Ay’ın Dünya’ya bakan ve sürekli gördüğümüz yakın yüzü ile hiçbir zaman göremediğimiz uzak yüzü arasında uzun zamandır dikkat çeken farklar var. Şimdiye kadar bu iki yüz arasında onlarca teorinin ve bilimsel araştırmanın ortaya atıldığına tanıklık ettik. Nature Geoscience dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma ise bu farklılıkların yüzeyle sınırlı olmadığını, Ay’ın derinliklerine kadar indiğini ortaya çıkarıyor.
Araştırmaya göre, Ay’ın uzak yüzünün iç yapısı, yakın yüze kıyasla çok daha soğuk olabilir. Çin’in 2024’te başlattığı Chang 6 göreviyle toplanan kaya örneklerinin analizi, 2.8 milyar yıl önce lavlardan oluşan bu taşların yaklaşık 1.100°C’de kristalleştiğini gösterdi. Bu, yakın yüzeyden alınan örneklerden yaklaşık 100°C daha düşük bir sıcaklığa işaret ediyor.
Bilim insanları bu farkı, uzak yüzde ısı yayan radyoaktif elementlerin (uranyum, toryum ve potasyum gibi) daha az bulunmasına bağlıyor. Bunun nedeni büyük olasılıkla Ay’ın erken dönemlerinde yaşanan devasa bir çarpışma veya Ay’ın küçük bir uyduyla birleşmiş olması olabilir. Başka bir olasılık ise Dünya’nın güçlü kütleçekiminin yakın yüzün iç kısmını daha sıcak tutması.
Yıllardır bilinen jeolojik farklar da bu tabloyu destekliyor. Örneğin yakın yüzün %31’i, eski volkanik patlamalarla oluşmuş Maria adı verilen koyu düzlüklerle kaplı. Uzak yüzde ise bu oran sadece %1. NASA’nın GRAIL görevinden elde edilen veriler, uzak yüzün kabuğunun ortalama 20 km daha kalın olduğunu da ortaya koymuştu.
Tüm bu farklılıklar, yalnızca Ay’ın değil, Dünya’nın oluşum hikâyesini de anlamamız açısından kritik önem taşıyor. Zira gezegenimizle uydumuzun, 4.5 milyar yıl önce Mars büyüklüğünde bir gök cisminin Dünya’ya çarpması sonucu oluştuğu düşünülüyor.
Araştırmacılar şimdilik yanıtladıklarından çok daha fazla yeni soruyla baş başa kalmış durumda. Ancak kesin olan bir şey var: Ay’ın iki yüzü arasındaki uçurum, tahmin edilenden çok daha derin.
https://www.milliyet.com.tr/teknoloji/ayin-karanlik-yuzu-neden-farkli-yeni-arastirma-farki-daha-da-derinlestirdi-7455558