Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul’un 5 yıl daha kaybetmeye takati kalmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul'un 5 yıl daha kaybetmeye takati kalmadı

Türkiye, yerel yöneticileri seçmek için yarın sandık başına gidiyor. Seçim çalışmalarını İstanbul’da sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti eleştirerek “İstanbul’un, CHP’nin algı belediyeciliğiyle bir 5 yıl daha kaybetmeye artık takatinin kalmadığını örnekleriyle anlatacağız. İstanbul’u içine düştüğü bu çöküşten kurtarmaya talibiz.” dedi. Sandıklara sahip çıkılması çağrısında da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan “İnanıyorum ki yarın akşam Murat kardeşimi tercih ettiğiniz anda, pazartesi gününden itibaren İstanbul bir başka yöne açılacak.” diye konuştu.

Türkiye, 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri seçmek için yarın sandık başına gidiyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Arnavutköy ve Güngören ilçelerinde düzenlediği mitinglerde seçmene seslendi.

“ŞU ANKİ BAŞKANA SORUN, ARNAVUTKÖY’ÜN NEREDE OLDUĞUNU BİLMEZ”

Mitingin ilk durağı olan Arnavutköy’ün kendisi için yaklaşık 30 yılı bulan geçmişe sahip bir ilçe olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi hani bazı adaylar var ya, İstanbul’un şu andaki büyükşehir belediye başkanına sorun, Arnavutköy’ün nerede olduğunu bilmez.” dedi.

Erdoğan, 30 yıllık geçmişe, eski Arnavutköy Belediye Başkanı Bahtiyar Sağlam’ın döneminden başlayan bir geçmişe sahip olduklarını ve böyle çalıştıklarını dile getirdi.

“YARIN SANDIKLARA SAHİP ÇIKACAĞIZ” Bu akşam kampanyanın bittiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yarın oylarımızı kullanacağız. Sandığa gümbür gümbür giderken inşallah Arnavutköy’ü gerçek belediyeciliğe, Murat Kurum kardeşime ve aynı zamanda Arnavutköy Belediye Başkan adayımız Candaroğlu’na teslim ediyor muyuz? Öyleyse ana kademe çok çalışacağız, fazla bir şey kalmadı. Kadın kollarımız çok çalışacak, gençler çok çalışacağız. Yarın da sandıklara sahip çıkacağız. Bu sefer yerel yöneticilerimizi belirlerken Cumhurbaşkanınız olarak ben yanınızdayım. Bakanlar olarak tüm kabine yanınızda.

”CÜRMÜ KADAR YER YAKACAK OLANLARIN ARNAVUTKÖY’E BİR HİZMETİ OLABİLİR Mİ?” Yerel yönetimde yanımızda olduğu zaman Arnavutköy hizmetten geri kalır mı? Bugüne kadar nasıl kalmadıysak, bundan sonra da kalmayacak. İlçemize ve şehrimize kim aşkla hizmet edecekse tercihimizi onlardan yana kullanalım. Yoksa, cürmü kadar yer yakacak olanların Arnavutköy’e bir hizmeti olabilir mi? Bu gerçek belediyeciliği iktidar yaparsak Allah’ın izniyle Arnavutköy her tür hizmeti alacaktır.” “ŞEHRİMİZE YENİDEN ‘GERÇEK BELEDİYECİLİK’ DÖNEMİNİ ANLATACAĞIZ” İstanbul Havalimanı’nı yaptıklarını, buranın dünyanın sayılı havalimanlarından biri olduğunu söyleyen Erdoğan, kalabalığa “Yaparsa?” diye seslenince mitinge katılanlar da “AK Parti yapar” yanıtını verdi. Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ni kendilerinin yaptığını anımsatan Erdoğan, “Yahu şu andaki belediye başkanı oranın yolunu yapmadı, yolunu. Bunu da yine Ulaştırma Bakanlığı olarak biz yaptık.” dedi.

