Türkiye İş Bankası Müzeleri’nden Yaşasın Cumhuriyet Sergisi

Serginin küratörlüğünü üstlenen, 19. ve 20. yüzyıl Türkiye iktisadi ve sosyal tarihi, kurum ve girişimcilik tarihi konularında yaptığı çalışmalarla bilinen, Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Murat Koraltürk, Yaşasın Cumhuriyet sergilerinin hazırlık sürecini Günaydın’a anlattı.
Serginin kurulma sürecinden söz eder misiniz?
Hikayemiz kapitülasyonlar ve dış borçlarla dışa bağımlı bir ekonominin, kendi kendine yeten, iktisadi bağımsızlığı hedefleyen modern bir ulus ekonomisine dönüşümü üzerine odaklanacaktı. Müze’nin tarih araştırmaları ekibi, tasarımı yapan Pattu Mimarlık ve İş Sanat’ın koordinasyonuyla yaratıcı pek çok unsuru sergilemeye dahil ederek oldukça hızlı çalıştık. Bunda tüm ekibin deneyimi ve birbiriyle uyumu önemli rol oynadı.
Türkiye İş Bankası Müzeleri’nin kendi arşivlerinin yanı sıra, halka yapılan çağrı sonucu kurumlardan ve kişisel arşivlerden de faydalandınız. Katılım nasıldı?
Yapılan çağrıya çok sayıda yanıt geldi; birbirinden çok farklı, kimi belge ve fotoğraf, kimi obje olan malzemeleri değerlendirmek gerekliydi. Serginin temasıyla olabildiğince ilgili belge ve objeleri sergilenmek üzere ödünç aldık. Ayrıca çeşitli kurum ve müzelerden sergi malzemesi de edindik. Örneğin, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı, Fakülte bünyesindeki müze ve koleksiyondan fotoğraf ve belgeler yanı sıra tarım aletlerini sergilenmek üzere verdiler. Sümerbank Nazilli Fabrikası binası, bugün Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’ne ait bir yerleşke olarak kullanılmakta. Burada fabrikadan kalmış ve muhafaza edilen objeler bulunmakta. Bunlardan biri de Rusların fabrikayı inşa sürecinde yapılmış olan fabrika maketidir. Bu maket de sergide yer almaktadır.

İKTİSADİ MİRAS ANLATILIYOR

İstanbul’daki sergi 8, Ankara’daki sergi Başkent’e ayrılan özel bir alanla birlikte 9 bölümden oluşuyor…

Serginin kapsadığı zaman dilimi Atatürk dönemi olarak da isimlendirilebilen Cumhuriyet’in ilk on beş yılıdır. Bu süreçte ekonominin çeşitli sektör ve alanlarında, eğitim ve sağlık konularında izlenen politika, atılan adımlar sergide fotoğraflar, belgeler, dokümanter filmler ve objelerle destekleniyor. İlk bölümde Cumhuriyet’in devraldığı iktisadi miras anlatılmakta… “Tam Bağımsızlık İçin Milli Egemenlik, Milli Ekonomi” başlığını taşıyan ikinci bölümde İzmir İktisat Kongresi ve Lozan Antlaşması’nın iktisadi sonuçlarından söz edilmektedir. “Önce İnsan: Sağlık ve Eğitim” başlığını taşıyan üçüncü bölümde nüfus politikası, sağlık ve eğitim alanında yapılanlar, “Çiftçinin Emeği Modern Tekniklerle Değerleniyor” başlıklı dördüncü bölümde 1925’te Aşar vergisinin kaldırılması ve tarım alanında atılan adımlar ele alınmaktadır. “Milli Sermayenin Yükselen Gücü”nde yerli girişimci yaratma, milli bankacılık ve sigortacılık girişimleri, yurt içi ve dışı tanıtım faaliyetleri kapsamında fuarlar konu edilmektedir. “Gidemediğin Yer Senin Değildir” başlıklı altıncı bölümde demiryolları, denizyolları ve havayolu ulaşımına değinilmektedir. “İlk Sanayileşme Çabaları, Kriz ve Korumacılık” başlıklı yedinci bölümde 1929 krizi ve alınan önlemler, Merkez Bankası’nın kurulması, çimento ve şeker sanayi alanında atılan adımlar yer almaktadır. “Kalkınmanın Lokomotifi: Modern Sanayi Kuruluyor” başlıklı sekizinci ve son bölümünde ise devlet eliyle plan doğrultusunda sanayileşme çabası ve bu bağlamda Sümerbank, Etibank ve İş Bankası’nın sanayi alanındaki girişim ve yatırımları konu edilmektedir. Ankara’daki sergide ise İstanbul’dan farklı olarak dokuzuncu bölüm de yer almaktadır. Bu bölüm, Atatürk döneminde Ankara’nın iktisadi durumu ve sosyal gelişimine dair anıları kapsamaktadır. Ziyaretçiler, Cumhuriyet’in bu ilk döneminde ekonomide yapılanları, özellikle iktisadi bağımsızlık ve kendi kendine yeten bir ekonomi yaratma çabasını, sanayileşme ve buna dayalı olarak kalkınma perspektifini görme şansını bulacaklardır.

‘CUMHURİYET’İN İLK 15 YILINDA EKONOMİNİN FOTOĞRAFINI ÇEKMEYE ÇALIŞTIK’

Serginin izleyicilere söylemek istediği söz nedir sizce?

Günümüzde küreselleşmenin ve neoliberal iktisat anlayışının etkisi altında iktisadi bağımsızlık ve kendi kendine yetmek, birçok insan için bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak yüzyıl sonra dönüp geriye baktığımızda Cumhuriyeti kuran kadronun özellikle Osmanlı Devleti’nin acı deneyimlerinden ders çıkartmış ve bu nedenle siyasal alanda olduğu gibi ekonomide de bağımsızlık vurgusu yaptıklarını görüyoruz. Bu politikaların, atılan adımların ve kurulan kurumların hangi ihtiyaçtan kurulduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Biz bir anlamda Cumhuriyet’in ilk on beş yılında ekonominin fotoğrafını çekmeye çalıştık. Ziyaretçilerin de bu fotoğrafı görmelerini diliyoruz.

Yorum yapın