aktör haline geldiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:

“Gerçek bir askeri güce sahip olmayan ve varlığını yalnızca topraklarındaki petrol ve doğal gaz yatakları sayesinde sürdüren küçük bir devlet olan Katar’ın aksine, Türkiye gerçek bir bölgesel güç. Yüzölçümü İsrail‘inkinden 36 kat, nüfusu dokuz kat, GSYİH’si ise 3 kat daha fazla ve İsrail’den çok daha geniş, sağlam bir sanayi altyapısına sahip.”

Maariv, Türkiye’nin teknoloji alanında da yoğun çaba harcadığını kaydederek, Türk ordusunun ve sanayisinin bu bakımdan da hızla geliştiği bilgisini paylaştı.