Kardiyak MR sayesinde girişimsel işleme gerek kalmıyor

Kardiyak MR sayesinde, girişimsel işlem gerekmeksizin, kalp yetersizliği derecesi, odacık ve kapaklarda yarattığı değişiklikler ile kalp yetersizliğinin geri dönüşümlü olup olmadığı konusunda ileri düzey bilgiler edinebiliyoruz” diyen Doç. Dr. Hatice Kemal Günsel, Kardiyak MR’ın ayrıca çarpıntı, bayılma, baş dönmesi, ritim bozukluğu ve buna neden olabilecek bir odak veya anatomik, hemodinamik sebep olup olmadığının araştırılmasında da kullanıldığını ifade etti.

Doç. Dr. Günsel, “MR cihazında gerçekleştirilen Kardiyak MR çekimi sırasında, göğsüne EKG bantları yerleştirilen hastanın, kalp atım hızı kayıt altına alınıyor. 3 boyutlu ve yüksek çözünürlüklü görüntülerden elde edilen sonuçlar, uzmanlar tarafından değerlendirilerek, raporlanıyor. İşlem yaklaşık 50-60 dakika sürüyor. Kardiyak MR, kalp içinde yer alabilecek pıhtı veya kitlelerin ortaya konulmasında, ayırıcı tanıda da öne çıkıyor. Onkolojik ve romatolojik hastalıklar da kalbi olumsuz etkileyebiliyor. Bu hastalıklara bağlı olduğu tespit edilen kalp yetersizliğinde tedavi protokolleri tamamen değişebiliyor. Bu nedenle Kardiyak MR, yetersizliğin nedeninin tespiti ve doğru tedavinin planlanmasında yol gösterici özellik taşıyor” dedi.

Kardiyak MR’ın avantajları:

  • Radyasyon maruziyeti olmaması bu görüntüleme tekniğinin oldukça önemli bir özelliğidir.
  • Hastaların tanı ve tedavisinde olduğu kadar takip sürecinde de önemli yere sahiptir.
  • Ekokardiyografi ve bilgisayarlı tomografiden farklı olarak kalpte doku düzeyinde değerlendirmeye olanak sağlaması en önemli özelliklerindendir. Kalp yetersizliği olan hastalarda sürecin geri dönüşümlü olup olmadığı, nedenin miyokardit denilen kalp kası iltihabına bağlı olup olmadığı veya ailesel özellik gösteren genetik geçişli hastalıklara bağlı olup olmadığı konusunda ayrıntılı bilgi sağlar.
  • Onkoloji hastalarında kullanılan kemoterapilerin bazıları kalp üzerine toksik etkiler gösterebilmektedir. Özellikle geçirilen operasyonlara bağlı ekokardiyografik görüntüleme kalitesi düşük olan hastalarda Kardiyak MR görüntüleme sağlanması mümkündür.
  • Kalp kası iltihabı (miyokardit) tedavisi sonrası veya kalp krizi sonrası kalıcı bir hasar kalıp kalmadığı da kardiyak MR ile araştırılabilmektedir.
  • Hipertrofik kardiyomiyopati denilen genetik geçişli kalp kasının kalınlaşması ile karakterize hastalıkta, hastalık ciddiyetinin değerlendirilmesi, eşlik eden kapak patolojilerinin belirlenmesi ve ayrıca hastalığın progresyonunda Kardiyak MR diğer kardiyak görüntüleme yöntemlerine göre büyük avantaj sağlamaktadır. Erken evre hastalık belirlenmesinde ve aile bireylerinin taranmasında ilk tercih edilebilecek görüntüleme yöntemlerindendir.
  • Kalp içi pıhtı ve kitlelerin belirlenmesinde, çevre dokulara (perikard) yayılım olup olmadığının ortaya konulmasında kullanılmaktadır.
  • Doğumsal kalp hastalığı olan hastalarda ayrıntılı anatomik değerlendirme sağlamaktadır. Kalpte delik (atriyal septal defekt, ventriküler septal defekt) bulunan hastalarda hemodinamik değerlendirmeye olanak sağlamaktadır.
  • Koroner arter hastalığı olan hastalarda koroner darlıkların kanlanma bozukluğuna yol açması ve yaygınlığı Kardiyak MR perfüzyon görüntüleme ile değerlendirilebilir. Bu sayede darlık olan damara müdahale edilmesinin (stent veya bypass) gerekliliği kararlaştırılabilir. Hemodinamik olarak doku düzeyinde kanlanma bozukluğu yaratmayan darlıklarda gereksiz girişim uygulanmasından kaçınılabilir.
  • Ekokardiyografik olarak değerlendirilmesi kısıtlı olan kalbin sağ tarafına bağlı hastalıkların tanısında ve takibinde altın standart görüntüleme yöntemidir.

Yorum yapın