AİHM’den Türk yargısının kararına büyük saygısızlık! FETÖ’cü öğretmene koruma kalkanı

Hukukçular Birliği Vakfı Genel Başkanı Avukat Yaşar Baş: “AİHM kararını, inceleme konusu olaydan bağımsız olarak bakıldığında; Türkiye’nin FETÖ mücadelesini ve kullandığı yöntemleri onaylayan bir karar olarak görmemiz lazım… Detaylarda hukuka aykırı değerlendirmeler var ama önemli olan işin esası… Bu karar ile FETÖ’nün atipik bir terör örgütü olduğu tespit edilmiş olmaktadır. Bu çok çok önemli bir tespit.. Artık hiç bir Avrupa ülkesi FETÖ’nün terör örgütü olmadığını iddia bile edemez… Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin bazı maddelerini geçici olarak askıya almasının da, maruz kaldığı tehditle orantılı yani hukuka uygun olduğu kabul edilmiştir… Bu yönüyle AİHM, Türkiye muhalefetinden daha insaflı bir değerlendirme yapmıştır… ByLock’un, FETÖ’nün özel haberleşme programı olduğu, bu programı kullanmanın örgütle irtibatı göstermeye yeterli olduğu tespit edilmiştir. Bu da çok önemli bir tespittir… Bu tespit, KHK ile ihraçlar konusunda AİHM’in Türk hükümetinin uygulamasını desteklediğini göstermektedir… Bu konuda da AİHM’in yaklaşımı Türkiye muhalefetinden daha insaflıdır. By Lock’un hukuka aykırı delil olduğu iddialarını da AİHM kabul etmemiş, By Lock’un hukuka uygun delil olduğunun aktı çizilmiştir… Bu da çok önemli bir tespittir… By Lock konusundaki FETÖ’nün en çok ileri sürdüğü iddia, bu kararla geçersiz hale gelmiştir. Davacının maddi tazminat talebini reddetmesi de önemlidir… Yani AİHM davacıyı suçsuz bulmamıştır… AİHM baktığı davada bazı eksiklikler olduğuna karar vermiştir… Bu değerlendirmesi yanlış olmakla birlikte etkisi son derece sınırlıdır.. AİHM katarının davacı açısından doğuracağı etki şu olacaktır… AİHM’in eksiklik gördüğü hususlar tamamlandıktan sonra, mahkeme uygun görürse yeniden mahkumiyet kararı verebilecektir.. Dolayısısıyla; Türkiye Cumhuriyeti’nin FETÖ mücadelesini ve kullandığı yöntemleri onaylayan, FETÖ’yü terör örgütü sayan AİHM kararı; FETÖ’nün Avrupa ölçeğinde ipini çekmiştir.”

BAM VE YARGITAY CEZAYI ONADI, AYM “HAK İHLALİ YOK” DEDİ

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Yüksel Yalçınkaya’nın ByLock kullanıcısı olduğu, Bank Asya’da hesap hareketinin bulunduğu ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibatı tespit edilen Aktif Eğitim-Sen isimli sendikaya ve Kayseri Gönüllü Eğitimciler Derneğine üye olduğu tespit edildi. Bu kapsamda, Yalçınkaya, 9 Eylül 2016’da Kayseri 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu belirlenerek tutuklandı. Ayrıca, 1 Eylül 2016 tarihinde yayımlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle ilişkisi olduğu gerekçesiyle meslekten çıkarıldı. Başsavcılık tarafından 6 Ocak 2017 tarihinde düzenlenen iddianame ile Yalçınkaya hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle iddianame düzenlendi. Yargılama kapsamında 9 Şubat 2017 tarihinde ByLock CBS sorgu sonucu dava dosyasına girdi. Bu rapora göre Yalçınkaya’nın 3 Ekim 2015 tarihinden itibaren ByLock kullandığı belirlendi. 21 Mart 2017’de Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi Yalçınkaya’ya TCK’nın 314/2 maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

Duruşmalı olarak istinaf incelemesini gerçekleştiren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi (BAM) başvuranın ByLock kullanıcısı olup olmadığını tam olarak belirlemek için BTK’dan HTS ve CGNAT kayıtlarını istedi. Raporda Yalçınkaya’nın 6 günde 380 defa ByLock sunucularına bağlandığı tespit edildi. BAM, dosyada bulunan delillere göre 9 Ekim 2017 tarihinde Yalçınkaya hakkında ilk derece mahkemesince verilen mahkûmiyet kararında bir isabetsizlik bulunmadığını değerlendirdi ve başvuranın istinaf talebinin esastan reddine karar verdi. 30 Ekim 2018’de Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Yalçınkaya’nın ileri sürmüş olduğu temyiz nedenlerinin yerinde olmadığını değerlendirerek temyiz davasının esastan reddine ve hükmün onanmasına karar verdi. 26 Kasım 2019’da Anayasa Mahkemesi de Yalçınkaya’nın temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine yönelik iddialarını açıkça dayanaktan yoksun olduğunu değerlendirerek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verdi.

Yorum yapın