• Paz. Eyl 28th, 2025

Dışişleri Bakanı Fidan’dan Türkevi’nde önemli mesajlar: “Önceliğimiz Gazze’de ateşkes”

ByEvren Asani

Eyl 27, 2025
Dışişleri Bakanı Fidan’dan Türkevi’nde önemli mesajlar: “Önceliğimiz Gazze’de ateşkes”

“SON DERECE DOSTANE, OLUMLU VE YAPICI GEÇTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile Washington’daki görüşmesine de değinen Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ziyaretleri genel itibariyle son derece dostane, olumlu ve yapıcı geçti. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, Başkan Trump’ı hem ikili ziyaret için hem de gelecek yıl Ankara’da düzenlenecek NATO zirvesi kapsamında ülkemize davet ettiler. Görüşmeden CAATSA yaptırımları gibi ilişkilerimizi daha da güçlendirmemizin önünde engel teşkil eden sorunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakat sağlandı.” Savunma sanayisi alanında atılabilecek adımların değerlendirildiğini de kaydeden Fidan, “Ekonomik ve ticari ilişkilerin dengeli şekilde ilerletilmesi ve ticaret hacminin 100 milyar dolara ulaşması için somut projeler üzerinde çalışacağız.” dedi. Fidan, Türk Hava Yolları’nın 75 adet geniş gövdeli ve 150 adet dar gövdeli uçak satın alması için anlaşma sağladığını hatırlatarak, ziyaret öncesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ABD’den uzun süreli LNG tedariki için anlaşmaya vardığını, ziyaret kapsamında da Stratejik Sivil Nükleer İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı’nın imzalandığını ifade etti.

“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE SİYASİ BİRLİĞİNİN KORUNMASI GEREKTİĞİ KONUSUNDA HER İKİ ÜLKE DE HEMFİKİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump’ın görüşmede bölgesel ve küresel meseleleri de ele aldığını aktaran Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin konusunu gündeme getirdiğini, Türkiye için önemli konuların altını çizdiğini söyledi. Fidan, bu konuların başında Gazze’de ateşkesin bir an önce sağlanması hususu geldiğini, ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in yayılmacı politikalarının bölgede yarattığı risklere dikkati çektiğini dile getirdi. Görüşmede ayrıca Suriye’de ABD ile temasların gündeminde olan konuların da ele alındığını kaydeden Fidan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması gerektiği konusunda her iki ülke de hemfikir.” dedi. Fidan, iki liderin Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona erdirilmesi için atılabilecek ortak adımları da ele aldığını ve Türkiye-ABD arasında NATO’da eş güdümün artırılması üzerinde durulduğunu belirtti.

“ZİYARET ABD İLE İKİLİ İLİŞKİLERİMİZ BAKIMINDAN SON DERECE VERİMLİ”

Bakan Fidan, “Ziyaretimizin sonunda her iki ülkenin de işbirliğini karşılıklı saygı temelinde daha da ilerletmek istediğini gördük. Sayın Cumhurbaşkanı’mız ve Başkan Trump bu yönde ortak bir iradeye sahipler.” ifadelerini kullandı. Fidan, “New York’a ve Washington’a ziyaret, gerek BM çerçevesindeki temaslarımız ve gerek ABD ile ikili ilişkilerimiz bakımından son derece verimli oldu.” dedi. BM Genel Kurulu’nun bu yılki temasının “birlikte daha iyi, barış, kalkınma ve insan hakları için 80 yıl ve daha fazlası” olarak belirlendiğini hatırlatan Fidan, Türkiye olarak küresel meselelere katkı sağlamayı sürdüreceklerini vurguladı. Çok kutuplu dünyada stratejik özerkliği koruyarak ve Türkiye’nin çıkarlarını savunan politikalar geliştirdiklerini belirten Fidan, gelecek dönemde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde diplomasiyi, diyaloğu ve işbirliğini ön plana çıkarmaya devam edeceklerini söyledi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de, Türkiye’nin milli güvenliğinin tehdit altında olmadığı, Kürtler dahil hiçbir azınlık veya çoğunluk grubunun kendisini tehdit altında görmediği, eşit ve güvende hissettiği bir ortamın olmasını istediklerini belirterek, “Bunun için gerekli olan siyasal çerçeve, ekonomik katkı, kurumsal kapasite, askeri ve güvenlik tedbir ne ise Türkiye hepsini vermeye ve gerekenleri yapmaya hazır. Bunu tek taraflı değil, bölgedeki ortaklarıyla bulabildikleri paydaşlarıyla beraber yapmaya hazır.” dedi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’de ateşkesin sağlanmak üzere olduğuna dair açıklamaları hatırlatılarak, Gazze konusunda gidişatı değiştirecek bir beklenti olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, bu yönde çoğu kamuoyunun gözü önünde olmayan, Türkiye’nin bir kısmına öncülük ettiği yoğun bir diplomasi trafiği olduğunu söyledi. Fidan, Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere 8 ülke liderinin yaptığı toplantının önemine işaret ederek, “Önümüzdeki hafta İsrail Başbakanı da Washington’a bir ziyarette bulunacak. Bütün bunlarda Amerika’nın aslında kendi merkezi rolünü oynaması ve İsrail üzerindeki etkisini kullanması bizim için önemli. ABD’yi bu noktaya getirmek için takip edilmesi gereken diplomatik usulün, stratejinin, ilişki adımlarının dikkatli hesaplanması ve bunların teker teker hayata geçirilmesi gerekiyordu.” değerlendirmesini yaptı.

