Zengezur koridoru ve Türk dünyası

İki yıl öncesi Karabağ operasyonu sonunda imzalanan anlaşmanın en kritik maddelerinden biri Zengezur koridoruyla ilgiliydi.

Belki de stratejik anlamda elde edilmesi en zor hedeflerden biriydi. Zira Türkiye’nin önce Azerbaycan’la, ardından da tüm Türk dünyasıyla doğrudan bağlantısını sağlayacak bir hattan bahsediyoruz.

Operasyona nasıl baktıklarının hiçbir önemi yok; Türkiye ve Azerbaycan dışındaki tüm aktörleri rahatsız etmesi de kaçınılmazdı.

İran başta olmak üzere Amerika, Fransa ve hatta Azerbaycan’dan yana tavır koyan Rusya bile tedirgin oldu.

Bu nedenle de hâlâ üzerinde tartışmalar yaşanıyor.

İki yıl geçmesine rağmen birileri anlaşmanın o maddesini fiilen güdük hale getirmeye çalışıyor. En azından askıda bırakılmak isteniyor.

Türkiye ile Azerbaycan ise sabırla bu noktanın üzerinde duruyor.

Rusya, koridoru koruma görevi altında koridoru kontrol eden taraf olmak istiyor. Anlaşılabilir. Rahatsız edici; fakat çok da ürkütücü değil.

Rusya bugün var, yarın yok. Bu uzun vadeli bir plan; o nedenle Rus varlığı konusunda çok endişelenmek gereksiz. Yeter ki koridor açılsın.

Öte taraftan bu koridordan en fazla rahatsız olan ülkelerin başında gelen İran yeni bir teklifle gelmiş gibi.

Zengezur koridoru yerine İran üzerinden geçen bir koridor öneriyor.

Böylece Türkiye’nin Türk dünyasıyla bağlantısında kontrol sahibi olmak istiyor. Yani “Bağlantıyı bozamıyorsan içine gir” ilkesiyle yeni bir teklif yapıyor.

Türkiye ve Azerbaycan’ın birinci tercihi tabii ki Ermenistan‘dan geçen Zengezur koridoru olur.

Fakat İran içinden açılacak ikinci bir koridora da Zengezur’dan vazgeçilmedikçe itiraz gelmez.

Hatta iki koridor daha tercih edilebilir hâle bile gelebilir.

Bu nedenle Zengezur’a “olmazsa olmaz” diye bakmak, İran üzerinden teklif edilen koridoru da “tali yol” olarak görmek doğru olur.

Yorum yapın