Mardin’den dünya teknolojisinin kalbine – Güncel Haberler

-Cengiz Holding grup şirketlerinden Eti Bakır bünyesindeki Mardin Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi’nde tam olarak ne yapıyorsunuz, tesis benzerlerinden nasıl ayrışıyor?

Mardin Mazıdağı tesisimiz, dünyada bir benzeri olmayan, sürdürülebilir üretim için de örnek bir tesis. Hammadde olarak Kastamonu’nun Küre İlçesi’nde işlediğimiz bakır madeninin artıklarını kullanıyoruz. Yani aslında hammaddemiz, başka madenimizin artık ürünleri. Bakır üretiminde ortaya çıkan pirit konsantresinden, 21’inci yüzyılın en stratejik madenleri arasında yer alan kobalt üretebilen dünyadaki tek merkez olan, Cengiz Holding çatısı altında faaliyet gösteren Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi, artık üründen farklı metalleri ekonomiye kazandırıyor. Bu tesis dünyadaki kobalt üretiminin yüzde 2’sini üretiyor.

Bunun yanında; bir yandan maden artıklarını ekonomiye kazandırırken, bir yanda Türkiye’nin uzun yıllardır atıl duran fosfat madenini devreye alarak üretim yapmaya başladık. Bu sayede de gübre üretiminde ana oyunculardan biri haline geldik.

-Bu tür tesisler ülkeler için neden önemli?

Gübre tarafından bakacak olursak; dünya nüfusu giderek artıyor. Özellikle fosfat madeni gelecek açısından stratejik değerli minerallerden biri. Çünkü tarımda verimlilik hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Türkiye’de tek yerli hammaddeyle gübre üreten tesis, şu anda entegre olarak Eti Bakır Mazıdağı işletmesi…

Avrupa kobaltı, kritik mineraller statüsüne aldı. Dünyada da yakından takip edilen bir mineral. Bilgisayardan cep telefonlarına, elektrikli otomobillerden yenilenebilir enerji sistemlerine, ileri teknolojiyle hızlanan onlarca farklı sektörün hammaddesi aynı değerli metallerden oluşuyor. Kobalt, nikel, lityum, çinko ve manganez gibi elementler, sahip oldukları potansiyel ve gittikçe genişleyen kullanım alanlarıyla artık dünyanın ve insanlığın geleceğinde hayati bir rol üstlenmiş durumda.

-Başka nerelerde kullanılıyor?

Hayvan yeminde bile kullanılıyor. B12 vitamini içerdiği için bu ürünü Amerika’daki müşterilerimize hayvan yemi için satıyoruz. Ya da plastik hammaddelerin katalistleri için kullanılan bir ürün. Yine kobalt mavisini hepimiz hatırlarız. Seramik veya diğer boyalarda da renk verici pigment olarak kullanılıyor. Ama en büyük kullanım alanı bataryalar… Bir de süper alaşımlar dediğimiz savunma sanayiinde, havacılık sektöründe özel metallerin üretiminde kullanılan kobalt, dayanımı yüksek, türbin kanatlarında ya da uçak kanatlarında kullanıldığında, dayanımı yüksek bir ürün ortaya çıkıyor.

-Tesisin büyüklüğünü rakamlarla da anlatabilir misiniz?

Yıllık yaklaşık 500 bin ton fosfatlı gübre üretimi yapılıyor. Yaklaşık 2 bin 500 ton kobalt metaline karşılık gelen ürün üretiyoruz. Yaklaşık bin ila bin 500 ton arasında bir çinko üretimimiz var. Bununla beraber yine bu artık ürünün içerisinde kalan 2 bin tonluk bakırı da burada geri kazanıyoruz. Kobaltta ağırlıklı olarak ihracata çalışıyoruz. Bir kısmı İngiltere’deki ICoNiChem isimli tesisimize gidiyor. Bugün 2.500 tonluk kapasiteyle dünya kobalt üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiriyoruz. Aralarında Amerika, İngiltere, İspanya, Kore ve Çin gibi ülkelerin bulunduğu 10’dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz.

-İyileştirme anlamında, Eti Bakır Mardin Mazıdağı’nda ne yapıyorsunuz?

Bu tesis, teknoloji sektörüne ürün ürettiği için gündemi takip eden ve çevik bir tesis. İyileştirme kapsamında Kai-Zen’i, yani ‘sürekli iyileştirme’yi ilke edindik; tüm operasyonel süreçlerinin odağına aldık. Sürekli iyileştirme ve yenilik odaklı çalışma, fikirlere değer verme ve çalışanları sürekli geliştirme yaklaşımlarını ilkelerimiz olarak belirledik. Arkadaşlarımız yılda yaklaşık 800 ila bin adet arasında bu tarz projeler geliştiriliyor. Mavi yaka personelimizi bu anlamda teşvik ediyoruz. Mesela geçen yılın kazanan projesini geliştiren arkadaşlarımızı ödül olarak, bir haftalığına İngiltere’deki tesisimize gönderiyoruz. Hem kendi işlerini kolaylaştırıyorlar hem de maliyet ve verimlilik anlamında tesise katkı sağlıyorlar.

Mardin’den dünya teknolojisinin kalbine

-Ar-Ge çalışmaları madencilik sektörü için olmazsa olmaz. Sizin ne tür Ar-Ge faaliyetleriniz var, bundan sonra ne tür projeleriniz olacak?

Kobaltın piritten ayrıştırılarak yeniden ekonomiye kazandırılması, sadece Türkiye’de değil aynı zamanda dünyada bu alandaki devrimlerden biri. Yapılan son çalışmalar sonucunda, tesislerde yüzde 99.99 saflıkta kobalt üretilebiliyoruz.