Şu anda önceliklerinin “Gazze’de ateşkesin sağlanması, sivil katliamının durması, bir an önce insani yardımların girmesi” olduğunu vurgulayan Fidan, “Bunu önceleyen bir ateşkes anlaşmasını ve paralelinde diğer hususları da gündeme getiren bir kağıt üzerinde çalışılıyor. Bu biraz dediğim gibi sessiz götürülen bir çalışma oldu. İlgili ülkeler olarak katkılarımızı verdik. Müzakereler devam ediyor.” ifadelerini kullandı. Fidan, bu konuda iyimser olmak istediklerini belirterek, “Ama bizde geri adım atmak yok, bıkmak usanmak yok bu yolda elimizden gelen her şeyi, tüm yaratıcılığımızı, gücümüzü kullanarak yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

“REKOR SAYIDA ÜLKE FİLİSTİN’İ TANIDI”

Filistin Devleti’nin daha fazla ülke tarafından tanınmasının Gazze’de soykırımın durdurulmasına nasıl katkı sağlayacağının sorulması üzerine Fidan, “daha önceki Gazze savaşlarından çıkardıkların dersin, sadece ateşkese değil, savaşları ve katliamları mümkün kılan ortamın kaldırılmasına yoğunlaşmak olduğunu” söyledi. Fidan, bunun iki devletli, hem İsrail’in hem Filistinlilerin güven, barış ve huzur içinde yaşadığı bir ortamın hayata geçilmesi olduğunu dile getirdi. Ateşkes için müzakereler devam ederken, bir grup ülkeyle iki devletli çözüm ve Filistin’in tanınması gündemini sürekli ilerlettiklerini kaydeden Fidan, “Geldiğimiz noktada gerçekten rekor sayıda ülke Filistin’i tanıdılar. Tabii ülke sayısıyla beraber ülkelerin özgül ağırlıklarının da önemi var. Artık Avrupa ülkeleri, Anglosakson ülkeler, klasik olarak, geleneksel olarak Amerika’nın güçlü müttefikleri, Fransa, İngiltere, Avustralya, Kanada, onlar da Filistin’i tanıdılar.” ifadelerini kullandı. Fidan, bunların hem yapılan çalışmaların etkisini gösterdiğini hem de Filistin’de yaşanan katliamı gördükten sonra uluslararası kamuoyunun vicdanının kendi hükümetlerinin üzerinde oluşturduğu politik baskının neticeleri olduğunu söyledi. Bakan Fidan, “Filistin Devleti’nin tanınması, iki devletli çözüme gidilmesi için 60 bin masumun şehit edilmesine, katledilmesine, 2 milyon insanın aç bırakılmasına hiç gerek yoktu.” ifadelerini kullandı.

