Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Faşist zihniyetin bu topraklarda yeri yok

“ECDADIMIZ HÜKÜMRANLIK KURDUĞU TÜM TOPRAKLARI ADALETLE YÖNETMİŞTİR”

Yılmaz, Hz. Muhammed’in bütün mücadelesinin insanlığın huzur ve selametiyle yeryüzünde barış ve adaletin tesisi için olduğuna dikkati çekerek, onun hedefinin iman ve istikamet üzere bir hayat, insani değerler etrafında birbirine kenetlenmiş erdemli bir toplumun inşası olduğunu vurguladı.

Hz. Muhammed’in örnekliğinde ve önderliğinde şekillenen asrısaadetin bu idealin mücessem hali olduğuna işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:

“Peygamber Efendimiz, vahyin rehberliğinde Medine-i Münevvere’de iman, doğruluk, adalet, merhamet ve güzel ahlak üzerine bir toplum inşa etmiştir. Allah Resulü, daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu bütün dünyaya tatbik ederek göstermiştir. Onun iman, emanet, adalet ve merhamet değerleri üzerine yükselttiği İslam medeniyetinde sadece Müslümanlar huzur ve sükun bulmadı. Aynı zamanda gayrimüslimler de güven ve emniyet içinde yaşadı. İslam’ın sancaktarlığını yapmak şerefine nail olan aziz milletimiz de Peygamberimizin yolundan giderek, yeryüzünde adaleti ve merhameti egemen kılmanın mücadelesini vermiştir. Yönetimi altındaki insanların dini, dili, kültürü ve rengi farklı olsa da ecdadımız hükümranlık kurduğu tüm toprakları adaletle yönetmiştir. Devlet-i Aliyye’yi altı asır boyunca ayakta tutan en önemli vasfı, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturuna olan bağlılığıdır. Atalarımız, nerede bir zulüm varsa karşı çıkmış, zalimin de mazlumun da kimliğini asla sorgulamamıştır.”

Yılmaz, engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere zulme uğrayan, baskı gören, ayrımcılığa uğrayan milyonlarca insanın Osmanlı İmparatorluğu’na sığındığını ve huzura kavuştuğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Afrika’dan Avrupa’nın derinliklerine kadar ayak bastığımız hiçbir bölgede insanların dillerini, dinlerini, kültürlerini değiştirmeye zorlamadık. Batılılar gibi insanların kaynaklarını sömürme peşinde koşmadık. İnsanları kan, gözyaşı ve şiddetle değil adalet ve merhametle yönetmeyi tercih ettik. Bu kalbi fethetmeyi, başı dara düşmüş bir insanın elinden tutmayı, mazlum ve mağdura kol-kanat germeyi zenginliklerin en büyüğü olarak telakki ettik. Paylaşmanın bereketine inanarak, elimizdeki imkanları ihtiyaç sahiplerinin istifadesine sunduk. Bunun da karşılığını İstiklal Harbimiz başta olmak üzere zor günlerimizde fazlasıyla gördük.”

Yılmaz, 6 Şubat depremleri sonrasında, Afganistan’dan Pakistan’a, Afrika ülkelerinden Endonezya’ya, Türk dünyasından Balkanlar’a, imkanları çok sınırlı da olsa, tüm dost ve kardeşlerin Türkiye’ye yardım için seferber olmasının gerisinde, Türk milletinin bu alicenaplığının yer aldığını vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde milletin bu vasfını güçlendirerek devam ettirmekte kararlı olduklarını söyledi.

Yılmaz, “Son dönemlerde milletimizin bu ulvi vasfını, yalan ve yanlış bilgilerle, ektikleri kin ve nefret tohumlarıyla tahrip etmek için uğraşanların gayretleri inşallah boşa çıkacaktır. Peygamber Efendimizin tavsiyeleri ışığında inşa ettiğimiz değerlerimizin örselenmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Eşrefi mahlukat olan insanı sırf renginden, mensubiyetinden, kimliğinden dolayı aşağılayan faşist zihniyetin bu topraklarda yeri yoktur ve asla olmayacaktır. Allah’ın izniyle buna ne devletimiz ne milletimiz müsaade etmeyecektir. Bu konuda ortaya konan her türlü sağduyulu tavrı takdirle karşıladığımızı burada belirtmek isterim.” dedi.

Yorum yapın