Yeni Ar-Ge laboratuvarında, halihazırda üretilmekte olan kobalt, çinko ve nikelin saflaştırılarak katma değerinin artırılmasının yanı sıra manganez, lityum ve diğer stratejik elementlerin üretilmesi ve saflaştırılması üzerine de çalışmalar yürütüyoruz. Hedefimiz, Mardin Mazıdağı tesislerini yüksek teknolojiye hitap eden sektörlerin vazgeçilmez iş ortaklarından birine dönüştürmek…

Kobalt üretimi ile birlikte döngüsel ekonominin de simge merkezlerinden birine dönüşen Mazıdağı tesislerinin şimdiki odağında ise batarya tozundaki metalleri geri dönüştürmek var. Atıl vaziyetteki otomobil, telefon ve bilgisayar bataryalarının içinden, kobalt, nikel, lityum ve manganezi çıkarıp ekonomiye geri kazandıracağız. Kobalt ve nikelde bu işlemi başarıyla uygulayabiliyoruz. Lityum ve manganez için de çalışmalara devam ediyoruz. Bu dört elementi batarya tozundan ayrıştırabilen bir tesis şu anda dünyada yok. Biz tüm bu çalışmaları bir-iki yıl içerisinde tamamlayarak, dünyada bir ilki başarmak istiyoruz. Bu konuda İngiltere ve Mardin tesisimiz birlikte çalışıyor.

-Bunun neden önemi var?

Elektrikli araçlar emisyon olarak belki sıfır gibi gözüküyor olabilir. Ama beşikten mezara bir emisyon hesabı yapıldığı zaman işin rengi değişiyor. Her bir malzemenin geri dönüşümü hesaba katılmadan, sadece o ürünün üretilme sürecindeki emisyonlarla bizim geleneksel kullandığımız araçlarla çok bir farkı açıkçası kalmıyor.

Sayıları giderek artan elektrikli araçların bataryasının üretimi kadar geri dönüşümü de son yılların en önemli gündem maddelerinden biri. Bu tesis sadece bataryaların geri dönüşümünde değil içindeki kobalt başta olmak üzere diğer stratejik elementlerin yeniden ekonomiye kazandırılmasında da başrol oynayacak kapasitede. Ayrıştırdığımız bataryadan elde edilen değerli metalleri yeni batarya üretiminde kullanılacak hale getirebilecek gücümüz ve tecrübemiz var. Sürdürülebilirlik ve karbon emisyonlarının aşağı çekilmesi açısından bunu çok önemsiyoruz. Sürdürülebilir batarya hammaddeleri konusundaki çalışmalarımızla 14 firmayla Avrupa Birliği’nin Horizon Projeleri’ne başvurduk. Sonuçlar eylül ayında açıklanacak. Kabul görürse Avrupa akademileri ve laboratuvarlarıyla birlikte bu konudaki ana partnerlerden biri biz olacağız. İngiltere’de elektrikli araç pazarı şu anda daha büyük olduğu için çalışmalarımızı ICoNiChem’de başlattık. İngiltere’de başarılı olduğumuz takdirde aynısını Türkiye’de de yapabiliriz.”

-Özellikle karbon ayak izi uygulamaları rekabette de daha fazla önemli hale gelecek gibi görünüyor, siz nasıl yorumluyorsunuz?

Kullandığımız hammadde ilk tesise girdiğinde yaptığımız prosesle dışarıya bir ısı veriyor. Yani ekzotermik denen, dışarıya ısı veren bir reaksiyon. Biz bu ısıyı geri kazanıp elektrik tüketimimizin yüzde 75’ini artık ısıdan, herhangi bir karbon ayak izine neden olmadan üretebiliyoruz. Bunun yanında geri kalan elektriği de yine geri dönüşüm yenilenebilir enerjiden üretmek adına 52 megawattlık güneş enerjisi santralı yatırımı yapıyoruz.

Tüm bunlar hayata geçirildiğinde burası, tamamen yenilenebilir enerjiden üretim yapan bir tesis haline gelecek. Gübre sektörü enerji yoğun bir sektör. Bu çalışmalarımızın sonucunda, hem saygınlık açısından hem de maliyetler açısından ciddi bir katma değer sağlanacağını öngörüyoruz.

İNGİLTERE’DEKİ TESİSTE KATMA DEĞERLİ ÜRÜNE DÖNÜŞÜYOR

-Sadece Türkiye’de değil İngiltere’de de faaliyet gösteriyorsunuz. Biraz o operasyondan bahseder misiniz?

İngiltere’deki tesisimiz olan ICoNiChem’i 2020 yılının Aralık ayında satın aldık. Satın alma motivasyonumuzun kaynağı, bizim Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerine yol göstermesi içindi. Halihazırda üretim yapan bir firmanın teknolojisini satın alarak, yurtiçindeki Ar-Ge süreçlerini hızlandırdık. İngiltere’deki bu tesisimizle entegre çalışıyoruz. Mazıdağı’nda çıkan ürünler İngiltere’deki tesisimize gidiyor ve orada katma değerli ürüne dönüşüyor. Bu ürünlerden bir kısmını burada üretmekle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Mardin Mazıdağı’ndan Türk mühendis arkadaşlarımız orada çalışıyorlar. Farklı çalışmalarımız yürütüyoruz, bu katma değerli ürünlerin bir kısmını Türkiye’de üretmeye yönelik çalışmalarımız var.

Yorum yapın