“AMACIMIZ BU TARİHSEL ZULMÜN DURMASI”

Filistin Devleti’nin artık daha çok tanındığını kaydeden Fidan, ikinci aşamanın “yaşayan ve hayata geçen bir devlet aşaması” olduğunu, bunun için şu anda devam eden “sıcak savaş”ın durması gerektiğini dile getirdi. Fidan, daha sonra durumun, Filistinlilerin kendi kendini yönetebildikleri, mali ve idari bağımsızlıklarının olduğu bir atmosfere doğru evrilmesi gerektiğini belirterek, “Buna yönelik hazırlanan kağıtta çalışmalar da var. 2-3 tane paralel çalışma giriyor. Özellikle Filistin yönetiminin reform edilmesi meselesi var. Burada Batı’dan bazı ülkeler de yer alıyor. Diğer taraftan Gazze’nin muhtemel bir ateşkes anlaşmasından sonra kendi kendisini yönetmesiyle alakalı konular var. İki devletli çözüme giderken Filistin Devleti’ne yönelik atılacak adımlar. Bunlar tabii iyi senaryoda inşallah hayata geçirmek istediğimiz konular.” diye konuştu. Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde bu meseleye yapıcı bütün katkısını inanılmaz şekilde verdiğini kaydeden Fidan, bunu yaparken de gerçekten sahici olduğunu, siyasal bir kredinin hiçbir zaman için peşinde olmadıklarını vurguladı. Fidan, “Amacımız bu tarihsel zulmün durması ve vatandaşlarımızın vicdanının daha fazla acı çekmemesi. Çünkü onlar adına hareket etme, tedbir alma sorumluluğu olan bizleriz.” dedi. Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair tarafından kurulan Tony Blair Enstitüsünün (TBI) Gazze’nin çatışma sonrası yeniden inşa planına ilişkin Türkiye’nin tutumuna dair soruya yanıt veren Fidan, henüz önlerine gelen “Blair Planı” diye net ve somut bir şey olmadığını belirtti.

“AMERİKALILAR İSRAİL ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ KULLANACAK”

Fidan, ilgili ülkeler ve aktörler olarak böyle bir planla muhatap olmadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: “Sadece bizim muhatap olduğumuz, bizim de katkı verdiğimiz diğer ülkeler olarak, Amerika’nın da kabul edebileceği bir ateşkes ve Gazze’deki yaraların sarılmasıyla ilgili bir çerçeve planı. Buna yönelik müzakere süreçleri devam ediyor. Burada katkılar var. Burada Filistin tarafının ve diğer İsrail tarafının da bir noktada bunu kabul etmesi gerekiyor. Biz Filistinliler üzerindeki etkimizi kullanacağız. Amerikalılar da İsrail üzerindeki etkisini kullanarak bu mekanizmayla bunu hayata geçireceğiz.” Fidan, Tony Blair planı konusunun basına yansıdığına işaret ederek, “Tony Blair’e özellikle bir noktada uluslararası yardımların belki organizasyonunda bir rol verilebilir, o ayrı bir şey ama bizim Temas Grubu ülkeleri olarak hassasiyetle üstünde durduğumuz konu muhtemel bir ateşkes anlaşması sonrasındaki Gazze’de, Gazze’yi yine Filistinlilerin kendilerinin yönetmesi.” ifadelerini kullandı.

“SURİYE HEM BÖLGE HEM DE TÜRKİYE GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ”

Fidan, ABD’nin İsrail ile Suriye arasında bir anlaşma için arabuluculuk yaptığına ve buna yönelik istişarelere ilişkin, Suriye meselesinin bütün yönleriyle yapılan görüşmelerde yer aldığını belirterek, “Biliyorsunuz, hem bölge güvenliği için önemli hem Türkiye’nin güvenliği için önemli. Daha da önemlisi Suriyelilerin kendisi için önemli.” dedi. Milyonlarca Suriyelinin hala Suriye’nin dışında “mülteci” sıfatıyla yaşadığını ve bunun da son bulması için Suriye’nin kalıcı istikrara kavuşması ve buna ilişkin güçlü sinyalleri vermesi gerektiğini aktaran Fidan, bölgede Suriye özelinde İsrail’in saldırılarıyla başlayan yeni bir tehdit algısı olduğuna işaret etti. Fidan, halihazırda Suriye’nin kendine ilişkin, has problemleri ve toplumsal bütünlüğüne ilişkin tehditler olduğunu kaydederek, Suriye’de devrik rejim lideri Beşşar Esed döneminden kalma altyapı ve ekonomik sıkıntıların ve iç savaştan kalan yıkımın olduğunu söyledi. Bütün bunların uluslararası sistemin de aktörlerin de desteğiyle giderilmesi için gerçekten mucizevi bir diplomatik başarı sağlandığına dikkati çeken Fidan, şunları ifade etti:

