• Cts. Eyl 13th, 2025

“Burası karışacak vaziyet alın!” – Yazarlar – Cüneyd Altıparmak

ByBaha Kaptan

Eyl 13, 2025
“Burası karışacak vaziyet alın!” – Yazarlar – Cüneyd Altıparmak

Bir film repliğinin siyaset ve hukuk gündemini özetleyeceğini düşünemezdim. Gelişen hal bu maalesef.

CHP’nin kurultay iptali davalarından çıkıp başka bir konuyu yazmak mümkün olmuyor.

Bugün de bu konuyla başlayıp başka gündemlerin hukuki durumuna dair birkaç düşüncemi paylaşmak istiyorum…

ANKARA’DAKİ SON KARAR…

Perşembe günü “son dakika” gündeme bir karar düştü. Karar, İstanbul kurultayının iptali için Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin davayı reddetmesine dairdi. Yani mahkeme İstanbul kurultayının iptalini isteyenlerin taleplerini kabul etmedi. Peki bunun sonuçları ve İstanbul’daki gelişmelere etkisi ne olacak? Bunu beş madde de özetleyebilirim:

1. Ankara ve İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri arasında bir astlık ve üstlük ilişkisi yok. Aynı konularda farklı karar üretmeleri mümkün. Zaten Bölge Adliye Mahkemeleri, Yargıtay bunun için var. Farklı kararları tek bir sonuca bağlamak ve uyumu sağlamak için…

2. İstanbul’un geçici heyet tayinine ilişkin kararı ayakta. Ankara’nın verdiği karar ile -dolaşan tezviratın aksine- İstanbul’un kararı ortadan kalkmıyor. İstanbul’un kararını etkileyecek tek karar CHP’nin itirazı ile bu kararı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesidir.

3. Ankara’nın verdiği karar da kesin değildir. Tıpkı İstanbul mahkemesinin kararı gibi. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi dosyayı inceleyip verilen kararı kaldırabileceği gibi başka bir gerekçe ile de ret kararını perçinleyebilir veya kararı onar. Bu halde bile İstanbul’daki süreç devam edecektir konu ta ki Yargıtay’a gidene kadar! Şayet böyle bir durum oluşursa kanunen Yargıtay’ın bu kararlar arasındaki uyuşmazlığı gidermesi mümkün. (5235 s.K m.35)

4. Bir de kararın oluşturduğu kafa karışıklığı var. Anılan karar “kısa karar” olarak nitelediğimiz bir metin. Kararda “davanın reddine” ifadesinin başında esastan mı, usulden mi olduğuna dair bir niteleme yok. Alttaki satırlarda “usulden ret” nitelemesini kullanınca diğer durumların “esasa” dair olduğu sonucuna ulaşılıyor haliyle. Bu yorumları da doğal karşılıyorum. Ancak “hak düşürücü” süre sebebiyle ret kararı da bir “esastan ret” türüdür. Kararın gerekçesini görmek gerekiyor. Bunun için 15 gün beklemeye de gerek olmadığını düşünüyorum. Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin hızlı biçimde bu kararı yazması lazım…

5. Tüm meselenin odağı 15 Eylül’deki dosya. Ankara’da böyle bir karar çıkınca “işte adalet” diyenler, Ankara’nın bir başka mahkemesinden gelecek ters bir karar için ne diyecekler görmek gerekiyor. Bu arada 15 Eylül’de bir karar çıkmaması veya kararın iptal talebini reddetmesi de mümkün. Hukuk böyle bir şey. Matematik sorunu çözer gibi bir yeknesaklık beklenmemeli… Kaldı ki Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve YSK kararları “yargıya müdahale” meselesi hakkında bizi objektif düşünmeye sevk etmeli…

CAN HOLDİNG VE KAYYIM

Show TV ve Habertürk’ün de içinde bulunduğu Can Holding ile ilgili yürütülen soruşturma sebebiyle el koyma işlemi yapıldı. İddialar vahim ve süreç devam ediyor. Buradaki kafa karışıklığına sebep olan “kayyım atanması” meselesine dair birkaç hususun altını çizmek gerekiyor:

Birincisi bu bir medya operasyonu değil. 121 şirkete el koyma yapılıyor. Bunların içinde medya da var.

İkincisi bu kanallar suç işlemiş değil, bu kanalların alımı için kullanılan para “hukuka uygun elde edilmemiş” yani suç geliri olarak niteleniyor bu sebeple el koyma yapılıyor.

Ve son olarak TMSF bu konuda yasal yetkili. TMSF şirket yönetimi konusunda uzmanlaştı. Böyle olduğu için el koyma işlemi yapılan şirketlerin yönetiminde bir aksama olmuyor. Eğitim ve medya şirketleri ile ilgili olarak yapılan ilk açıklamanın “her şey olağan seyrinde devam edecek” şeklinde olmasının bir sebebi de bu.

SUMUD VE DOHA’YA BOMBA

Yiyecek yardımı için gelenleri vuran bir zihniyetin, umudumuza attığı iki bomba bizleri şaşırtmamalı. Tunus ve Katar’da gerçekleşen olayların manası büyük! SUMUD Filosuna atılan bomba yardım çalışmalarına, Katar’daki ise barışa dönük bir saldırıydı. Bu İsrail’in bölge için “sorun kaynağı” olduğu tezini net bir biçimde ve bir kez daha ortaya koydu…

HUKUKİ ADIMLARA DİKKAT!

Burada hukuki olarak yapılması gereken bir durum var. Tunus’ta bu konu yargıya taşınmalı. Amaç Tunus’u sıkıştırmak değil. Ancak buradaki delillerin Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Adalet Divanına sunulması için bir dosyaya bağlanması ve davalara taraf olan ülkeler eliyle uluslararası mahkemelerdeki dosyalara girmesinin sağlanması gerekiyor. Aynısının Doha’daki saldırı için de yapılması elzem…

Sürecin bir diğer yönü ise bu saldırıların bölge ülkelerinin meşru müdafaa hakkını kullanmak veya barışı sağlamak için güç kullanma konusunda elini güçlendirdiği gerçeğidir…

https://www.star.com.tr/politika/cuneyd-altiparmak-yazdi-burasi-karisacak-vaziyet-alin-haber-1965055/

By Baha Kaptan

Baha, siyaset alanında tarafsız, analitik ve bilgilendirici içerikler üretir. Türkiye’nin iç siyaseti, hükümet politikaları, seçim süreçleri ve uluslararası siyasi ilişkiler üzerine kapsamlı yorumlar yapar. Uzmanlık ve Beceriler: Politik analiz ve eleştiri Parlamento ve seçim süreçlerinin takibi Kamuoyu araştırmalarını değerlendirme Karşılaştırmalı siyaset yazıları Net, dengeli ve objektif içerik üretimi