Yeni teknolojiler sayesinde üretilen sahte içerikler giderek yaygınlaşıyor. Deepfake adı verilen sistemler sayesinde Yaşanmamış olay veya olmayan kişilerin resmini, sesini veya videosunu oluşturmak artık he zamankinden daha kolay. Özellikle teknoloji meraklılarının eğlence amaçlı kullandığı ve şirketlerin peşi sıra yeni sürümlerini kullanıma açtığı Deepfake kötü niyetli kişilerin adeta bir silaha dönüşüyor.
Sahte içerikleri gerçeğinden ayırt edebilmek neredeyse imkansız. Özellikle sosyal medya platformlarında sıkça görülmeye başlanan bu Türk video ve ses kayıtları elbette ki kötü niyetli amaçlar için kullanılıyor. Yapay zeka sistemleri sayesinde Deepfake adı verilen sahte video ya da içeriklerin üretilmesi mümkün. Düşünün bir sabah kalkıyorsunuz ve hiç söylemediğiniz sözleri içeren bir videonun içindesiniz. Utanç verici, rencide edici, birilerini tehdit eden veya en hafif tabirle komik bir video kaydının içindesiniz. Ama aslında böyle bir şey yok.
Yaygın olan dezenformasyonla mücadele de devletlere yeni bir mücadele alanı çıkmış görünüyor. Devletler, sahte içeriklere karşı önlem almaya çalışırken, hukukta Deepfake kullanımları için henüz bir düzenleme yok. Şimdiden sayısız ünlü isim ve siyasetçi Deepfake içeriklerinin mağduru oluyor.