“Hem Türkiye hem bölgesel ülkeler hem Avrupa Birliği hem Amerika çok büyük bir süratle Suriye’deki yeni yönetime destek verme ve Suriye’nin yaralarını sarma konusunda bir fikir birliği içerisine girdiler ve eylem birliği de başlamıştı. Tabii, bu noktada İsrail’in saldırıları denklemi değiştirmeye başladı. Bu nasıl giderilebilir? Buna ilişkin arayışlar devam ediyor. Suriyeli kardeşlerimizin bu noktada yürüttüğü görüşmeler var, bizim verdiğimiz destekler var. Bizim yaptığımız görüşmeler var, Amerikalılarla bu konuyu çok büyük bir sıklıkla gündeme getiriyoruz. Bölgesel ülkelerle yaptığımız görüşmeler var. Bu önemli bir konu. Bunu mümkün olan en uygun diplomatik yöntemle çözmeye gayret ediyoruz.” Fidan, SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG’ye ilişkin, örgütün oluşturduğu muhtemel ve mevcut tehditle ilgili çerçeve konuların sürekli gündemde olduğunu kaydederek, iki ve üç taraflı olarak sürekli takip edildiğini söyledi. Şam’daki yönetim ile SDG arasındaki müzakere süreçlerinin yakından takip edildiğini aktaran Fidan, ABD’nin konuya ilişkin evrilen görüşleri ve rolüyle ilgili değerlendirmeleri ve yönlendirmeleri olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE SURİYE’DE GEREKENLERİ YAPMAYA HAZIR”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin bu konuda çok yakın bir takibi, ilgili kurumların değerlendirmeleri ve alınan kararlarının söz konusu olduğunu vurgulayarak, şunları aktardı: “Günün sonunda hedefimiz şu: Türkiye’nin milli güvenliğinin tehdit altında olmadığı, Suriye’deki Kürt kardeşlerimiz dahil hiçbir azınlık veya çoğunluk grubunun kendisini tehdit altında görmediği, özgür gördüğü, kimliğini yaşayabildiği, eşit hissettiği, güvende hissettiği bir ortamın olması. Bunun için gerekli olan siyasal çerçeve, ekonomik katkı, kurumsal kapasite, askeri ve güvenlik tedbir ne ise Türkiye hepsini vermeye ve gerekenleri yapmaya hazır. Bunu tek taraflı olarak değil, bölgedeki ortaklarıyla, bulabildikleri paydaşlarıyla beraber yapmaya hazır.” Bu yönde ve bu hedefler doğrultusunda çalıştıklarını aktaran Fidan, bu konuda çok şeffaf ve net olduklarının ve hiçbir gizli gündemleri bulunmadığının altını çizdi. Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da her fırsatta dünya liderleriyle yaptığı görüşmede bunun altını çizdiğini aktararak, ilgili kurumlar ve Dışişleri Bakanlığı olarak kurumlarla bunu koordine ettiklerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu vizyonunu alanda hayata geçirmenin koordinasyonunu yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini dile getiren Fidan, “Türkiye, büyük ve güçlü bir ülke. Kurumsal kapasitesi yüksek, hangi aracı, ne zaman kullanacağını iyi biliyor. Ama her zaman için hikmetle iyi sözle ve barışçıl amaçlarla ve yöntemlerle başlangıç yapmak istiyoruz ve bununla gitmek istiyoruz. Muhataplarımızın bunu anlamadığı, buna pozitif cevap vermediği bir ortamda, başka yöntemleri de her zaman için devlet olarak kullanmak bölgemize, halkımıza, milletimize, devletimize olan bir yükümlülük.” ifadelerini kullandı.

https://www.sabah.com.tr/gundem/2025/09/27/disisleri-bakani-fidan-turkevinde-basin-toplantisi-duzenliyor

By Evren Asani

Evren, gündemin sıcak gelişmelerini anında takip eden bir gazetecidir. Sosyal, politik ve kültürel olayları hızlıca analiz ederek tarafsız bir şekilde okurlara ulaştırır. Uzmanlık ve Beceriler: Hızlı haber akışı ve güncel olay takibi Canlı haber yazımı Toplumsal olayların analizi Kısa ve net bilgi aktarımı Çok yönlü habercilik