“İSTANBUL’UN BİR 5 YIL DAHA KAYBETMEYE ARTIK TAKATİNİN KALMADIĞINI ÖRNEKLERİYLE ANLATACAĞIZ” Arnavutköy’ün rekor kırarak İstanbul’a örnek olacağına inandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi buradan soruyorum. Hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe, kadın kolları, gençler kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hanımlar var mıyız? Gençler var mıyız? Arnavutköy’le birlikte tüm İstanbul haritasını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Büyükşehir’de Murat Kurum diyor muyuz? Arnavuktöy’de Mustafa Candaroğlu diyor muyuz? Rabb’im sizlerden razı olsun. Sizlerden, buradan eve gittiğinde elinize telefonu alıp; eşi, dostu, arkadaşı tek tek aramanızı istiyorum. Bu kardeşlerimize bizlerin selamını iletmenizi özellikle istirham ediyorum. Ardından 31 Mart’ın önemini anlatacağız. Bizim gibi bu dostlarımızın da mutlaka sandığa gitmesini sağlayacağız. İddiasız, projesiz, hizmetsiz ve vizyonsuz adaylara oy vererek, oylarını heba etmemeleri gerektiğini izah edeceğiz. İstanbul’un, CHP’nin algı belediyeciliğiyle bir 5 yıl daha kaybetmeye artık takatinin kalmadığını örnekleriyle anlatacağız. İstanbul’u muradına kavuşturarak, şehrimizde yeniden ‘Gerçek Belediyecilik’ dönemini anlatacağız.” Erdoğan, Murat Kurum’un kabinede bakan arkadaşı olduğunu ve öyle çalıştıklarını, şimdi ise bakanlıktan alıp İstanbul’a belediye başkan adayı gösterdiklerini anlatarak, “Niye? Bu işi biz biliriz. 5 yıl İstanbul’a belediye başkanlığı yaptım mı? Yaptım. Ve bu Arnavutköy’ü belli bir seviyeye Allah’ın izniyle bu kardeşiniz getirdi.” değerlendirmesinde bulundu. “PAZARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN İSTANBUL BİR BAŞKA YÖNE AÇILACAK” Gençlerin bunu bilemeyebileceğini belirten Erdoğan, “Bu adımları biz attık. Dolayısıyla belediyecilik nedir bunu biz biliriz. Şimdi de buraya bir bakan arkadaşımızı, şehircilik, bir inşaat mühendisi bakan arkadaşımı İstanbul’a büyükşehir belediye başkan adayı olarak gönderdik. İşi bileni, laf değil, işi bileni göndereceksiniz dedim. Ve inanıyorum ki yarın akşam Murat kardeşimi tercih ettiğiniz anda, pazartesi gününden itibaren İstanbul bir başka yöne açılacak. Sizlerden Fatih’in emaneti bu aziz şehre sahip çıkmanızı bekliyorum. 31 Mart seçimlerinin Arnavutköy’le birlikte tüm İstanbul’umuz için şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum.” diye konuştu.

İMAMOĞLU’NA ELEŞTİRİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi insanın iş yaptığını kimisinin de sadece laf üstüne laf koyduğunu söyledi.

“Kimileri de kayak yapmaya İsviçre’ye gider. İstanbul’u sel alır, her taraf rezillik ama İstanbul’un belediye başkanı meydanda yok. Kimi insan eser üretir, kimisi de sadece polemik peşinde koşar.” ifadelerini kullanan Erdoğan, Ziya Paşa’nın “Eşek ölür, kalır semeri. İnsan ölür, kalır eseri.” sözünü aktardı.

Erdoğan, “Sanki Ziya Paşa bunlar için bunu söylemiş. Biz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren, son 30 yıldır hep icraatlarımızla konuştuk. Beceriksizliğini bahanelerle örtmeye çalışanlardan değil, milletine hizmet edebilmek için engelleri aşanlardan olduk. Ama Kastamonu’da sel afeti oldu, Murat Kurum çizmeleriyle beraber oradaydı. Deprem oldu, 11 vilayet… Murat Kurum çizmeleriyle beraber deprem bölgesindeydi. Antalya’da deprem oldu oradaydı. Kastamonu’da felaket… Murat Kurum kardeşim oradaydı. Peki bunlar neredeydi? Ara da bul, bulamazsınız.” diye konuştu.

