Glütensiz beslenmeye ihtiyacımız var mı?

Glütensiz beslenme son yıllarda giderek popüler olmaya market rafları, kafe ve restoran menülerinde yer almaya başladı. Peki bu şekil beslenme çoğumuz için uygun mu? İşte Güvenlik’in yanıtı…

Glütensiz beslenmeye ihtiyacımız var mı?

Her zaman karşımıza çıkan farklı beslenme modelleri merak uyandırıyor. Hatta daha sağlıklı olduğu düşünülerek çoğu zaman bir uzman görüşü alınmadan deneniyor. Son zamanlarda da glütensiz beslenme oldukça popüler. Dolayısıyla Uzman Diyetisyen Ayşe Gül Güvenlik, glütensiz beslenmenin ne anlama geldiğini, glüteni azaltma yahut kesmenin risklerini, faydalarını ve kimler için uygun olduğunu şöyleki söylemiş oldu:

Uzman Diyetisyen Ayşe Gül Güvenlik

Ne vakit önerilir?

ÇÖLYAK: Çölyak hastalığı olan kişilerin glütensiz beslenmeleri gerekir. Bundan dolayı vücut glütene karşı otoimmün bir yanıt olarak ince bağırsağa saldırır. Karın ağrısı, mide bulantısı, şişkinlik ve ishale yol açar. Glüten enteropatisi olarak da bilinen bu durumda kişi glüteni tolere edemez ve hayat boyu glütensiz bir beslenme uygulamak durumundadır. Dikkat edilmediği yahut geç teşhis edildiği durumlarda tahrip olan bağırsak dokusuna bağlı
fazla kilogram kaybı ve kilogram alamama durumları görülür.

GLÜTEN HASSASİYETİ: Çölyak dışı glüten hassasiyeti olarak da adlandırılan glüten intoleransı olan kişilerinde glüteni diyetlerinden çıkarması iyi olur. Bu kişiler beslenmelerinden glüteni çıkardıklarında daha iyi hissederler. Duruma uygun bir beslenme programıyla yorgunluk, gaz, ödem, şişkinlik, kabızlık yahut ishal şeklinde yakınmaları harcama, enerjilerinde artış olur.

BUĞDAY ALERJİSİ: Bu biçimde bir alerjisi olan kişiler glüten nedeniyle değil, glüten içeren bazı gıdalardan uzak durmalıdır. Buğday, vücutlarında dermatit şeklinde cilt sorunlarına, baş ağrısı ya da hapşırma şeklinde semptomlara neden olabilecek bağışıklık tepkisini tetikler. Arpa ve çavdar dahil diğeri tahıllardaki glüteni yiyebilirler.

GLÜTEN ATASİSİ: Belirli sinir dokularını etkileyen otoimmün bir bozukluktur. Kas kontrolü ve istemli kas hareketleriyle ilgili sorunlara neden olur. Beslenmede glüten kaynaklarına dikkat edilmelidir.

FAZLA KİLO: Glütensiz beslenme; günlük hayatta kolaylıkla karşınıza çıkan ve genel beslenme alışkanlıklarının büyük bölümünü oluşturan ekmek, makarna, bulgur, simit, poğaça, börek vb. fırın/pastane ürünleri, fast food ve paketli ürünlerin beslenmenizden çıkması anlamına geliyor. Öyleyse porsiyonları abartmıyorsanız kilo vermeniz kolaylaşır. Bu nedenle doğru tanı ve tedavi kişinin yaşam kalitesini artırıp daha sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlarken diyetine bağlılığını da güçlendirir.

Glütensiz diyet nedir?

Glütensiz beslenme buğday, arpa, çavdar şeklinde tahıllarda bulunan bir protein olan glüteni içeren gıdaları (ekmek, makarna, un ve undandan yapılan her şey) diyetinizden çıkarmanız anlama gelir. Beslenmeniz başlıca glüten içermeyen sebze, meyve, et çeşitleri, yumurta, süt ürünleri, kurubaklagiller, kuruyemişler, mısır, patates, pirinç, karabuğday, kinoa, amarant, işlenmiş glütensiz un, glütensiz makarna, glütensiz kahvaltılık gevrek yahut glütensiz yulaf ezmesi şeklinde gıdalardan oluşur. Üzerinde ‘’glüten içermez” ibaresi yer alan besinlerin 10 ppm yahut daha az glüten içerdiğine dikkat edilmelidir. Glüten günlük yaşamda birçok yerde de karşınıza çıkabilir. Soya sosu, dondurma, bazı ilaçlar, güzellik ürünleri ve besin takviyeleri de glüten içerebilir.

Çölyak hastalığı olmayanların glütensiz beslenmesi doğru mu?

Glüten içeren bazı gıdalar B vitaminleri, demir ve magnezyum şeklinde önemli vitamin ve minerallerin kaynağıdır. Diyetinizden glüteni tamamen çıkarırsanız tam tahılları, lifleri ve besleyici mikro besinleri kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Kalp hastalığı ya da diyabet riski taşıyorsanız, diyetinizde yeterli miktarda tam tahıl bulundurmak önemlidir. Tam tahıllar kolesterol ve kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabilir. Bazı işlenmiş glütensiz gıdaların sodyum, şeker ve yağ içerikleri yüksektir. Bu gıdaları tüketmek kilogram alımına, kan şekerinde dalgalanmalara, yüksek tansiyona ve beslenme dengesizliklerine yol açabilir. Yani glütensiz etiketi bir gıdayı sağlıklı yapmaz. Çölyak hastalığınız ya da mide-bağırsak tahrişiniz yoksa glüteni çıkarmadan önce yüksek oranda işlenmiş gıdaları diyetinizden elemeniz gerekir. Pek oldukça insan glüteni ortadan kaldırarak değil, bir tek daha iyi beslenerek kendisini sağlıklı ve iyi hisseder.

Glüten eksikliği mesele yaratır mı?

Özellikle glütenin eksikliğine bağlı bir mesele oluşacağına dair bir veri yoktur. Bir tek bazı kişilerde oldukça fazla glüten içeren bir beslenmeden birden glütensiz bir beslenmeye geçişte sersemlik hali, halsizlik, mide bulantısı, aşırı açlık, kaygı ve depresif ruh hali görülmüştür. Bu durum özellikle yeterli sebze, meyve, kurubaklagil, glüten içermeyen diğeri besinlerin tüketilmemesiyle ilişkili olma ihtimali yüksektir.

 

(function(d, s, id) {
var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0];
if (d.getElementById(id)) return;
js = d.createElement(s); js.id = id;
js.src = “https://connect.feysbuk.net/tr_TR/sdk.js#xfbml=1&version=v2.5&appId=1104414796238524”;
fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);
}(document, ‘script’, ‘facebook-jssdk’));

Yorum yapın