GÜNGÖREN MİTİNGİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci durağı ise Güngören’di. “DEPREM TEHDİDİNİ YOK SAYAMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmasında bilim adamlarının sürekli uyardığı depremin kapılarını çalmadan, tüm ilçeleriyle İstanbul’u depreme daha hazır hale getireceklerini vurgulayarak, “Sadece belediyemiz değil, tabii ki bizlerde merkezi yönetim olarak her zaman İstanbul’umuzun yanında olmaya devam edeceğiz. Daha bir sene önce asrın felaketinde 53 binden fazla canımızı toprağa vermiş bir ülke olarak, deprem tehdidini yok sayamayız. Dün gece Elazığ’da yaşanan 4,7 büyüklüğündeki şiddetli sarsıntı bize bunu bir kez daha hatırlattı. Elazığ’a buradan tekrar geçmiş olsun diyorum.” ifadelerini kullandı. “DEPREM KONUSUNA SİYASET ÜSTÜ BİR MESELE OLARAK BAKMAMIZ GEREKİYOR” Deprem konusuna, siyaset üstü bir mesele olarak bakmaları gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “‘Yarısı Bizden’ kampanyasına yenilerini ekleyerek, İstanbul’umuzun daha güvenli, daha dirençli hale gelmesini sağlayacağız. İstanbul, ihmali, gevşekliği, umursamazlığı kaldıramaz. Son 5 yılda bu hakikati bir kez daha gördük. Bu şehrin hazine değerinde 5 senesi, sadece kendi ihtiraslarının peşinden giden bir zihniyetin elinde heba oldu. Halbuki bu şehr-i İstanbul’un ihtiyacı tatil değil, delege avı peşinde koşmak değil, başka sıfatlar için ülkeyi dolaşmak hiç değil. İstanbul, ‘ikinci iş’, ‘ek iş’, ‘yarı zamanlı iş’ olarak yönetilebilecek bir şehir değil. Vaktinizin, enerjinizin, benliğinizin tamamını İstanbul’a adayacaksınız ki, binlerce yıllık geçmişinden süzülüp gelen ruhuna bir parça nüfuz etmiş olasınız. İstanbul’a atlama taşı değil, ömrünüzün nihayetine kadar dizinin dibinden ayrılmayacağınız bir sevgili gözüyle bakacaksınız. Kader sizin yolunuzu nereye çıkartır, o ayrı mesele… Ama siz İstanbul’a böyle bakmak, İstanbul’u böyle kucaklamak, İstanbul’a kendinizi böyle adamak mecburiyetindesiniz. Aksi takdirde bu şehir kırılır, küser, ritmi düşer, heyecanı azalır.”

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“İSTANBUL’U İÇİNE DÜŞTÜĞÜ ÇÖKÜŞTEN KURTARMAYA TALİBİZ”

“İstanbul depreme hazırlığının geciktirilmesi sebebiyle şu andaki yönetime kırgın. İstanbul trafiğinin durma noktasına gelmesiyle küskün. Gün geçmiyor ki otobüsler yanmasın. Hep bunları yaşadık. İstanbul vizyonu, ufku beslenemediği için soldu. Biz İstanbul’u içine düştüğü bu çöküşten kurtarıp yeniden dinamizmine kavuşturmaya talibiz.

PARA SAYMA SORUŞTURMASI: CHP TARAFINDAN BİR ALLAH’IN KULU TUTARLI BELGELİ BİR AÇIKLAMA YAPMIYOR, YAPAMIYOR

Bavul bavul dolarlar avrolar bütün bunlarla beraber seçime hazırlanıyor. Vatandaşlar görüntüleri konuşuyor CHP tarafından bir Allah’ın kulu tutarlı belgeli bir açıklama yapmıyor, yapamıyor. Neden 6-7 kişinin saatlerce uğraştığını açıklamıyorlar. Demek ki ortada izahı mümkün olmayan ilişkiler, işler, ödemeler var.

“İSTANBUL’U BU HALE DÜŞÜRENLER UTANSIN”

İstanbul’u bu hale düşürenler utansın. Şehrin kaynaklarını sizler için harcamak yerine bavul bavul yağmalayıp başka ihtirasların finansmanında kullanıyorlar.

“MİLLETİMİZİN SANDIKTAN ÇIKAN İRADESİNE ELBETTE SAYGILIYIZ, SAYGILI OLACAĞIZ” İstanbul’a Ankara’ya karşı sorumlu olanların işlerini güçlerini bırakıp aylar boyunca cumhurbaşkanı yardımcılığı oynadığı günler yaşadık. Milletimizin sandıktan çıkan iradesine elbette saygılıyız, saygılı olacağız ama hiç kimsenin de şehirlerinin 5 yılının daha çalınmasına rıza göstermeyeceğine inanıyoruz. Şayet seçim yabancı ajansların göz boyayan kampanyalarıyla kazanılsaydı, geçmişten beri bu ülkede iktidardan hiç düşmeyecek olanlar vardı.

ERDOĞAN’DAN İMAMOĞLU’NA: SANA BİR DAHA DÖNMEMEK ÜZERE MİLLETİM TATİL İZNİNİ VERECEK

İstanbul’ sel alıyor İstanbul’un belediye başkanı İsviçre’de tatilde ‘Benim de tatil yapma hakkım yok mu?’ diyor. Var. Sana bir daha dönmemek üzere benim milletim tatil iznini verecek.”

Yorum yapın